Bir süre önce traducir inglés
3,436 traducción paralela
Kısa bir süre önce mihrapta terk edildim.
A little while ago, I was jilted at the altar.
- Bir süre önce Cheyenne bir beyefendi arkadaşının durumu için beni ziyaret etti,
I did have a Cheyenne gentleman visit me recently, um, about a friend's situation.
Ama bir süre önce kaybettim.
But I lost it a while ago.
Kısa bir süre önce ormanda takip ediliyorduk.
We were being chased in the woods until a little bit ago.
Uzun bir süre önce kanserden öldü.
He died a long time ago of cancer.
Avery ile bir süre önce ayrıldık.
Avery and I broke up a while.
- Bir süre önce vefat etti.
- Well, she died a while back.
Demek oluyor ki bundan kısa bir süre önce vurulmuş.
Meaning that she was likely shot just moments before.
Bir süre önce?
A while back?
Evet, kısa bir süre önce kırsalda bir şirkette çalışıyordum ama birileri yüzünden işi bırakıp geri döndüm.
Yes. I was working out in the countryside recently, but because of a certain person, I had to quit and come back here.
Bir süre önce telefon geldi bana öğlen yemeğine erken çıkacağını söyledi.
She got a call a little while ago and then told me she was taking an early lunch.
Kısa bir süre önce bu adam hayatta kazanamaz derdin ama şimdi bir şansı var gibi görünüyor.
A while back, this guy doesn't have a chance in hell, now he's got a shot to win this thing.
Bir süre önce ihtiyacım olursa diye.
While back, in case I needed it.
Bir süre önce bu adamla arası açılmış.
He had some kind of falling out with this guy a while back.
Sana uzun bir süre önce normal bir hayat yaşayacağımıza dair söz verdim.
I promised you the straight life so long ago you probably wrote it off, but I haven't.
Biz tesadüfen çarpışmıştık bir süre önce.
We coincidentally ran into one another before.
Sorularına cevap vermekten kaçındığım için bir süre önce çıkıp gitti.
She kind of left a little while ago as I was awkwardly evading her questions.
Bu yüzden bir süre önce, mail hesaplarımıza bir filtre koydum.
So a while ago, I put a filter on all our accounts.
Mangosta "Fernando Gorza" ismini kullanıyorsa kısa bir süre önce havaalanında araba kiralamış ve Ho'okipa Oteli'nde kalıyor olmalı.
If Fernando Gorza is the alias that Mangosta's using, he rented a car at the airport and is staying at the Ho'okipa Hotel.
Annemi bir süre önce uzak bir diyara sürgün ettim.
I banished my mother to a far-off land some time ago.
Bir süre önce burada bir hasta vardı, o da arıcılıkla oldukça ilgileniyordu.
There was a client back here a little while ago, uh, who was also interested in beekeeping.
Bir süre önce bunu kaybettiniz ve görünüşe göre geri de alamayacaksınız.
You lost that some time ago, and it doesn't look like you're getting it back.
Annesini bir süre önce kaybettik.
Her mother passed away quite a while ago.
Bay Guthrie bir süre önce dairesinin penceresinden atlamış.
Mr. Guthrie jumped out the window of his apartment a little while ago.
Kısa bir süre önce Miami Havaalanı'nda, doktorumun yazdığı ilaçlardan dolayı tutuklanmıştım.
I was arrested a while ago at the Miami airport with a few feel-good pills from my doctor back in Havana.
Sanırım bir süre önce öldürülmüş.
Think he's been dead a while.
Bir süre önce seni sinemada gördüm.
I saw you at the theaters a while ago
Kısa bir süre önce, araştırma ekibi 500 yıldan fazla yaşamış bir midye buldu.
Only recently, this research team found a clam that had lived for more than half a millennium.
Bir süre önce Da Ran'la buluştum.
Not long ago, I met with Da Ran.
Bir süre önce tek başınıza bir dağa gidip tanıştığınız çatlak usta mı?
You mean that crackhead you met at Mt. Kyeryong?
Bir süre önce tüm gücünle korumaya çalıştığın küçük hanım.
She's the young lady that you tried to protect with all your might before.
Katrina'dan * bir süre önce hepsi ortadan kayboluverdi.
And long before Katrina they all disappeared.
Karım ölmüştü baya bir süre önce.
My wife died many years time ago.
Bir süre önce belediye başkanı hakkında bazı bilgiler buldum.
I discovered some information about the mayor a while back.
Biliyorsun, bir süre önce hepsini yaptırmıştım ama o senin kadar iyi değildi.
You know, I had all this done a while ago, but I don't think he was as good as you are.
Bir süre önce tekrar bu konu hakkında konuştuk. Ve her şeyi bana bırakmaya karar verdik.
we talked it over after some times passed and decided to change things, leave everything to me.
Evet, bir süre önce oyun parkında Dick Grayson'ı kamçılayarak başını belaya bulaştırmıştı.
Yeah, yeah, this guy got in some trouble a while back for... whipping out his little Dick Grayson on a playground.
Bir süre önce.
Awhile ago.
Bir süre önce.
Been back for a while.
Epstein kardeşler, Casablanca'yı yazmışlardı. Kısa bir süre önce New Yorker'da okudukları gerçek bir öyküden hareketle. Goldwyn'e gittiler.
The Epstein brothers, who had written'Casablanca', they came to Goldwyn with an idea for a movie based on a short story they had recently read in the'New Yorker'.
Genç bir dedektif o bölgedeki hastanelere gitti ve orada kısa süre önce çenesinde dikişleri olan Matias Reyes adında biri olduğunu öğrendi.
And a young detective went to the hospitals in the area and found out that there had been a guy named Matias Reyes who had these stitches on his chin.
Evet, aynen Doug.Bu demek oluyor ki katil cinayeti uzun süre önce planlayıp bir avantaja çevirdi. Yani biriniz, ki kısa süre içinde kimliğini saptayacağım, soğuk kanlı bir komplocu.
That means the killer would've had to have planned the murder a long way in advance, so one of you, who I will identify shortly, is a cold-blooded schemer.
Bahse girerim Ange'e saldırmadan önce bir süre bizi izlemiştir.
I'll bet he was watching us for a while before he tried to take out Ange.
Polis, tekneyi limanda bırakmadan önce Emilie'nın kısa bir süre o yerde tutulduğunu söylüyor.
The police say there are signs that Emilie was there briefly before he sent her on and abandoned the boat.
Ussing neden bu işe karışmış olsun ki? Bilmiyorum ama madem özel bir görüşmeydi bunu çok daha uzun süre önce söyleyebilirdi.
I don't know, but if it had been a private meeting he would have said so a lot earlier.
En son vefatından 10 gün kadar önce bir araya geldik. uzun bir süre beraberdik.
The last time we met was approximately ten days before he died and he and I had a long meeting.
Bir zamanlar Pamuk Prenses ve Yakışıklı Prens'in oldukça güçlü bir büyücüyü karanlık bir zindana kilitleyebilecek kadar uzun bir süre sersemletmeleri gerekti.
Once upon a time, Snow White and Prince Charming needed to stun a very powerful magician long enough to lock him up in a dark dungeon.
Dolayısıyla bir zamanlar beni meydana getiren hücreler uzun süre önce kayboldu ve hatıralarımsa beklediğimden daha belirsiz.
So the physical cells that once made me are long gone and my memories are more tenuous than I would wish.
Süre bir kez doldu mu, geriye yaklaşık 3 dakikan kalacak. Bu süre içinde panzehiri alman gerek.
Once that time is up, you will have approximately 3 minutes to get antidote into your system.
Yani bir süre sonra alışıyorsun, değil mi? - Neye? Yalnız olmaya.
So... but once you get the deal.
Yani, gerçekten ihtiyacın olan şey, çarpışan iki demet ve bunlardan birkaçını hesaplamadan önce yeterince uzunca bir süre yeni fizik üzerine çalışmak için yeterli istatistiklerdir.
I mean, so what you need, really, is, you need two beams colliding together for quite a few... quite a long period of time before you calculate, get enough... sufficient statistics in which to actually be able to look for the new physics.
bir süre sonra 89
bir süre 55
bir süredir 49
bir süreliğine 93
bir süre için 43
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
bir süre 55
bir süredir 49
bir süreliğine 93
bir süre için 43
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce para 23
önce ben geldim 22
önce siz 62
önce sen git 20
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
önce ben sordum 18
önce para 23
önce ben geldim 22
önce siz 62
önce sen git 20
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028