Endişe traducir inglés
9,021 traducción paralela
Ya da Ajan Richards bunu endişe konusu olduğu için not etti.
Or maybe Agent Richards noted it because she felt it was cause for concern.
Endişe ettiğim nokta da bu.
I feel it. That's what I'm worried about.
En azından bu konuda artık endişe etmeyeceksin.
At least you don't have to worry about that anymore.
Beni endişe etmene gerek yok.
You don't have to worry about me.
Lily'nin yeterli empati duygusu geliştirmemiş olmasından endişe ediyoruz.
We're getting concerned that Lily hasn't developed an adequate sense of empathy.
Ama endişe etmenin dışında yapabileceğim bir yok.
But there's nothing I can do. Except worry.
Endişe etme, duracaklardır.
Don't worry, it'll stop.
Bu yüzden endişe etmeyin ve tüm dikkatinizi vazifenize verin.
Don't worry. You just have to guard me.
Baksana, bunu ciddiye alabilir. Endişe etme.
People will believe what you said when they hear it from you, Hyeong.
Bunun olmasından endişe ediyorduk.
This is what we fear.
Endişe hissi beni kefen gibi sarıyordu.
A feeling of dread hung over me like a shroud.
Ben de endişe etmedim.
And I wasn't worried.
Askerlerinizin güvenliğinden endişe ediyorsanız ben uçabilirim.
If the safety of your men is your main concern, let me fly.
Şimdi ise, genç bir eş ve New York'ta... bir tıp öğrencisi olan kadının başına 20 yıl önce... neler geldiği hakkında endişe verici sorular yükselmeye başladı.
Now new and alarming questions are being raised about what happened to a young wife and medical student here in New York some 20 years ago.
Endişe ettiğimiz şöyle bir şey vardı... bazen bir şeyleri tarif ederken... duygularını çok fazla kullanıyor... parçalamaya ilişkin teknik bilgileri... anlatmasını dinleyen bir kişi, onun soğukkanlı bir katil olduğuna inanabilirdi.
There was a concern on our part that, um... the way he sometimes describes things, um, without a lot of emotion, hearing him describe the technical dissection of that body would lead someone to believe he's a cold-blooded killer.
İştahı iyice açılmış Ant'la olduğu zamanlar endişe ediyordum.
She's got a bloody appetite on her though, and I'm worried it's because she has been with Ant. Well...
Ona yanlış açıdan yaklaştığımdan endişe duyuyorum.
Which makes me wonder if I've been coming at it from the wrong direction.
Sadece ismen, hala senin güvenliğin için endişe duyuyorum.
Perhaps in name only, but I will always worry for your safety.
Bu durum İngiltere'nin soyluları için endişe verici bir durum olur..
It's unnatural and worrisome For England's nobles.
Suçlu hissediyor ve hayatı için endişe ediyordu.
He felt guilty and feared for his life.
Edalji davasıyla kamuoyunda endişe yaratan çeşitli meseleleri dikkate alma amacı taşıyacak.
Its purpose to consider various matters in the Edalji case that have given rise to public disquiet.
Eğer endişe edecek bir şeyler istiyorsan gördüğün o büyük çocuklar kızımızla flört mü ediyorlar?
If you want something to worry about... Seeing those older boys flirting with our daughter?
Evet, tabii uzun yoldan gidince nasıl görüneceğinden endişe ettiyse başka.
Yeah, unless he's worried about how it's gonna look if he takes the long way around.
Fazla endişe etme.
I wouldn't worry about it too much.
- Benim için endişe etme.
Oh, you don't need to worry about me.
Endişe değil.
It's not worry.
Artık endişe yok diyorum.
I'm talking about... no more worry.
En azından artık pedofil olmasından endişe etmezsin.
At least now you can stop worrying that he's some kind of pedophile.
Daha iyi tavır, kayıp hasta için endişe iyi bir başlangıç olabilir.
You know, a better attitude, concern for a missing patient, that would be a good start.
Ben, zarar görmenden endişe ettim.
I was worried about you getting hurt.
Beni gücendirmekten endişe ediyorsan, etme.
If you're worried about offending me, don't.
Koloninin çöküşü için endişe etmiştim.
My thoughts were concerned with colony collapse.
Bu konuda endişe etme.
Do not worry about it.
# Sen de çok endişe örüyorsun #
♪ You're too darn pretty to worry ♪
Bunu benden fazla kimse isteyemez. Fakat Leydi Hazretleri, Bayan Drewe'in çocuğun bu kadar yakınında olmaya dayanamayacağından endişe ediyor.
Nobody wishes it more than I do, but Her Ladyship worries that Mrs Drewe simply cannot stand being so near the child.
- Endişe etmeyin, dalıp gitmiştir, iyidir.
- Oh, my god. Don't worry, she's just wandered off. She's fine.
- Endişe etme Doktor.
- Not to worry, Doc.
Gelişmiş uzaylılar bizi ziyaret ediyor. İnsanlığın kendini yok etmesi riskinden endişe duyuyorlar ve kendilerini feda ederek bu yok oluşa engel oluyorlar.
Advanced extraterrestrial species visiting us, concerned for mankind and the threat of our self-destruction, forestalling our annihilation through their own self-sacrifice.
Endişe etme.
No worries.
- Endişe etme.
Never fear.
Sağlığından endişe ettiğin için mi soruyorsun yoksa?
Does this spring from a tender concern for his welfare?
Endişe ediyorum.
I worry...
Julian, endişe etmen gereken tek kişi.
Julian is the one you need to worry about.
Seni tehlikeye atmayı endişe etmekten herhangi bir seksten zevk alamayacağım.
I'm not going to be able to enjoy any sex if I'm worried I'm putting you in danger.
Ama hiçbiri senin endişe etmene değmez.
But none of it is worth you worrying about.
- Sorun olmadığından emin olunca hiç endişe etmeden kutlama yapabilir.
- When I know it'll be fine, he can celebrate without worrying.
- Endişe etmene gerek yok.
You needn't worry. But I do.
- Korku, endişe ve de öfke.
- Fear. Panic. Anger.
Kesin olarak bilmiyorlardı. Evde sizi onunla yalnız bırakmak gittikçe daha da tehlikeli olmaya başladı. Güvenliğinizden endişe ettik.
They didn't know for sure'but by the time you were one it was too dangerous to keep him in the house we were scared for your safety so we had him institutionalized.
Bu endişe atağı. Bunun hakkındada yardım edeblirim.
I can help with that, too.
Endişe edecek bir durum yok. Kehanet!
The vision!
endişelenme 2019
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71
endişeli 16
endişelenmiyorum 40
endişelendirmiyor beni 38
endişe etmene gerek yok 22
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71
endişeli 16
endişelenmiyorum 40
endişelendirmiyor beni 38
endişe etmene gerek yok 22