Hatırlatırım traducir inglés
1,239 traducción paralela
Hatırlatırım ki bu filmle ilgili konular...
Let me remind you that in matters concerning this film...
Mahkemeye hatırlatırım ki bu azarlanmış kadın,... doğmuş bebekleri öldürmekle suçlanmıyor.
The word'child is wrong. I remind the court that the Rebuffet woman, isn't accused of infanticide
İttifak'ın Danışman Meclisi'nin üyesi olduğumu hatırlatırım.
I would remind you that I am on the advisory board for the Alliance.
G'Kar, işler savaşa doğru giderse Centauri Anavatanı'nda yalnız olacağını hatırlatırım.
G'Kar, realize that if this does come to war you will be alone on the Centauri Homeworld.
Yine de sana, savaşı kaybeden taraf olarak saldırdığınız İttifak üyelerine tazminat ödeyeceğinizi hatırlatırım.
I will, however, remind you that as the losing party in this war you will make reparations to the Alliance worlds that your ships attacked.
Drazi Büyükelçisi'ne Centauri Cumhuriyeti'nin de bildirgeyi imzaladığını hatırlatırım.
I would remind the Drazi ambassador that the Centauri Republic has already signed the declaration.
O zaman ben de ona kendimi hatırlatırım.
Well, I'll just have to make him remember.
Edward. Cuma günü dolu olduğumuzu hatırlatırım.
Edward, dear, surelyyou recall that we're busy on Friday night.
Değişme sözünü hatırlatırım.
I'm holding you to that promise about changing.
Sana hatırlatırım, Teğmen, orası Y - sınıfı insan yaşamı için pek konuksever değildir.
Need I remind you, Ensign, that there is no environment less hospitable to humanoid life than a Class-Y.
Hatırlatırım- - hala konuşabilecek durumda olmak zorunda.
I remind you- - he must still be able to speak.
Hatırlatırım, buraya son gelişimizde, ailenin bir kampta zar zor hayatta kalmasından dolayı oldukça üzgündün.
If I recall, last time we were here, you were pretty upset about your family being outcasts, barely surviving in a camp because of what you did.
Soğuk savaşın bittiğini hatırlatırım!
Let me remind you that the Cold War is over!
Şuan, elektrik verilen suçlunun kasılmalarını taklit ederken performansım ne kadar gerçekçi olursa olsun görevlilere yardımıma gelmemelerini hatırlatırım.
Now, as I mime the convulsions of a condemned criminal... I remind my staff not to come to my assistance... no matter how realistic my performance may be.
Hatırlatırım, aşağıda daha çok sorumluluk almaktan bahsediyordun.
Remember, downstairs you were talking about taking on more responsibility.
Burada olmamın tek sebebinin sen olduğunu hatırlatırım, 007.
May I remind you that you're the reason I'm here, 007.
Bunun bir oyun olmadığını tekrar... hatırlatırım.
You better understand, this is not a game.
Bu akşam hatırlatırım...
To remind you...
Özür dileyerek majestelerine hatırlatırım ki ben hizmetkarı değil, konuğuyum.
May I respectfully remind His Majesty that I am not his servant, but his guest!
İyi, ben burada kalıp sana hatırlatırım.
Good, I'll remind you from time to time in this dim place.
Altı patentim var. Altısı da onay bekliyor. Bir tanesi sayesinde de evimi aldım, hatırlatırım.
I have six patents and six patents pending - one of which made me enough dough to buy my apartment house.
Hatırlatırım senin annen yaşındayım, Bayan Molly.
Kindly remember I'm old enough to be your mother, Miss Molly.
Sana Başbakan olduğumu hatırlatırım. Bu nedenle Kral ve Kraliçe ile toplantı yapmak idari görevlerimden biri.
I would remind you that I'm the prime minister and as such my government tasks include meetings with the King and Queen.
- O ayı sana hatırlatırım.
I remind you that for a month
Hatırlatırım.
- All right, everyone.
Hatırlatırım ki, sınav sorularını çalan sendin.
I remind you, you're the one that actually stole the test.
Edebiyat bursu alanlar, katılımınız zorunludur. Hatırlatırım.
I remind you, as literary scholars, your attendence is mandatory.
Grondeer, Hatırlatırım!
Grondeer, I remind you!
Kulübedeki haşereleri hatırlatırım.
You remember the insect situation at the cabin.
O ürkütücü tiz çığlığın nereden geldiğini hatırlatırım.
I could tell from that eerie, high-pitched scream.
Kiracı bulmam için bana yalvardığını hatırlatırım.
May I remind you that you begged me to find you a sublet.
Kaptan, bu altuzay katmanından kurtulmak için diğer bütün seçenekleri tüketiğimizi size hatırlatırım.
Captain, need I remind you that we have exhausted all other possibilities of escaping this layer of subspace.
Ve hatırlatırım... Kraliçesin
And remember- - you're the queen.
Muhtemel bir Federal Büro çalışanı için doğruları söylemenin ne kadar önemli olduğunu unutmayın, Bay Ginsberg. Mümkün olduğu kadar dürüst cevap vermeniz gerektiğini hatırlatırım.
Remember your truthfulness is important, Mr. Ginsberg and as a prospective federal employee, I will remind you to answer as honestly as possible.
- Numara yapmayı kes yine hatırlatırım. - Numara yapmayı bırak!
- Oh, stop pretending I even remember.
Küba hakkındaki tüm bildirilerinize dayanarak bir ambargo veya bir dizi politik konuşmanın pek çok dostumuz ve tarafsız ülke tarafından zayıf bir karşılık olarak gözetileceğini hatırlatırım.
I think a blockade or a bunch of political talk would be considered by a lot of our friends and neutrals as a pretty weak response
Bay Zorin, size dün silahların orada olduğunu inkar etmediğinizi hatırlatırım. Ama bugün yanlış duymadıysam orada olmadıklarını söylüyorsunuz.
Mr. Zorin, I remind you that the other day you did not deny the existence of these weapons but today again if I heard you correctly you now say they do not exist
Artık doğumlekeniz olmadığını hatırlatırım. Oysa, size tıpatıp benzeyen klonunuzun doğum lekesi var.
Just remember, you don't have one anymore... but there's a clone out there who looks exactly like you and he does have it.
Jüri üyelerinin, görünürdeki sonuçla ilgili hisleri ne olursa olsun size hatırlatırım, eldeki deliller mahkûmiyet için yeterli değilse bu durumda kimseyi mahkûm etmemek gerekir.
In conclusion... whatever the jury's feelings may be... as to what seems the just conclusion to draw... I must remind you that... if the available evidence is not sufficient for a conviction then... you must not convict.
Tekrar hatırlatırım ki evlenirsen buradan ayrılmak zorunda kalırsın.
I remind you that, if you marry... you'll have to leave the service.
Bankaya girmek için tünel kazdığında neler olduğunu hatırlatırım.
But you gotta remember what happened when you tunneled into the bank.
Ben XFL'den Johnny Phoenix. Taraftarlara eve dönerken dikkatli sürmelerini hatırlatırım.
This is Johnny Phoenix for the XFL reminding fans here at Prudential Stadium to be safe on the way home.
Sana anlaşma altında olduğumu hatırlatırım.
Anyway, you're under contract, remember?
Yarın sabah hatırlatırım.
I'll phone you tomorrow.
Frenk, sana Jack Campbell, yani bu şirketin başkanı olduğumu hatırlatırım.
Frank, why do I feel the need to remind you that I'm Jack Campbell, President?
İkimiz takılmaya başlamadan önce, en büyük tuzağının ne olduğunu bana bir hatırlatır mısın?
Before you and I hooked up, tell me again what was your great coop and corporate espionage?
- Sanırım hızlı konuştuğu için ondan hoşlanıyorum. Bana, Jack Webb'i hatırlatıyor.
- He reminds me of Jack Webb.
Atmağa kalkarlarsa, onlara gerçek bir suçlu olduğumu hatırlatırız.
If they try, we can remind them I'm a real criminal.
Bunu neden senin evinde yapmadığımızı hatırlatır mısın?
Tell me again why we're not doing this at your house.
Hatırlatır mısın?
Can you get me started?
Sanırım cüceler onlara hayatın kısa olduğunu hatırlatıyor.
I guess it reminds them that life is short.
hatırlamıyorum 685
hatırlıyorum 715
hatıra 18
hatırla 239
hatırladın 20
hatırladın mı 1207
hatırlıyor musun 713
hatırladım 301
hatırladın mı beni 20
hatırlatma 18
hatırlıyorum 715
hatıra 18
hatırla 239
hatırladın 20
hatırladın mı 1207
hatırlıyor musun 713
hatırladım 301
hatırladın mı beni 20
hatırlatma 18