Hatırlayacağım traducir inglés
1,174 traducción paralela
Hayır! Seni şeytanın kollarındayken bile hatırlayacağım.
I'll remember you even in Satan's arms.
- Hatırlayacağım efendim.
- I will, sir.
Eninde sonunda hepsini hatırlayacağım nasılsa.
Oh, well, sooner or later it'll all come to me.
Bunu hatırlayacağım.
I shall remember that.
Yüzünü hep hatırlayacağım.
I'll always remember your face right now.
BSC li, beni kavgaya karıştırdın, sahada bunu hatırlayacağım.
BSCer, you covered me in the fight, I'll remember that on the pitch.
Ummadığım bir anda hatırlayacağım heralde, bu gece yatarken muhtemelen.
It'll probably come to me when I'm least expecting it, like in bed tonight.
Beni hatırlamayacak efendim, ama ben onu hatırlayacağım.
She will not remember me, sir, but I will remember her.
Merak etme, hatırlayacağım.
Don't worry, I will.
Ziyaretimin her ayrıntısını kusursuz bir açıklıkla hatırlayacağım.
I will remember every detail of my visit with perfect clarity.
Seni daima hatırlayacağım.
I'll always remember you.
Seni onunla hatırlayacağım bir isim olsun istiyorum.
I'd like to have a name to remember you by
- Bunu daima hatırlayacağım.
- I'll remember it always.
Bak, her zaman yaşadığımız o güzel günleri hatırlayacağım.
I'll always have something beautiful to remember.
- Bir dakika. şimdi hatırlayacağım.
- Wait. It'll come to me.
Ama bir gün olur da yersem, seni hatırlayacağım.
But if I ever eat it, I'll be thinking of you.
Şu bir dakikayı senden dolayı hatırlayacağım.
Because of you, I'll remember that one minute
Evet anne, çok net olarak hatırlayacağım Ama yaz okulunda terliyorken
Yeah, mom, I'll remember it fondly while I'm sweating through summer school.
Tüm bu yaşananlardan geriye kalan ise sadece, her Bordeaux şarabı açışımda hatırlayacağım uzak ve tatsız bir anı olacak. Bir yanlış anlama sonucu beni yanağımdan öpmesine izin verdiğim için beni öldürmeye çalışan bir çetin cevizin anısı.
The only consequences of all this will be that whenever I open a nice Bordeaux, there will be the distant, distasteful memory of a nutcase who tried to kill me because I allowed her to kiss me on the cheek under false pretences.
" İlişkimize daima değer verecek, seni sevgiyle ve içten duygularla hatırlayacağım.
"I will always treasure our relationship " and think on you with fond memories,
Hatırlayacağım Henry.
- I'll remember, Henry. I'll remember.
- Hepinizi sevgiyle hatırlayacağım.
Richie... I will remember all of you very fondly.
İleride bunları gülerek hatırlayacağımı söylediler. Umarım öyle olur.
I'm told that one day I'll look back on all this... with great affection and nostalgia.
Bu anı hayatım boyunca nasıl hatırlayacağımı.
No. How I know I'll remember this moment for the rest of my life.
- Hatırlayacağım bir şey değil.
Nothing I won't remember.
Sanırım tırmanacak bir ağaç gördüğümde ben de hep Thomas J.'yi hatırlayacağım.
I think every time I see a climbing tree, I'll think of Thomas J.
Velhasıl, 1689'un 23. gününün gecesini... o diri soğuğu, topraktaki donu, rüzgârın gözleri ve kulakları acıtmasını... havada bir tek bulut olmayan o geceyi hayatım boyunca hatırlayacağım.
At last, in the year 1689, in the night of the 23rd day, it was icy cold, the ground was frozen. The wind stung my eyes and my ears. Not a cloud in the sky.
Böylece annemi sürekli hatırlayacağım. Evet.
THAT WAY I'LL REMEMBER MAMA MORE.
Bunu çok ama çok uzun bir süre hatırlayacağım.
I will remember that for a long, long time.
Kavanoza biraz bozukluk bırak bakalım neler hatırlayacağım.
So why don't you drop a few coins in the jar and I'll see what I remember?
Bu ismi hatırlayacağım.
I'll remember that name.
- Bunu hatırlayacağım.
- l'll remember that.
Peter sonsuza dek hatırlayacağım biri.
Peter's someone I'll know forever.
Hatırlayacağım.
I will remember.
Günlük işlerimi hatırlayacağım Peder, söz veriyorum!
I'll remember my chores, Father, I promise!
Çocukluğumuzdan Daima hatırlayacağımız bir bölüm
A part of childhood we'll always remember
Onun nasıl hatırlayacağım?
How can i remember her?
Seni her zaman böyle hatırlayacağım. Kış tarafından çevrelennmiş daima genç... daima güzel.
This is how I'll always remember you surrounded by winter, forever young, forever beautiful.
Bunu hatırlayacağım.
I'll remember.
Her şeyi tekrar hatırlayacağıma eminim.
I'm sure it will all come back to me.
Neyi hatırlayacağım ki?
We had some drinks.
ben hatırlayacağım ve size söyleyeceğim.
I will remember and tell you.
Sanırım hatırlayacağım.
I guess I'll remember that.
Seni hatırlayacağım, Julia.
I'll remember you, Julia.
Bu şekilde içip, isim hatırlayacağımı mı sanıyorsun?
You think you can drink like this and remember a name?
- Hatırlayacağım.
- I'll remember.
- Bunların hepsini nasıl hatırlayacağım?
- How will I remember all this?
Blackadder'a sadece telefon açmakla kalmadım, hatırlayacağınız üzere, bir telgraf çekip, bir de posta güvercini gönderdik.
Not only did I telephone Blackadder, but as you'll recall, we sent him a telegram and a carrier pigeon.
Adımı hatırlayacağından emin olmak istiyorum.
- I want to make sure you remember my name.
# Hatırlayacağım şey...
?
Hayır. Eğer hatırlayacağın bir düğün istiyorsan yapalım.
No, actually, I was thinking if you wanna have a wedding to remember, let's have one.
hatırlamıyorum 685
hatıra 18
hatırlıyorum 715
hatırla 239
hatırladın 20
hatırladın mı 1207
hatırladım 301
hatırlıyor musun 713
hatırladın mı beni 20
hatırlatma 18
hatıra 18
hatırlıyorum 715
hatırla 239
hatırladın 20
hatırladın mı 1207
hatırladım 301
hatırlıyor musun 713
hatırladın mı beni 20
hatırlatma 18