Hatırlayamıyorum traducir inglés
2,610 traducción paralela
Çocukluğumla ilgili pek bir şey hatırlayamıyorum.
I can hardly remember anything from childhood.
Hatırlayamıyorum.
- I can't remember.
Artık her şeyi hatırlayamıyorum.
I don't remember things much any more.
Nasıl bir şey olduğunu hatırlayamıyorum.
I can't remember what it's like.
Ben herkesi hatırlayamıyorum.
I can not remember everyone.
Adayları hatırlayamıyorum bile.
I- - I just can't even remember who ran.
Bazı ayrıntıları hatırlayamıyorum.
I'm - - I'm just hazy on a few of the details, though.
Sadece hatırlayamıyorum.
I just... I can't remember.
Oh, tam olarak hatırlayamıyorum fakat, senin düşündüğün kadar yetenekli olmadığın ve bütün düşüncelerinin kötü olduğu hakkındaydı.
Oh, I don't remember the specifics, just something about you're not as talented as you think you are and all your ideas are horrible.
Homer'ın oda sıcaklığındaki el sabunu için kaç defa acı içinde ağladığını hatırlayamıyorum.
I can't count the number of times Homie's cried in anguish over his lukewarm lather.
Ama tamamını hatırlayamıyorum.
But I can't remember it all.
Artık neye benzediğini bile hatırlayamıyorum.
I don't really remember what he looks like.
Oyunları hatırlayamıyorum.
I can't remember the plays.
Ben hatırlayamıyorum...
I can't remember...
Durumlar kötüleşmeden öncesini pek hatırlayamıyorum.
I don't remember much from before it got bad.
Hatırlayamıyorum, çünkü telefonum yeni.
Well, I can't remember it'cause it's a new phone.
Hepsini hatırlayamıyorum bile.
I can't even remember it all, frankly.
Tam olarak hatırlayamıyorum.
Um... I don't clearly recall.
- Hatırlayamıyorum.
I can't remember.
O zaman neden hatırlayamıyorum?
So why can't I?
Hatırlayamıyorum.
I can't remember.
Sanki kim olduğunu bile hatırlayamıyorum gibi.
It's like I can't even remember who I am anymore.
Ama hiçbir şeyi hatırlayamıyorum.
Except I can't remember anything.
Ağzımdan çıkan kelimeleri duyuyorum ve ağlamak istiyorum. Ama en son ne zaman ağladığımı hatırlayamıyorum.
I hear the words coming out of my mouth and I want to cry, but I can't remember the last time I cried.
Hatırlayamıyorum.
I can never remember.
Donald bazen kim olduğumu bile hatırlayamıyorum.
Donald... sometimes I can't remember who I was.
Kusura bakma, hanginizin hanginizden nefret ettiğini hatırlayamıyorum artık.
Sorry, it's hard keeping track of which of y'all hate each other.
Ne dediğimi hatırlayamıyorum.
I don't remember what I was saying.
Hatırlayamıyorum.
I can't remember it.
Ama ben... ben Dylan'la evlendiğimiz zamana bakınca, hatırlayamıyorum bile, neden ben...
But I... I look back to when Dylan and I got married and I can't even... I can't even remember why I...
Sanırım sana içki isteyip istemediğini sordum. Yine de tam olarak hatırlayamıyorum.
And I offered you a drink, I think, although I can't really remember.
Ona Paul Smith diyorum ama aslında gerçek adı bu değil. Adını hatırlayamıyorum ama kullandığı tıraş sonrası losyon Paul Smith'ti.
I've called him Paul Smith, but that wasn't his name because I can't remember his name, but it was the aftershave he was wearing.
- Hatırlayamıyorum.
- I can't remember.
Hatırlayamıyorum, Dagobert.
I can't remember, Dagobert.
Hatırlayamıyorum efendim, bildiğinizi sanıyordum.
I can't remember, sir, as I think you know.
Tama olarak ne zaman başladığını hatırlayamıyorum.
I can no longer recall where it all began.
Sözlerini hatırlayamıyorum.
I can't remember the lyrics.
Evet, hepsini hatırlayamıyorum şu anda.
Yeah, I-I can't quite remember all of it.
Tam olarak hatırlayamıyorum.
I can't remember exactly.
O andan sonra ne olduğunu pek hatırlayamıyorum.
After that moment, I don't remember very well what happened.
Ben hatırlayamıyorum.
I can't... I can't remember.
33 yaşındaki kadın adı adını hatırlayamıyorum. İroniyi birazdan siz de fark edeceksiniz. Geçici felç, CK değerlerindeki artış ve mükemmel bir hafıza.
A 33-year-old woman, named something I can't remember, you'll see the irony in a second, presenting with temporary paralysis, high CK levels, and a perfect memory.
Hiçbir şey hatırlayamıyorum.
I can't remember anything.
- Dinle. Kate ne iş yapıyordu, hatırlayamıyorum.
Listen, um, I can't remember, what does...
En temel şeyleri hatırlayamıyorum Abby.
I can't-I can't remember the most basic things, Abby.
Ben mutfaktayken onların orada ne kadar süre kaldıklarını hatırlayamıyorum.
I can't remember how long they were in there. It just - - [scuffling, Meredith squeals] At one point, I heard Meredith screaming.
Ben... bundan sonra hiçbirşey hatırlayamıyorum.
[Sobbing ] [ Sobbing] And I-I can't remember anything after that.
Shel'den önce nasıl olduğumu hatırlayamıyorum.
I can't remember what I was like before Shel.
- Hatırlayamıyorum.
Uh, I can't remember.
Melodisi harika ama sözlerini hatırlayamıyorum.
The tune is great but..
Çünkü dün gece ikinci bir tekne gördüğümü hatırlayamıyorum. Eğitimli bir CGIS soruşturmacısıyım.
I'm a trained CGIS investigator.
hatırlamıyorum 685
hatıra 18
hatırlıyorum 715
hatırla 239
hatırladın 20
hatırladın mı 1207
hatırlıyor musun 713
hatırladım 301
hatırladın mı beni 20
hatırlatma 18
hatıra 18
hatırlıyorum 715
hatırla 239
hatırladın 20
hatırladın mı 1207
hatırlıyor musun 713
hatırladım 301
hatırladın mı beni 20
hatırlatma 18