English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ H ] / Hiçbir zaman

Hiçbir zaman traducir inglés

16,224 traducción paralela
Uzun mesafe ilişkileri hiçbir zaman yürümez.
I mean, long-distance relationships never work.
Belki hiçbir zaman vuruş yapamayacaksın ama benim kalbimi on ikiden vurdun.
You may never get a hit again, but you're a hit in my heart.
Sana hiçbir zaman yanlış yolu göstermedim Jack.
I'd never steer you wrong, Jack.
Çünkü ben seni hiçbir zaman anne ve babanın para göndermediği zaman eline baktığı bir kız olarak görmedim.
Because I never figured you to be the sort of trust fund girl who would go crawling back to mommy and daddy as soon as they threatened to stop sending the dough.
Bana hiçbir zaman bir şey söylemedi
She never said anything to me.
O hiçbir zaman onun içinde olmadı.
She was never inside it.
Hayır sadece hiçbir zaman senden bir şeyler saklamalarını istemiyorum.
No, I never want them to keep secrets from you.
Bak bu firmanın stabilitesi hiçbir zaman hakkında konuşulacak bir konu olmadı.
Look, the stability of this firm has never been in question.
Hiçbir zaman planlanmamıştı bu.
This was never planned. She's innocent to all this.
Hiçbir zaman.
Ever. At all.
Hiçbir zaman geç değildir.
It's never too late.
Hiçbir zaman.
Never.
"Eşim." Hiçbir zaman bunu söylemekten bıkmayacağım.
"My wife"... I will never get tired of saying that.
Hiçbir zaman olmadı.
Never has been a good mix.
Hiç kimse kalbini kıramaz çünkü bir kadını hiçbir zaman bu kadar yaklaştırmazsın, ki, beş, tam bir felaketsin.
No one's ever broken your heart'cause you've never let a woman close enough, which tells me, five, you're bad news.
O zaman dua edeyim de, hiçbir zaman onun pozisyonunda olmayayım.
Then I pray... I'm never in his position.
Crusoe balıkçılık yapıyor, hiçbir zaman çok size süper vereceğini, kiki.
With Crusoe doing the fishing, it would put the superb in you too in no time, Kiki.
Hiçbir zaman!
I never did!
Kesin olarak hiçbir zaman bilemeyeceğiz ama sizin bilmeniz gereken güvende olduğunuzdur.
We'll never know for sure, but we want you two to understand that you're safe.
- Isıtınca da hiçbir zaman eski tadı olmuyor.
Never really reheats the same.
Hiçbir zaman bağırıp, çağırırken söylediklerini yapmıyorlar.
They never do what I yell at them to do.
Hiçbir zaman yolumu bilmedim ki ben.
I never knew my way.
O lanet bardağını kaç kez doldursam da hiçbir zaman yeterli gelmezdi.
No matter how many times I refilled his damn cup, it was just never enough.
Beş yıldır senden tek bir haber almadım be. Bu canımı çok acıttı, konusu açılmışken söyleyeyim. Hatırlarsan hiçbir zaman çok arkadaşım olmadı çünkü.
I haven't heard a bloody peep from you in over five years, which caused me no small amount of pain, while we're at it, as I was never precisely abundant with friends, if you remember.
Hiçbir zaman da değildin.
You never were.
- Dolandırıcı hiçbir zaman hedefe yaklaşmaz.
A con man never approaches a mark.
Hiçbir zaman, 999 milyon dolardan fazla yönetemeyeceksiniz.
At no time can you manage more than 999 million dollars.
Hiçbir zaman bir şeyi farz etmem.
I never assume anything.
Hayatın boyunca hiçbir zaman özgür olmadığını sanıyorum.
I can imagine that you have never been free in your whole life.
Hiçbir zaman Satanist olmadığını söylememişti.
She never said she was a Satanist.
Bu kara leke hiçbir zaman yükselemeyecek.
This abomination will never ascend.
Dedi Kuzgun : "Hiçbir zaman."'( Ç.N :
Quoth the Raven, "Nevermore."
Dedi Kuzgun : "Hiçbir zaman."
"Quoth the Raven," Nevermore. "
Hiçbir zaman tek başlarına değiller.
There ain't never just one.
Özverili biriyim ve seni iyi hissettirmek istiyorum demek isterdim ama ben hiçbir zaman özverili biri olmadım.
I'd like to say I was being selfless and I just want to make you feel better, but I've never been a selfless man.
Hiçbir zaman zengin bir şehir olmadık biliyorsunuz.
You know, we've never been a rich town.
Efendim, Başkan hiçbir zaman Çin'i olaya dahil etmek niyetinde değildi.
Sir, at no time did the president intend on bringing China into the mix- -
Hastaneden çıktığımda anladım ki S.H.I.E.L.D hiçbir zaman var olmadı. Sadece arkasında saklanan Hydra vardı.
Yeah, well, when I got out of the hospital, it turned out there had never been a S.H.I.E.L.D., just Hydra hiding behind one.
Biz 13 yıl boyunca Paris'e gitmek için hiçbir zaman götümüzü toplayamadık.
We could not get our shit together for 13 years to get to Paris.
Doğru ya! Hiçbir zaman.
Oh, that's right.
Hiçbir zaman yağmur ormanına girmemeliyiz.
We should've never come into the rainforest alone.
Kıskanç bir eş olabilirim, bana bunun için hiçbir zaman sebep vermemiş olsa da.
I can be a jealous wife, even though he has never given me cause to be.
- Hiçbir zaman benim öğrencim olmadın.
- You were never my student!
- Hiçbir zaman da öldürmeyeceksin.
You never will.
O zaman benden bir adım öndeler çünkü ben hiçbir şey anlamıyorum.
Well, then they're ahead of me because I don't understand any of it.
Zamanı hissedememekten daha yalıtıcı hiçbir şey yoktur.
There's nothing more isolating than not being able to feel time.
Bir tanık olmuşsun ama açıklayamadığın bir şeyin tanığı olmuşsun çünkü hakkında hiçbir şey bilmiyorsun. O zaman ne diyebilirsin ki?
You just... you've been a witness, but you've been a witness to something you couldn't explain because you didn't know anything about it, so how could you say anything about it?
Hiçbir şey ama zaman ve çok az becerileri ile kendim için fending hayatta kalmak için.
fending for myself with nothing but time and very few skills to survive.
Daha önce hayatımda hiç karşılaşmadığım ve hakkında hiçbir şey bilmediğim garip bir uzay zaman teknolojisine sahip.
It's some weird space-age tech that I know nothing about and have never seen before in my life.
Bizi hiçbir zaman terk etmez zaten.
It never leaves us.
Beraber olduğunuz onca zaman boyunca senden hiçbir şey istemedi mi?
The whole time you were together, he never asked you for anything?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]