Ne zaman traducir inglés
107,150 traducción paralela
- Evet, çocukken ne zaman uçan maymunlar çıksa odadan kaçardım. Uçan maymunları sevmiyorum.
Right, when I was a kid, I would run out of the room any time the flying monkeys come on.
- Lily'nin algoritması mızrağın parçalarından birini buldu. - Ne zaman?
- Lily's algorithm located a piece of the Spear of Destiny.
Aynen, bir daha ne zaman Camelot'ta ziyafet çekebiliriz ki?
Like, right? I mean, when's the next time we're gonna get to feast in Camelot?
Livewire sokaklarda dolaşıyor ve nerede olduğunu ya da ne zaman saldıracağını bilmiyorum.
Livewire is just out there roaming the streets, and I don't know where she is, or when she'll strike.
Ne zaman elimden geleni yapsam, geri tepiyor.
Every time I put myself out there, it backfires.
- Ne zaman istersen.
- Anytime.
En son ne zaman bu kadar şanslıydık?
When... When is the last time we were this lucky?
- Aynen. Lyra'yla en son ne zaman konuştun?
When was the last time you spoke to Lyra?
- Suda pişirmeyi ne zaman öğrendin?
- When did you learn how to poach?
Ne zaman bırakman gerektiğini bilmiyorsun, değil mi?
You just don't know when to let go, do you?
Aslında değil çünkü ben buradayım ve o benim arkadaşım ve ne zaman isterse ziyaret edebilir.
Actually it's not because I'm here and she's my friend and she can visit anytime she wants.
Ne zaman yanlış fikrin olsa vurulan bir kemer?
A belt whenever you had the wrong opinion?
Yanan her şehirde, çöken her ulusta ne zaman Dünyalı bir çocuk, "Bunlar neden oluyor?" diye ağlasa...
Every city that burns, every nation that falls, for every child of Earth that cries out, "Why is this happening?"
- Top ne zaman hazır olur?
How long until the cannon's ready?
Ne zaman ameliyat olacaksın?
Well, when are you gonna have it?
İnsanlar ne zaman düşmeye başlayacağına dair bahis oynuyor.
People are taking bets on the exact moment it will turn and start falling. See you in a bit.
- Ne zaman yaptın?
Hours or days?
Hem arayıp eve ne zaman geleceğini öğrenmiş olurum.
I'll just give him a quick ring and see when he's coming home.
- New York'a ne zaman yola çıkıyorsun?
- When do you leave for New York?
Ama biz Amerikalılar her yıl eğlencesine kendimizi korkutmayı seçiyor olsak da bunun dışında hiç kimse bir Amerikalıya ne zaman tir tir titreyeceğini söyleyemez.
But although we may choose, as Americans, to scare ourselves once a year for fun... no one else tells any American when to shake in their boots at any other time.
Ne zaman göndereceğini LeAnn söyleyecek.
LeAnn will contact you about when to send out the fix.
- Ne zaman?
- When?
Ne zaman döneceksin?
When are you coming back?
Kocamın varlığı ne zaman, serbest kalacak?
When are they gonna release my husband's things?
Ne zaman gitmeme izin vereceksin?
When do I get to go?
Ben de benim için ne zaman geleceğinizi merak ediyordum.
I was wondering when you guys were gonna come for me.
Siz ikiniz ne zaman eve geliyorsunuz?
_
Ne zaman erkek arkadaşım bir şeyler ima etse.. .. elimden fırlayıp adamın kafasına vuruyor.
Anytime my boyfriend says something mean, he just jumps out of my hand and hurls himself at his head.
Bu salak ne zaman boşalır?
When's this prick gonna shoot his wad?
Seni ne zaman göreceğiz?
Uh-huh. When can we see you?
Ne zaman eve gitsem oraya varmadan önce 1 tane yutarım ki etkisini gösterecek zamanı olsun.
Every time I go home I take one, like, an hour before I get even there so it has time to kick in.
- Ne? En son ne zaman gördün? Şu anda görüyorum.
When was the last time you saw one?
Pekala, mutlu Noeller, iyi tatiller ve zaman çizgisinin dışındakiler ne diyorsa ondan.
All right, Merry Christmas, Happy Holidays, and whatever people say who exist outside the timeline.
- Her zaman. - Ne yapmayı planlıyorsunuz?
Hey, what are you planning on doing?
O zaman bağın zararı ne?
Then what's the harm in the Bond?
Ne oldu? Her şeyde iyi olduğum zamanı hatırlıyor musun?
Remember that time I was good at literally everything?
Tamam o zaman ne dersem hepsini dinleyeceksin.
Okay, then you're going to listen to everything that I say.
- O zaman ne yapacaksın?
Well, what do you wanna do?
Ne zaman yapacaksın?
When will you do it?
Zaman aldı ama Axe'in sende ne gördüğünü artık anlayabiliyorum.
It took me a while... but now I understand exactly what Axe sees in you.
- Ne zaman?
When? How?
Ne zaman yapacaksın bunu?
When will you do it?
- Amaç ne o zaman?
What's the point, then?
Ne kadar zamanım var bilmiyorum ama sana teşekkür edebilmek için seni görmem gerekiyordu.
I don't know how long I have, but I had to see you to thank you.
O zaman benim burada ne işim var?
Then what am I doing here?
Ne bekliyorsun o zaman?
Well, what are you waiting for?
Peki, ne yapacağız o zaman?
Okay, so where does that leave us now?
Ne kadar zamanımız var?
How long do we have?
Peki, o zaman ne?
So what is it then?
O yüzden neden sponsorlarımıza biraz zaman verip... sonra ne yapabilirim ona bakmıyoruz?
So why don't we just let the sponsors have a little time to let their pants dry and then I'll see what I can do.
Ne yazık ki, zamanımız doldu.
Unfortunately, we're out of time.
ne zaman oldu 58
ne zaman öldü 28
ne zaman geliyorsun 16
ne zamandı bu 24
ne zaman istersen 196
ne zaman gidiyorsun 81
ne zamandan beri 195
ne zaman olursa 26
ne zaman geldin 79
ne zaman döneceksin 75
ne zaman öldü 28
ne zaman geliyorsun 16
ne zamandı bu 24
ne zaman istersen 196
ne zaman gidiyorsun 81
ne zamandan beri 195
ne zaman olursa 26
ne zaman geldin 79
ne zaman döneceksin 75