Sen bir kadınsın traducir inglés
1,301 traducción paralela
Ama sen bir kadınsın.
But you're a lady.
Sen bir kadınsın ve başka kadınlardan hoşlanıyorsun.
If you're a woman you like other woman.
Sen bir kadınsın.
You're a woman.
Sen güçlü kendine güvenen bir kadınsın sigaraya ihtiyacı olmayan.
You are a strong, confident woman who does not need to smoke.
Sen güçlü, kendinden emin bir kadınsın sigaraya ihtiyacı olmayan.
You are a strong, confident woman who does not need to smoke.
Kötü yürekli bir kadınsın sen Marcie D'Arcy.
And you are a bitter woman, Marcy D'Arcy.
Sen iyi bir kadınsın.
You're a good woman. Yeah.
Ellenor, sen çok güzel bir kadınsın.
Ellenor, you are a very beautiful woman.
Sen müthiş bir kadınsın!
You're such a super lady.
Bilirsin, Kathie Lee, sen çok özel bir kadınsın.
You know, Kathie Lee, you are a very special woman.
Sen inanılmaz bir kadınsın, Seska.
You're an incredible woman, Seska.
Sen nasıl bir kadınsın böyle?
What kind of woman are you?
Henüz bunu bilmiyorsun, Zeyna, ama sen dikkate değer bir kadınsın... büyüklüğe muktedirsin.
You don't know it yet, Xena, but you're a remarkable woman Capable of greatness.
Sen garip bir kadınsın, Lao Ma : yumuşak... ve aynı zamanda sert.
What a strange woman, Lao Ma. Soft... and hard at the same time.
sen güzel genç bir kadınsın.
You are a lovely, lovely young woman.
Onun gözünde sen masum ve güzel bir kadınsın.
In his eyes you have never been anything but an innocent and beautiful woman.
Sen güzel bir kadınsın ve sıkı bir dansçısın ama gitmek zorundayım.
You're a beautiful woman and a very strong dancer but I've got to go.
Sen hasta bir kadınsın.
You're a sick woman, that's what you are!
- Uh-huh. saat 1 : 00. de sen kuşkusuz ve çok şaşırtıcısın meydan okuyucu bir kadınsın şimdiye kadar tanıdığım ve yanlış olan nedir şimdi?
- Uh-huh. 1 : 00. You are, without a doubt, the most amazing, challenging woman I have ever met. And what's wrong now?
Sen genç bir kadınsın.
You're a young woman.
Evet, sen bir kadınsın, öyle.
- Yes, you are certainly a woman.
Sen çok güzel bir kadınsın, Kristina.
You are a beautiful woman, Kristina.
tv tamir için geldi sevgilim hayatımda senden başka kimse yok sen çok akılllı bir kadınsın
Come o fix he se. There's nobody in my Iife bu you. Bu you've become very smart.
Sen harika bir kadınsın.
You're a great lady.
Sen kötü, çok kötü bir kadınsın.
You're a mean, mean woman.
- Sen kötü bir kadınsın.
You're a mean woman! Please come out.
Ally, sen harika bir kadınsın.
- Ally, you're a great lady.
Çünkü sen çok güçlü ve... ve bağımsız ve güzel bir kadınsın.
Because you're this really strong and independent and beautiful woman. Because you're this really strong and independent and beautiful woman.
Sen.. Sen genç ve güzel bir kadınsın. Ve seninle bazı sorunları çözmekten büyük zevk aldım.
You see, you are a beautiful young woman and I have really enjoyed tackling some of these issues with you.
Sen güçlü, bağımsız bir kadınsın geleceğinde büyük başarılar var, ama evlilik görmüyorum.
You're a strong, independent woman... with great success in your future, but I do not see marriage.
Sen kör bir kadınsın.
You're a blind woman, for God's sake.
Sen gerçekten akıllı bir kadınsın.
You're a smart lady.
Çünkü sen, çok çok güzel bir kadınsın.
Because you are a very very beautiful woman.
Sen kadınsın, o da küçük bir çocuk.
You're a woman. He's a little boy.
Bence sen bir şehre yeni gelmiş, yalnız ve biraz korkmuş son derece zeki bir kadınsın.
I think you're a very intelligent woman, who is in a new city who is lonely and a little scared.
Sen 4 çocuklu bir kadınsın.
You're a woman with 4 kids.
Ve sen nasıl bir kadınsın, bunu birden böyle caddede ve noelde söyleyebiliyorsun.
And what kind of woman are you anyway, just blurting it out like this in the street on New Year's Eve?
Ve sen güçlü bir kadınsın.
And you are a strong woman.
Sen, afet bir kadınsın.
You are a pistol.
Beni aşağılamanın komik olduğunu düşünüyorsan o zaman bence sen hain ve aptal bir kadınsın.
If you think it's funny to insult me, then I think you're a cruel and stupid young woman.
Sen çok olağanüstü bir kadınsın.
You are... the most remarkable woman.
- Sen tam bir kadınsın.
You're all woman.
sen genç sağlıklı bir kadınsın.
- No natural. No. No, look, you're a young, healthy woman.
Sen artık bir kadınsın.
You're a woman.
Sen sevimli bir kadınsın, ama gitmem gerek.
You're a lovely woman, but I need to go.
Sen resmen ölü bir kadınsın.
You are officially one dead lady.
- Sen aşağılık bir kadınsın!
- You need psychiatric help!
Sen çok özel bir kadınsın.
You're a very special woman.
Sen gerçekten özel bir kadınsın.
You really are a special woman.
Sen çok güzel ve sevimli bir kadınsın.
You're an adorable woman.
Elaine, sen çalışan, bekâr bir kadınsın.
Are, are you going to be able to raise this child?
sen bir tanesin 30
sen bir 32
sen bir meleksin 58
sen bir dahisin 132
sen bir pisliksin 43
sen bir erkeksin 31
sen bir harikasın 29
sen bir aptalsın 74
sen bir kızsın 17
sen bir hainsin 20
sen bir 32
sen bir meleksin 58
sen bir dahisin 132
sen bir pisliksin 43
sen bir erkeksin 31
sen bir harikasın 29
sen bir aptalsın 74
sen bir kızsın 17
sen bir hainsin 20