English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ S ] / Sen git

Sen git traducir inglés

9,131 traducción paralela
Sen git.
Just go.
- İyiyim ben, sen git.
Good. I'm good. Go, go, go.
- Sen git aile planına geç.
- Why don't you get on a family plan?
Sen git tamam mı? Git Paige'le ol.
No, Em, just- - You should go, okay?
Sen git. Tamam, altışar ünite kan grubu ve çapraz grubunu gönderirim.
All right, I'll send off a type and cross for six units.
- Sen git, ben hallederim.
- Go on. I got this. - All right.
- Sen git anne.
- You go ahead, mother.
Ben dışardayken, sen git, eşyalarını topla ve defol git!
While I'm away, you get in there and you pack your shit and you get the fuck out!
- Gidelim hadi. - Hayır, sen git.
Let's go.
- Hayır, sen git.
- No, you go.
Sen git adamı getir, ben fırının anahtarlarını bulmalıyım.
You go get him. I got to find the keys to the incinerator.
- Pekala sen git ben de birilerini arayayım.
All right, you go, and I'll make some phone calls.
- Önce sen git.
You go!
Sen git oraya, tamam mı?
Just get in there, okay?
Sen git puro iç ya da yat kulübünde ne yapıyorsanız onu yap.
Uh... now go smoke a cigar or whatever you do at a yacht club.
Sen git ben hallederim.
You go, I'll be fine.
Geç kalacağız. Hayır, sen git.
We're gonna be late.
Ama sen git dinlen. Mümkün olduğu kadar erken dönerim.
But, um, go rest, I'll be back as soon as I can.
- Benim yerime sen git dostum.
Sooner you than me, old love.
Sen git getir olur mu?
You just go on and do that, okay?
- Sen git!
- You go!
- Hayır, sen git!
- No, you!
Sen git!
You go!
Sen işe git.
Go to work.
Ray... Haydi artık git sen şimdi.
Ray... go ahead and show yourself out just now.
- Emin misin? Sen sadece şununla Ansley'e git, tamam mı?
You just get over to Ansley with that, okay?
Bu hemşireyi çok sevdin, git onu sen al.
But all right. You like this nurse so much, you go get him.
Git sen.
- You should go.
Sen de git.
- You should go, too.
Sen evine git.
You go on home.
Sen şu tarafa git.
You go that way.
- Asıl sen siktir olup git, Carrie!
- No, fuck you, Carrie!
Sen eve git.
You're going home.
Sen de siktir git.
And fuck you.
Florida'ya gitmek üzere uçağa bin, uygun bir araba kirala, ve Golden Meadows'a git ve büyükannenin kalbini bizzat sen yerinden çıkar.
You get on a plane to Florida, you rent a sensible car, and you drive to Golden Meadows and rip your grandmother's heart out in person.
Sen arkaya git o zaman.
Why don't you head back there?
Sen Hillary'nin arabasını al, işe git ve... -... izlerimizi gizle, tamam mı?
I need you to take Hillary's car, go into work, and cover our tracks, okay?
Sen git.
Go.
Sen varidyana git.
Go to your shift.
- Hayır, git sen.
~ No, go.
Sen odana git ve uyu.
Go back to your room and sleep.
Biz onları ezeriz, sen laboratuara git.
We crush them, you go in lab.
- Sen evine git.
You go on home.
Sen git.
You go on.
Git de kulaklarını yıkat sen.
Clean your ears!
- Hadi git sen.
AAFRIN SIGHS Go, then.
- Sen git.
You go.
Sen arkadaşlarının yanına git.
You should get back to your boys.
Git sen.
Go.
Angie hadi odana git ve yemeğini orada ye. Hemen, sen defol git. Sen de bana yardım et.
You get away from me, you help me, right now, let's go.
Sen eve git, Harry.
- Go home, Harry.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]