Sen öyle diyorsan traducir inglés
416 traducción paralela
Sen öyle diyorsan.
That's what you say.
Sen öyle diyorsan.
If you say so.
Peki, anne. Sen öyle diyorsan.
Alright, mother, if you say so.
- Eğer sen öyle diyorsan.
- Lf you say so.
- Sen öyle diyorsan, Doktor.
If you say so, Doc.
- Tamam, sen öyle diyorsan.
- All right, if you say so.
- Sen öyle diyorsan.
- If you say so.
Çok iyi, sen öyle diyorsan.
Very well, if you say so.
Eğer sen öyle diyorsan.
If you think so.
- Sen öyle diyorsan...
- If that's the way you mean it...
- Sen öyle diyorsan.
- Ιf you Ιike.
Sen öyle diyorsan, Hedda.
Well, if you say so, Hedda.
Sen öyle diyorsan öyledir.
Oh, I suppose not, if you say so.
Sen öyle diyorsan, ama niye?
If you say so, but why?
Sen öyle diyorsan.
You said it, curly.
Sen öyle diyorsan.
Whatever you say.
Sen öyle diyorsan.
has been you who said.
Peki, sen öyle diyorsan.
Okay, if you say so.
- Sen öyle diyorsan.
If you say so.
Sen öyle diyorsan...
If you say so...
Ortak... ama, sen öyle diyorsan...
Partner... But, even if you say so...
- Sen öyle diyorsan.
- Lf you say so.
Sen öyle diyorsan öyledir, büyükanne.
If you say so, Grandmother.
Sen öyle diyorsan.
Well, if you say so.
Eğer sen öyle diyorsan.
If you say so.
- Sen Öyle diyorsan.
- If you say so.
Sen öyle diyorsan.
If it works for you.
Sen öyle diyorsan Hancock.
If you say so, Hancock.
Sen öyle diyorsan öyle olsun
I'll plead guilty, whatever you say.
Sen öyle diyorsan öyledir. Ne olacak şimdi?
The commissioner, the army, and sometimes a slaver called Sulleiman.
Sen öyle diyorsan.
You said that so well.
Sen öyle diyorsan, boş veririz biz de.
If you think so, then we'll drop it.
Sen öyle diyorsan, Holmes.
Oh, if you say so, Holmes.
- Sen öyle diyorsan.
As far as you know.
Sen öyle diyorsan.
Oh. All right.
Sen öyle diyorsan kesin doğrudur Ellie.
WELL, IF YOU SAY SO, ELLIE, I'M SURE IT'S A FACT.
- Sen öyle diyorsan.
- You bet.
- Sen öyle diyorsan. - Bu benim, adamım.
If you say so.
Sen öyle diyorsan, patron.
It's your world, boss.
Sen öyle diyorsan.
Since you say so, fine.
Sen öyle diyorsan... gidip bakacağım.
But since you say so, fine. I'll go and look in my shoes. Okay.
Evet, tabii. Sen öyle diyorsan.
- Sure, whatever you say.
Sen öyle diyorsan.
If it makes it easier for you.
"Ama sen öyle diyorsan kabullenirim bu uzak yolu."
"You have a long way to go, okay. But what are you afraid of"
Sen öyle diyorsan.
It's your call.
Sen de öyle diyorsan evet.
I will if you will.
Sen ne diyorsan öyle olsun, bebek.
Whatever you say, babe.
- Sen diyorsan öyle olsun Harge.
If you say so, Harge.
- Sen nasıl diyorsan, öyle olsun.
- I'll let you be the judge of that.
Sen öyle diyorsan, Bruce.
As you say, Bruce.
Ben, kabul edeceğim, eğer sen, öyle diyorsan.
I will agree if you say so.
sen öyle san 131
sen öyle zannet 20
sen öyle diyorsun 17
öyle diyorsan öyledir 30
öyle diyorsan 76
öyle diyorsanız 22
sen osun 16
sen oku 28
sen olmasaydın 39
sen öldürdün 24
sen öyle zannet 20
sen öyle diyorsun 17
öyle diyorsan öyledir 30
öyle diyorsan 76
öyle diyorsanız 22
sen osun 16
sen oku 28
sen olmasaydın 39
sen öldürdün 24
sen orada kal 30
sen o 37
sen olamazsın 19
sen otur 63
sen olduğunu biliyorum 29
sen öleceksin 19
sen ölüsün 79
sen ona bakma 16
sen öldün 179
sen o değilsin 21
sen o 37
sen olamazsın 19
sen otur 63
sen olduğunu biliyorum 29
sen öleceksin 19
sen ölüsün 79
sen ona bakma 16
sen öldün 179
sen o değilsin 21