Sizi tanımıyorum traducir inglés
523 traducción paralela
Sizi tanımıyorum.
I don't know you. What's your name?
Ama sizi tanımıyorum.
But I don't know you.
Sizi tanımıyorum. Kötü bir hafızanız var madam.
I don't know you.
Sizi tanımıyorum dedim ya.
I don't know you, i say.
Mösyö sizi tanımıyorum.
Well, monsieur, I do not know you.
Adem'den bu yana sizi tanımıyorum ki!
Why should I? I don't know you from Adam.
- Sizi tanımıyorum beyler.
- I don't know you fellows.
Kaba olmak istemem ama sizi tanımıyorum.
I don't want to be silly, but I don't know you.
- Sizi tanımıyorum bile.
- I don't even know you.
Sizi tanımıyorum. Arkadaşınız Bay Mazard'ı da tanımıyorum. - Şimdi defolun.
I don't know you and I don't know your friend Mr. Mazard, so beat it.
- Sizi tanımıyorum.
I don't know you.
- Sizi tanımıyorum dedim.
I told you I don't know you.
- Bakın bayan, sizi tanımıyorum bile.
I've only got one day in town.
Sizi tanımıyorum bile.
I don't even know you.
Sizi tanımıyorum.
I don't know you.
Sizi tanımıyorum genç adam ama davranışınızı Sir Kenneth'e bildireceğim.
I haven't the pleasure of knowing you, young man but I shall report your behavior to Sir Kenneth.
- Sizi tanımıyorum bile.
- I don't even know you
Sizi tanımıyorum!
I don't know you.
- Ama sizi tanımıyorum.
- But I don't know you.
- Çok özür dilerim, sizi tanımıyorum, değil mi?
- Im terribly sorry. I dont know you, do I?
Sizi tanımıyorum! Kızmayın canım.
AND I'VE NEVER SEEN YOU BEFORE.
Ben ise, çok sevimli olmanız dışında sizi tanımıyorum.
But except that you are very charming, I don't know you.
Bakın, sizi tanımıyorum.
Look, I don't know you.
Ben de sizi tanımıyorum.
I don't know you, either.
Sizi tanımıyorum. Sizi de.
I don't know you, and you neither.
Sizi tanımıyorum.
I don't recognise you.
- Sizi tanımıyorum.
- l don't know you.
Sizi tanımıyorum güzel bayan.
I don't know you, pretty lady.
- Sizi tanımıyorum.
- I don't know you
Bak, sizi çok iyi tanımıyorum ama bana göre denememe gibi bir şeyi seçmişsiniz gibi duruyor.
Look, I don't know you very well, but from where I stand, it seems like you've made the choice not to try or something.
Bay Case, sizi hiç tanımıyorum.
Mr. Case, I don't know you at all.
Simdi de dostlarım... Artık size dostlarım demeliyim çünkü sizi bayanlar ve baylar demeyecek kadar iyi tanıyorum.
Now, my friends-And I feel, by this time, I should call you my friends... as I know you all too well to call you ladies and gentlemen.
Lütfen, Bayan Cramer, çok meşgulüm ve sizi de tanımıyorum.
Please, Miss Cramer, I'm very busy and I don't know you.
Bana ihtiyaç duyar ve konuşmak isterseniz buradayım. - Sizi tanıyorum ve sizden nefret ediyorum.
- I know you and I hate you.
Sizinle tanışmamıştım, ama şimdi sizi görünce anlıyorum ki... özünüzü tam anlamıyla yakalamışım.
I've never met you, but now that I see you... I realize how perfectly I've captured you.
Şimdi dostlarım, sizi çok eski zamanlardan bu yana tanıyorum...
Now listen, I've known you from way back...
Yabancı olduğunuz ve kimse sizi tanımadığı için bahsinizi beşe bir yapıyorum.
Bein'as you're a stranger and nobody knows nothin about you, I'm just gonna make your odds five to one!
Mahsus yapmıyorum. Gerçekten tanıyorum sizi.
I'm not just pretending we've met somewhere before.
Sizi hiç tanımıyorum.
You, a perfect stranger too.
Bu oyuncuyu tanımıyorum ama sizi temin ederim, Avrupa'da tanışıp görüştüğüm Giacomo bu değil
I know not this pretender, but I assure you he is not the Giacomo I met and negotiated with in Europe!
Sanırım sizi tanıyorum.
I think I know you.
Elizabeth, sizi pek tanımıyorum, ama benim için bir şey yapmanızı rica ediyorum.
Elizabeth, I don't know you very well, but I want you to do something for me.
Bırakın onu, sizi bile tanımıyorum.
I don't even know who you are, much less who he is.
Majesteleri, sizi tanıyınca güven duyacağımıza neredeyse inanıyorum.
Since I have come to know Your Majesty, I almost believe that I could have faith.
Sevimli birisiniz ama, sizi iyi tanımıyorum.
You're kind of cute, but I don't think I know you that well.
Oh, sizi tanıdığımı sanıyorum, Bayan Herbert.
Oh, I feel I know you, Miss Herbert.
Beni tanımıyorsunuz. Fakat ben sizi tanıyorum.
You don't know me, but I know you.
Biliyor musunuz ben sizi fazla tanımıyorum ama sanırım siz ve Bayan Talbot bu güne kadar karşılaştığım en iyi insanlarsınız.
You know, I... I don't know much about you... but I think that you and Mrs. Talbot... are just about the nicest people that I ever run into.
Sizi "Adem" den bu yana tanımıyorum ki?
I don't know you from Adam.
Siz beni tanımıyorsunuz ama ben sizi tanıyorum.
You don't know me, but I know you.
Sizi çok iyi tanımıyorum.
I don't know you very well.
tanımıyorum 192
sizi seviyorum 160
sizi bekliyorum 28
sizi bekliyor 61
sizi bekliyoruz 27
sizi dinliyorum 52
sizi anlamıyorum 42
sizi özleyeceğim 33
sizi tanıyor muyum 69
sizi ilgilendirmez 39
sizi seviyorum 160
sizi bekliyorum 28
sizi bekliyor 61
sizi bekliyoruz 27
sizi dinliyorum 52
sizi anlamıyorum 42
sizi özleyeceğim 33
sizi tanıyor muyum 69
sizi ilgilendirmez 39
sizi karı koca ilan ediyorum 41
sizi ararım 37
sizi temin ederim ki 103
sizi seviyorum çocuklar 20
sizi temin ederim 232
sizi tanıştırayım 46
sizi görmek güzel 94
sizi gördüğüme sevindim 190
sizi anlıyorum 78
sizi bekliyorduk 66
sizi ararım 37
sizi temin ederim ki 103
sizi seviyorum çocuklar 20
sizi temin ederim 232
sizi tanıştırayım 46
sizi görmek güzel 94
sizi gördüğüme sevindim 190
sizi anlıyorum 78
sizi bekliyorduk 66