English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Y ] / Yı ara

Yı ara traducir inglés

1,144 traducción paralela
Eileen, aşağıyı ara.
Eileen, call downstairs.
Yukarıyı ara.
Call upstairs.
Joanna'yı ara.
Call Joanna.
Kosa'yı ara. Arabayı alsın, köyün kuzeyinde buluşalım.
Ask Kosa to meet me north of his village.
Bir daha anlaşma yapman gerektiğinde, Dalay Lama'yı ara. Uzun zaman önce iyi bir menajer olmakla, iyi bir insan olmak arasındaki seçimimi yaptım.
A long time ago I had to make a choice between being a good agent and a good person, because, trust me, you can't be both!
Baskıyı ara ve hazır olduğunu söyle.
Call the printers, tell them it's ready.
arkadaşını özlüyor. Hey, Tolik, eğer bizi duyabiliyorsan.. hemen Natasha'yı ara.
Hey, Tolik, if you can hear us call Natasha now.
Yukarıyı ara. Pediyatriye bir hasta yollayacağımızı söyler misin?
Call upstairs, tell them we have an admit for Pedes.
- Pekâlâ, Atlanta'yı ara.
All right, call Atlanta.
Hey, Söylediğim gibi biz sadece Taja'yı araıyoruz. Tamam mı?
Hey, I told you, we're just looking for Taja, all right?
- Lisa'yı aramalıyım. Telefon. - Ara bakalım.
Got to phone Lisa.
- Jeff, F.B.I'yı ara.
- Jeff, call the F.B.I.
- Vanessa'yı ara! - Ne?
Call Vanessa.
Vanessa'yı ara ve ona Debbie'yi sor dedim.
I said, call Vanessa and ask her about Debbie.
- Ama çalışmıyor! 3A'yı ara.
- It doesn't work!
- Lazım olduğunda avcıyı ara ki bulasın.
- Where's a slayer when you need one?
Şunu ofisine çek ve kapıyı kilitle 15 dakika bekle ve sonra polisi ara.
Roll this in your office, lock the door... wait 15 minutes, then call the police.
Bir ara tekrar yapmalıyız.
Perhaps we'll do it again sometime.
Morgenstern'i ara, Travma'yı kapatacağımızı söyle.
Call Morgenstern, tell him we are closing the Trauma now.
Dinle, belki senle ben bir ara buluşmalıyız.
Listen, maybe you and I should get together.
Yıldız Filosunu ara.
Contact Starfleet.
20 yıl sonra beni ara, bakalım hala kızgın olacak mısın.
Call me in 20 years and tell me if you're still upset about this.
Evet, bir yıl ara vermiştim.
Yes. I stopped for a year.
Bir ara buluşmalıyız.
We should go out.
Diğer kapıyı kapa, polisi ara.
Lock the other door. I'll call the police.
Uçuşun bu geciken yokluğu bize ara vermeli ve o arada kendimizi gözden geçirmek için zaman ayırmalıyız- -
This tardy absence of the flight must give us pause and in that pause, we should take time to examine ourselves- -
Bu y ara izi ilk intahar girişimimden, v e bu da ikincisinden.
This scar is from my first suicide attempt and this is from the second.
- Bir ara y emeğe çıkalım.
- Let's have dinner soon.
Çok y ara izim v ar bu yüzden.
I have many scars.
Ellerimi yıkamaya hiç ara vermeyeceğim.
I'm never gonna stop washing my hands.
Bayan Hoover, filmler güzel bir ara ama daha zorlayıcı bir şeyler yapamazmıyız.
Miss Hoover, movies are a nice break but couldn't we do something a little more challenging?
Baba, bir ara taşıyıcını kullanabilir miyim?
- Oooh! Hey, Dad, can I use the transporter sometime?
Concordia'yı ara.
Call Concordia.
- Fernanda'yı arıyorum. - Durma, ara.
I'm calling Fernanda Call her!
Bana 30 dakika ver, sana destek ekibini ayarlıyım sonra beni tekrar ara.
Give me 30 minutes to arrange back up for you, then call me
"Bana 30 dakika ver, sana destek ekibini ayarlıyım sonra beni tekrar ara."
Give me Daj mi 30 minuta da ti obezbedim podršku, a zatim me nazovi.
Kapıcıyı çağır sonra da 911'i ara.
Call the super and then 9-1-1.
Yoksa ara sıra öpüşen iyi birer arkadaş mıyız sadece?
I mean, are we just-are we good friends that occasionally kiss?
Yıldız kendini toparlamaya çalışırken bir ara veriliyor.
A time-out has been called, as the Beers star tries to regroup.
Bunu bir ara tekrarlamalıyız.
So we should do this again sometime.
Sence bunu ara sıra yapar mıyız?
- Think we can do that again sometime?
Bir ara akşam yemeğine çıkar mıyız? - Tabiî.
- Maybe dinner sometime?
Şu ara çok heyecanlıyım. Ağzımdan çıkanı kulağım duymuyor.
I'm so nervous I don't know what I'm saying.
Evet ama Fransız tarihi yüksek lisansı yapmak için bir yıl ara verdim.
- Yes, but I took a year off first to get my masters in French history.
Geri kalan o ara yüzleri devre dışı bırakmalıyız?
Yes. We've got to disable the rest of those interfaces.
O ara, efendim, hala ışık yılları uzaklıkta olduğumuzu sanıyordum.
At the time, sir, I thought we were still light years away.
Bunu bir ara yine tekrarlamalıyız.
We should do it again sometime.
Üniversitede ikinci yılımızda, bir ara sınavda kopya çekmişti.
Our sophomore year in college, he cheated on a midterm exam.
Ara sıra biraraya gelip bunun hakkında konuşmalıyız.
So we should get together sometime and talk about that.
Yaşamlarının çoğu dünyayı dolaşmakla geçer, yiyecek arayışında, ancak her yıl, göçebe hayatında bir ara olur.
Most of his life has been spent wandering the globe, Most of his life has been spent wandering the globe, in search of food, but every year, there is an interruption to this nomadic life.
Bir ara sana fermuarlı bir ayakkabı almalıyız.
One of these days... we'll have to get you some zipper shoes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]