English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Ş ] / Şapkam

Şapkam traducir inglés

1,456 traducción paralela
Ama şapkamın altında birşey daha var.
And I've got something else under my hat.
Eğer bunu başarırsa, bilgisayar duracak, ziller çalacak, dünya tarihindeki en olasılıksız tesadüf gerçekleşmiş olacak ve bu olursa, şapkamı yiyeceğime tüm samimiyetimle söz veriyorum.
If he does, the computer will stop, bells will ring, it'll be the most improbable coincidence in the history of the world and I solemnly promise to eat my hat.
Yani şapkamı yemek zorunda değilim ve mal varlığım da güvende.
So I don't have to eat my hat and my worldly goods, such as they are, are safe.
- Şapkam.
- My hat.
- Şapkamı tutabilir misin?
- Can you hold my hat?
Bana şapkamı ver.
Give me my hat.
Şapkamı beğendin mi?
Like my hat?
- Şapkamı beğendin mi?
Do you like my hat?
Şapkamı beğendiğini söyle.
Tell me you like my hat.
- Şapkamı beğendiğini söyle.
Say it. Say you like my hat.
Neden şapkamı beğendiğini söyleyemiyorsun?
Why can't you say you like my hat? Why can't you say you like my suit?
Bu benim ilk şapkam.
This is my first hat.
Binlik... 2 binlik ödedi, şapkamı yiyeceğim.
One grand- - he paid two, I'll eat my hat.
- Hay Allah, şapkamı unuttum.
- Oh, i've forgotten my hat.
Uyumlu bir şapkam bile var.
Even comes with a, uh, matching hat.
Gülümseyip, küçük şapkamı sallayacaktım ve yaptım.
I smile wave my little hat, and I did that. So when do I get paid? You have some good ballplayers.
Yeni kırmızı şapkamı gören oldu mu?
Has anyone seen my new red hat?
Şapkam.
Get my hat.
Şapkamı görmedin mi?
And then this hat?
- Şapkam nerede?
- Where's my hat?
- Yeni şapkam, evet.
- New hat, yeah.
Şapkamı ters çevirdim, gayet iyi ve havalıydım.
Well, I got my hat turned around and all, and I'm cool, I'm cool.
Ve bu sebeple, benim meşhur şapkamı sana çıkarıyorum. Yeterince cesur olmak, sadece bir yerlerl gitmek değil.
And for that very reason, I doff my proverbial hat... to those of you courageous enough to give it a go.
Bırak şapkamı!
Get off of my hat!
- Şapkamı şöyle çekiştirirsem anla ki...
If I tug the bill of my cap like so...
Kırmızı şapkam nerde?
Where's my red cap?
Hey, şapkamı kafamdan bir kez çıkartmana izin verdim, vato... ama seni sopalamadan önce s.ktiğiminin suratını işimden uzak tut süt çocuğu.
Hey, I let you put my hat off my head once, vato... but you better keep your fuckin'face outta my business before I put you down, milkweed.
Nantan Lupan... sana şapkamı vereyim.
Nantan Lupan... I give you my hat.
Aslında, Başka şapkam yok.
You know, it was the only one I had.
Benim eski şapkamı al.
Wear my old hat.
Ben şapkamı düşürdüm.
I dropped my hat!
Düşündüm ki, eğer şapkamı ters takıp, senin arabanı sürersem çeteler bile bana yol verirler.
I found if I turn my hat backwards and drive your car even the gangs cut me a wide path.
Sana uğurlu şapkamı vermek istiyorum.
I want you to have my lucky hat.
Neyse, nerede benim kabarık kovboy şapkam ve havalı kornam?
Now, where's my giant foam cowboy hat and air horn?
Şapkamı unutmuşum.
Forgot my hat.
Şapkamı da kaybettim.
Lost my damn hat, too.
Şapkamın oraya nasıl geldiğini merak ediyorum.
I wonder how my hat got up there.
O benim şanslı şapkam.
That's my lucky hat.
- Folyo şapkamı ister misin?
- Do you want my tinfoil hat?
Uğurlu kırmızı şapkam çift oluklu, 8 kıvrımlı, 14 cm çaplı bir kutunun üstünde duruyor.
That's my lucky red hat sittin'on top... of a double-corrugated, eight-fold, 1 4-gauge box.
Şapkam!
My cap!
Şapkam!
My hat!
Şapkam nerede?
Where's me hat?
Ama şapkamı alabilirsin.
You may take my hat.
ve önünde şapkamı tutardım, rüzgar yüzüne gelmesin diye.
and I held a hat in front of her to keep the wind off her face
Burda düğün olduğunu bilsem şapkamı yanıma alırdım.
If I knew there was gonna be a wedding, I would have worn my fuckin'hat.
- Geyiğin üzerinde duran benim şapkam mı?
- Was my hat hanging on the moose?
Bunu gözlerinden anlayacağım. Çay bitene kadar seni albayla evlendiririm, yoksa şapkamı yerim.
I'll have you married to the colonel by tea, or I'll swallow my bonnet.
Bayan Steele'i gördüm ve şapkamı çıkardım.
I saw it was Miss Steele, so I took off my hat.
- Hey, Bu benim şapkam!
- Hey, that's my hat!
Uğurlu şapkam.
Hey!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]