Aslında öyle traducir español
1,839 traducción paralela
Aslında öyle sayıImaz. Evet, belki.
No exactamente.
Aslında öyle.
De hecho, fue gratis.
İnsanları bile özledim, akılsızları, geri zekâlıları çünkü aslında öyle olmadıklarını, sadece çekindiklerini düşünüyorum.
E incluso extraño a personas, incluso a los gusanos y cretinos porque no creo que sean malos, creo que sólo tienen miedo.
Korkak, yalancı ve ciğeri beş para etmez ATF tarafından soğukkanlı bir şekilde öldürüldüler. Sizlere çatışmayı onların başlattığı söylendi ama hayır olay aslında öyle olmadı.
Fueron asesinados a sangre fría por los cobardes, los mentirosos, las basuras, la ATF, y el sentido de todo eso, la razón por la que no lo vieron, la razón por la que dijeron : "Los davidianos empezaron el tiroteo..." No, no lo hicieron,
Evet, aslında öyle bir haber hiç olmamalıydı.
Sí, bueno, eso no debería haber salido en las noticias.
Bazen birşeyler görüyorum. Aslında öyle olmaması gereken şeyler.
A veces veo cosas, cosas que no son como deberían.
Aslında öyle, çünkü bu Eli'ın onu bulmasını kolaylaştıracak.
Realmente, lo es, porque eso facilitará a Eli encontrarle.
Evet, aslında öyle demek istemedim.
Sí, ya sé. No quería decir eso.
Aslında öyle değil.
Eso es incorrecto.
- Aslında öyle değil. - Haydi!
Bueno...
Alkollüyken öyle konuşur ama aslında öyle demek istemez.
Aunque se ponga así cuando bebe, no significa nada.
Aslında öyle olmak zorunda değil.
No tiene por qué serlo.
- Aslında öyle bir şey demedi.
- No ha dicho exactamente eso
Evet, aslında öyle oldu.
Sí, de hecho, así fue.
Hayır, aslında öyle düşünmüyorum.
No, de hecho no.
Aslında siz de öyle.
Usted también.
Aslında ben de öyle sanmıştım.
Si de algo te sirve, yo también.
Aslında o öyle bir iş yapamaz.
Si hasta no le gusta el hecho de que trabajes.
Aslında evet, sanırım öyle.
Bien, si, supongo.
Aslında evet sanırım öyle mi?
Bien, si, ¿ supones?
Ve ben " aslında ben de öyle olduğumu düşünmüştüm.
Y le respondí :
Çünkü benim gurum öyle olduğumu söyledi. Ama sonra birisi öyle olmadığımı söyledi. Bu yüzden aslında emin değildim " dedim.
"Yo ya creía estarlo porque me lo dijo mi gurú, pero alguien dijo que no era así así que no estaba segura".
- Nadia da öyle aslında.
Nadia también.
Hayır, öyle değil aslında.
No, eso no es exacto.
Aslında hemşire değilsin, öyle değil mi?
No eres enfermera, ¿ no?
Peki, bu söylediklerinin doğru olduğunu nereden biliyorsun? Aslında bunu söyleyen Ted idi. Ted'in söylediği şeyleri ciddiye alıyorsun, öyle mi?
ellos me la dijeron vas a creerle todo a Ted?
Öyle bir bebek ki, bu bebek aslında sizsiniz.
Un bebé, que a todos los efectos y propósitos, es usted.
Aslında pek de öyle değil.
Bueno, eso no era totalmente cierto.
hayır Don öyle değil aslında seçimlerden dolayı meşgulüm.
No es así, en realidad.. .. estaba ocupado con las elecciones.
Aslında benim de bir şekilde söylemek istediğim, bu harika bir fikir. - Öyle mi?
En realidad iba a decir que me parecía bien.
Aslında pek öyle sayılmaz. Hapse girebilirim çünkü.
La verdad, no tanto, considerando que iría a la cárcel por eso.
- Konu aslında sadece Canavar değil, öyle değil mi Bay Hunter?
No se trata sólo del Destripador, ¿ o sí, Sr. Hunter?
Daniel öyle yapmaz! Evet, bu da benim gerçek burnum. Aslında gerçekten öyle.
Sí, y esta es mi nariz real, que totalmente es!
Aslında, öyle değil.
Eso no es como eso, en realidad.
Aslında, Jonathan'la bu gece öyle takılacağız sadece ikimiz.
En realidad, uh, Jonathan y yo estábamos pensando en salir esta noche sólo- - sólo nosotros dos.
Bütün çiftler kendilerinin özel olduklarını düşünürler. Yani, aslında, o halde öyle mutlular.
Todas las parejas creen que son especiales... y solo son tan especiales como el resto.
Genel kanı öyle değil aslında.
En realidad, no soy muy afecto a la autoridad.
Ama aslında mesele para değil, öyle değil mi?
Pero no es dinero lo que se busca, ¿ verdad?
Tabanca öyle bir şekilde donatılmıştı ki, tabancayı aslında kabloya kancalamıştım ve ateş ettim.
El arma fue manipulado de tal forma que pude enganchar el arma en el cable y pude dispararlo.
Aslında, bence bu hayattaki en önemli şeydir ve bunun öyle olmadığını söyleyen insanlar pisliğin tekidir, açık ve net.
En realidad, creo que es lo único en la vida que importa, y los que dicen que no, son unos imbéciles, así de simple.
Aslında, benim arkadaşlarım da öyle düşünüyor.
Mis amigas creen lo mismo.
Aslında, kimseyle öyle bir sevgi paylaşmadım.
De hecho, nunca he tenido ese tipo de amor con nadie.
Aslında, öyle olsa ne olur?
Pero ¿ sabes qué? En realidad, ¿ Y qué?
- Öyle aslında.
- Sí, lo es.
Evet, aslında bende öyle düşünüyorum.
Sí, de hecho creo que lo es.
Aslında, insanlar öyle düşünüyor, ama değil.
La gente piensa eso, pero no lo es.
- Ama öyle, aslında.
- Pero lo es.
Aslında şu an arabam yok. Yani istesem de istemesem de öyle olacak.
Bueno, en este momento no tengo coche, así que supongo que ése es el plan, me guste o no.
Öyle demek istemedigini biliyorum aslında biraz karışık ama.
Sé que eso no pretendía ser un cumplido pero...
Öyle aslında.
- Básicamente.
Hayır, o aslında Amerikan Doğal Tarih Müzesi'ne satıldı. Öyle mi?
- No, de hecho, fue vendido al Museo Americano de Historia Natural.
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleymiş 51
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleymiş 51
öyleyim 490
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyle olsun 692
öyledir 296
öyleyiz 77
öyle bir şey değil 75
öyle bir şey yok 92
öyle işte 113
öyle mi diyorsun 87
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyle olsun 692
öyledir 296
öyleyiz 77
öyle bir şey değil 75
öyle bir şey yok 92
öyle işte 113
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle görünüyor 500
öyle misin 81
öylece 26
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyleydim 119
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle görünüyor 500
öyle misin 81
öylece 26
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyleydim 119