English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bakın hanımefendi

Bakın hanımefendi traducir español

155 traducción paralela
Kafanızı çevirin ve şu burna bir bakın hanımefendi!
A ver, señorita, mire esta nariz.
Bakın hanımefendi, beni korkutmaya çalışıyorsanız, fazla uğraşmanıza gerek yok.
Si está tratando de asustarme para que me vaya... no lo está logrando.
Bir bakın hanımefendi.
Tenga, Srta.
- Beyler, çorabına bakın hanımefendi ağaçlara tırmanmış.
- Miren sus medias. Ha subido a los árboles.
Telefonlar çok garip aletlerdir. Bakın hanımefendi, bu şehirde her gün çok sayıda cinayet işlenir.
Mire, señora, son muchos los asesinatos que se comenten en esta ciudad cada día.
Bakın hanımefendi, durumunuz size ilginç gelmiyor mu?
Escuche, señorita, ¿ cree Vd. que puede estar embarazada?
- Bakın hanımefendi...
- Ahora, señora...
Siz rahatınıza bakın hanımefendi, bir şey ikram edebilir miyim?
¿ Puedo ofrecerle algo?
Bakın hanımefendi, yardım edemeyiz.
- ¿ Hola? Mira, cariño. No podemos ayudarte.
Bakın hanımefendi...
Mire señora...
Bakın hanımefendi her ayçiçeği, her ağaç, her tahıl tarlası, İtalyan, Rus, Alman askerlerinin cesetlerini örtüyor, Rus köylülerinin, Rus kadınlarının yaşlılarının, çocuklarının cesetlerini de.
Ve señora... cada girasol, cada árbol, cada campo de grano esconde el cuerpo... de soldados italianos, rusos, alemanes y también el cuerpo de muchos... campesinos rusos, viejos, mujeres, niños.
Bakın hanımefendi, trende veya gemide yapabileceğim bir şey yok ancak odama böyle daldığınızda...!
En un tren o un bote, no hay nada que pueda hacer... pero cuando se mete en mi habitación...
Bakın hanımefendi, kocanız yaşıyor olabilir.
Escuche señora, es posible que su marido esté vivo.
Masal Diyarı Sahilleri. Bakın hanımefendi, size söyledim. Ben sadece tekne kaptanıyım.
Mire, ya le dije, soy sólo el timonel.
Yoksa değil mi? Bakın hanımefendi, tavsiye istiyorsanız lütfen başkasına sorar mısınız?
Señora, si quiere un consejo, ¿ por qué no le pregunta a alguien más?
Bakın hanımefendi, Başkan bir sorun olması halinde onu aramanızı söylemişti.
Mira, el alcalde dijo que podías Ilamarlo si teníamos algún problema.
Bakın hanımefendi.
Señorita... no quiero ningún problema.
Bakın hanımefendi. Beni merak etmeyin, gayet temizim.
No se preocupe por mí señorita.
Bakın hanımefendi...
Mira.
Bakın hanımefendi, burada ne yaptığınızı bilmiyorum. Ama isterseniz bekleyebilirim.
Señora, no sé que hace aquí... pero si quiere puedo esperarla.
Bakın hanımefendi, bu bir din değil.
Señora, La teosofia no es una religion.
Bir hanımefendi sizden içki istiyor, şu muhabbetinize bir bakın.
¡ Qué conversación para tomarse un trago con una dama!
Bakın, hanımefendi, eğer iyi oynarsa gidip babasıyla bizzat ben konuşurum.
¿ estás segura de que eso es lo que quieres?
- Bakın, hanımefendi.
- Mire, hermana.
Şimdi, bakın, hanımefendi, senin başını derde sokmayacağım.
Mire, no le voy a causar dificultades.
Keyfinize bakın hanımefendi.
Bien, eso es.
Bakın hanımefendi.
Mire, señora.
Bakın, hanımefendi. Bu akşam bir sürü telefon geldi...
Escuche, he recibido muchas llamadas falsas.
Bakın hanımefendi, bazı şeyleri açıklığa kavuşturalım.
¿ Como que no?
Bana bir bakın, hanımefendi.
Ahora, míreme, señora.
Bakın, akıl sağlığım için, hanımefendi.. .. öyle şeyler konuşmayalım artık, ha?
Mire, por el bien de mi moral... no diga más cosas como ésas, ¿ eh?
Bakın, hanımefendi, Oscar kolunu uzatıyor.
Mire Srta., Oscar le ofrece el brazo.
Bakın, hanımefendi...
Mire, señora...
Bakın, hanımefendi.
Mira.
- Bakın hanımefendi...
¡ Si no, se burlarán...!
Şuna bakın, hanımefendi.
Míralo.
- Hanımefendi, bakın, Florimond! O yürüyor!
Sra. Condesa, mire a Florimond.
- Bakın, hanımefendi...
- Escúcheme, señorita.
Hanımefendi ona iyi bakın.
Profesora, por favor, cuídela bien.
Hanımefendi bakın ne buldum.
Mire lo que encontré.
Kendinize iyi bakın, hanımefendi.
Así que cuídense, señorita.
Bakın, hanımefendi.
Mire, señora.
Bakın, hanımefendi, zaten tavuklarınızı gördüm.
Mire, señora, ya he visto a sus gallinas.
Bakın, hanımefendi, bu şeyin gerçekten ne kadar... tehlikeli olabileceğinin farkına vardığınızı sanmıyorum.
Mire, señora, creo que no se da cuenta de lo peligroso que puede ser esto.
O zaman lütfen makbuzunuza bakın, hanımefendi.
¿ Puedo ver el recibo?
Bakın, hanımefendi, tek gördüğüm mekanik bir şeyin... bozulduğuydu ve ben onu onaracağım cam, tamam mı?
Todo lo que pude ver fue que algo mecánico... se descompuso y yo lo voy a arreglar, ¿ ok?
- Hanımefendi siz kendi işinize bakın.
Mire señora, métase en sus asuntos
- Bana bakın, yerli hanımefendi!
- Mira, periodista regional.
Bakın hanımefendi yerinizde olsaydım.
- Larguémonos.
Bomba imha ekiplerine niye haber vermediniz? Eğer onları ararsak ve burdan birşey çıkmazsa, hepimiz komik duruma düşeriz. Bakın hanımefendi.
Si llamamos y luego no hay nada, haremos el ridículo.
- Doğru, hanımefendi. Kendiniz bakın.
- Lo es, señora, véalo usted misma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]