English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bana öyle geldi

Bana öyle geldi traducir español

383 traducción paralela
Bana öyle geldi ki, annen çok erken aradı.
Te llamó demasiado temprano, ¿ no crees?
Orada saatlerce yattım. Ya da bana öyle geldi.
Allí estuve durante horas y horas o al menos eso me parecía.
- Bana öyle geldi.
Parece ser.
Birkaç manga olabilir. Sabah bana öyle geldi.
Un par de pelotones, quizá, por lo que se oía esta mañana.
- Bana öyle geldi.
- Eso pensé.
- Bana öyle geldi.
- Bueno, al parecer me tratas de esa manera a mí.
Bana öyle geldi.
Bueno, me pareces de esa manera a mí.
- Bana öyle geldi o herhâlde.
- Será mi imaginación. Gracias.
Bana öyle geldi ki, o gece dansta Buzz'dan kaçıyordun.
Tuve la sensación esa noche en el baile, que querías alejarte de Buzz.
Bana öyle geldi ki... sanki arabayı o ağaca bilerek sürdü.
En cualquier caso me pareció como si... se estrellara deliberadamente contra este árbol.
Bana öyle geldi.
Me di cuenta ayer. Y los vecinos.
Bana öyle geldi.
Esa es mi impresión.
Özellikle bulunmuş değil, ama bana öyle geldi ki, insanda en çekici bulduğu nokta buydu.
No concretamente, pero creo que le parecieron el rasgo humano más atractivo.
Ne bileyim, bana öyle geldi belki de.
Estas muy distante, hombre.
Bilmiyorum, bana öyle geldi.
No lo sé, pero es gracioso.
- Bana öyle geldi ki...
- Es sólo que estaba bajo la impresión...
- Bana öyle geldi.
- Eso me pareció.
Ve ben bunu gördüğümde, bana öyle geldi ki, vay be, belki de Bay Haynes'în kafasında bu okula kız çocukların alınması fikri vardı.
Y cuando vi esto, se me ocurrió que caramba, quizá el Sr. Haynes tenía la idea de permitir el ingreso de chicas a esta escuela.
Hayır, sadece bana öyle geldi ki, eğer bir çok fotoğraf çekiyorsa, kamerası varsa, belki de onları başka birine göstermek için çekiyordu.
Me ha dicho que sacó un montón de fotografías quizá fuera para enseñárselas a alguien.
Hayır, sadece bana öyle geldi ki...
- Se me acaba de ocurrir...
- Bana öyle geldi de ondan. Değil mi? - Evet.
- Porque tienen pinta de serlo, ¿ o no?
Bana öyle geldi.
- Eso parece.
Önemli değildi ki, ya da bana öyle geldi.
Creí que no te interesaría.
Bana öyle geldi.
A mí me pareció que sí era.
- Bana öyle geldi demek ki.
Pensé que habías dicho algo.
- Şey... bilmiyorum, bana öyle geldi.
- Bueno... no lo sé... creía...
Bunlar vardı... ama bana öyle geldi ki, dahası da vardı ve bunu hepimiz biliyorduk. Herşey yerli yerine oturmuştu.
Se refería a eso pero ahora me parece que había algo más, y todos lo sabíamos a que todo estaba allí, alrededor nuestro.
Bana öyle geldi ki sanki bu kasaba hakkında yazmamı istiyorsunuz.
Me da la impresión que quiere que escriba sobre esto.
- Bana öyle geldi de.
- No de mí, a lo mejor.
Bana öyle geldi ki, o kayalar bana kahkahayla güldü.
Las rocas se reían de mí, como te lo cuento.
Bana öyle geliyor ki, Kral Gunther, Siegfried'i evine, Xanten'e yollamanızın zamanı çoktan geldi!
Creo que ya es hora, señor rey, de que enviéis a Sigfrido de regreso a Xanten.
- Öyle bana da öyle geldi.
Sí.
- Bana da öyle geldi.
- A mí también me Io parecieron.
- Tam öyle değil de... Bana bir şeyi hatırlatır gibi geldi ama yakalayacak kadar uzun sürmedi.
- No sé decir... pero creo que me trae el recuerdo de algo que no he podido atrapar.
Bana da öyle geldi.
Eso me parecía a mí.
Max öyle bir söyledi ki, kesinleşmiş gibi geldi bana.
¿ Obra? Sí, una nueva obra, a juzgar por lo que Max me dijo.
Bana da aynen öyle geldi. Kim bu adam?
¿ Quién es ése y cómo se llama?
Evet, bana da öyle geldi.
Sí, eso pensé.
- Bana da öyle geldi.
- Sí, lo he notado.
Bana hep öyle gibi geldi.
Yo siempre he pensado que sí.
Oh, evet, Jack Brewer. Neyse, bana doğru geldi ve gergin bir sesle ama böyle, sesi titriyor gerginlikten. Yanıma yaklaştı ve alçak sesle, ama tam da öyle değil çok kötü bir huyu vardır, öyle bir fısıldar ki herkes duyar.
El, em, vino caminando hacia mi... y con una voz intensa... una voz absolutamente teñida de intensidad... se acerca a mi y me susurra... tiene la desagradable costumbre de susurrar... a todo volumen, así todo el mundo puede escuchar lo que dice.
Bana, sanki öyle yapıyorsunuz gibi geldi de.
A mí me sonó como que sí.
- Bana da öyle geldi.
Eso me pareció a mí.
- Bana da öyle geldi generalim.
Eso parece, General.
Hareketlendin mi birden, yoksa bana mı öyle geldi?
¿ Son imaginaciones mías o lo estás haciendo maquinalmente?
Bana öyle geldi.
¿ No está contento?
Evet, bana da öyle geldi.
Sí, lo pareces.
"Bana da öyle geldi" demeyi bırak, yoksa seni bir dikişte bitiririm.
No me vengas con esas, o acabaré contigo.
Bana öyle geliyor ki, birşeyleri düzeltmenin zamanı geldi.
Pienso que ya es hora de aclarar las cosas.
- Veda mı ettin, bana mı öyle geldi?
- Creí que habías dicho adiós.
Birisi çığlık mı attı yoksa bana mı öyle geldi?
¿ Alguien gritó o escucho cosas?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]