Bir şey var mı traducir español
20,767 traducción paralela
- Endişelenmem gereken bir şey var mı?
¿ Hay algún motivo por el que debería estar preocupada? No.
Paylaşmak istediğiniz bir şey var mı, Bay Townsend?
- ¿ Le gustaría decir algo, señor Townsend?
- Başka bir şey var mıydı? - Hayır.
- ¿ Había algo más?
Yardım edebileceğim bir şey var mı?
¿ Hay algo que pueda hacer para ayudarte?
Yardım edebileceğim bir şey var mı diye pedere uğradım.
Pasé por la casa del reverendo. Le ofrecí mis servicios.
Bu kişiler hakkında onları bulmamız için söyleyebileceğin bir şey var mı?
¿ Hay alguna cosa que me pueda decir de estás personas que pudiera ayudar a identificarlas?
Ekleyeceğin başka bir şey var mı DÇ Arnott?
¿ Tiene algo más que añadir, sargento Arnott?
Yapabileceğim bir şey var mı?
¿ Hay algo que yo pueda hacer?
Elinizde beni bu delillere bağlayan herhangi bir şey var mı?
¿ Tienen alguna cosa que me relacione con estos objetos?
Bana anlatmak istediğin bir şey var mı?
¿ Algo de lo que quieras hablarme?
Söylemek istediğiniz bir şey var mı?
¿ Tienen ustedes algo que decir?
Yapmak istediğin bir şey var mı?
¿ Quieren algo que hacer?
Yardım edebileceğim bir şey var mı?
¿ Qué puedo hacer para ayudar?
Herhangi bir sorun, bilmediğin bir şey var mı?
- ¿ Todo bajo control? ¿ Sabes lo que haces?
- Böyle bir şey var mı? - Evet.
- ¿ Eso existe?
Yardım edebileceğim bir şey var mı?
¿ Cómo puedo ayudarte?
- İstediğiniz bir şey var mı?
- ¿ Te traigo algo?
Dışişleri Ofisi'nden bir şey var mı? Amerika ve Sovyetler Birliği hakkında?
¿ Nada de Asuntos Exteriores sobre EE.UU. y la Unión Soviética?
Öğrendiğiniz bir şey var mı?
¿ Ha averiguado algo?
Peki seni kalmaya ikna etmek için yapabileceğim bir şey var mı?
¿ Puedo hacer algo para convencerte de que te quedes?
Satmayacağın bir şey var mı?
¿ Hay algo que no vendas?
Paylaşabileceğin bir şey var mı?
¿ Algo que pueda compartir?
Bahsettiğiniz o taramadan başka bir şey var mı?
¿ Hay algo sobre el escáner?
- Yapabileceğin bir şey var mı?
- ¿ Eso es algo que puedes hacer?
Saray işleriyle ilgili görüşecek başka bir şey var mı yoksa işime edeyim mi?
¿ Hay más asuntos de la corte que debatir, o podré seguir mi camino?
Bunu duyduğuma sevindim, senin için yapabileceğim bir şey var mı?
Me alegra oírlo. ¿ Algo más que pueda hacer por ti? Sí.
Yardımcı olabileceğim başka bir şey var mı?
- ¿ Puedo ayudarlas con algo?
- Başka bir şey var mı?
- ¿ Algo más?
- Aklında bir şey var mı?
¿ Tienes algo?
Bana söylemek istediğiniz bir şey var mı?
¿ Tienes algo que quieras decirme ahora?
Yardım edebileceğim herhangi bir şey var mı?
¿ Hay algo que pueda hacer para ayudar?
- Başka söyleyeceğiniz bir şey var mı?
¿ Algún otro mensaje? No.
Buradayken Horace için yapabileceğim bir şey var mı?
¿ Puedo hacer algo por Horace mientras estoy aquí?
Paylaşmak istediğin bir şey var mı?
¿ Algo que quieras compartir?
Boyle'la ceketin izini sürüp olağandışı bir şey var mı diye bakacağız.
Boyle y yo vamos a seguir la cadena de custodia del abrigo, veremos si encontramos algo extraño.
Elinizde çizim yapabilecek bir şey var mı?
FBI. Uh, ¿ tiene un dibujante en la mano?
Trent'in geçmişte yapmış olabileceği... bir şey var mı?
¿ Hay algo en el pasado de Trent? ¿ Algo que podría haber hecho?
- Neden bölgede olduğuna dair bir şey var mı?
¿ Alguna idea de por qué estaba en la zona?
- Belirtmek istediğin özel bir şey var mı?
¿ Hay algo particular que quiera expresar?
-... veya ona söylemek istediğin her hangi bir şey var mı?
¿ Algo con lo que estás luchando?
Yapabileceğim bir şey var mı?
¿ Hay algo que pueda hacer?
Çok fazla bilgi gibi bir şey var canım.
Hay algo que es demasiada informacion, querida
Bir şey var... bir kaynağımız öldürülen kadının Annie Green değil, ama Selena Callaway olduğunu düşünüyor.
Hay... Una fuente piensa que la mujer que ha sido asesinada... no se llamaba Annie Green, sino Selena Callaway.
Birlikte yapmadığımız bir şey var.
Una cosa no hemos hecho juntos.
Gayrı resmi bir buluşma ayarlayabilecek bir tanıdığım var orada, Yalnız bu hiç de küçük bir şey değil.
Tengo un amigo en la compañía que puede arreglar una cita clandestina, pero no es un favor pequeño.
Başka bir şey var mı? - Yok.
Nada más.
- Var bir şey, ben anlarım.
Hay alguna cosa, lo sé.
Şey, bunu yaşattığım için özür dilerim ama burada olmak için sağlam bir nedendim var.
Bueno, perdóname la vida pero tengo una maldita buena razón.
Dediğim gibi, Pocket, nereye yatırım yapacağım konusunda kesin değilim belli olan bir şey var sadece.
Como digo, Pocket, no estoy muy seguro de dónde invertir próximamente, pero... - una cosa es cierta.
Dediğim gibi, bir şey almayacağım, kimseye zarar vermeyeceğim ama istediğimi alamazsam... Şuradaki kişisel bilgisayarınızı bir inceledim ve Bay Matthews, yüksek fiyatlı eskortlara bir ilginiz var.
Como dije, no voy a llevarme nada, no voy a lastimar a nadie, pero si no recibo lo que quiero, bueno, leí detenidamente en su computadora personal de allí, y usted, Sr Matthews, tiene una afición
Bir şey daha var. Annem kabuslarım geçsin diye yapardı.
Había otra cosa que mi madre solía hacer por mis sueños.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46