Bir şeyi unutuyorsun traducir español
116 traducción paralela
Çok önemli bir şeyi unutuyorsun Margaret... Senin kocan şüphesiz seni boşar.
Olvidas algo muy importante tu marido se divorciará.
Ama sevgi diye ufak bir şeyi unutuyorsun.
Pero olvidas algo llamado el amor.
Bir şeyi unutuyorsun doktor.
Te olvidas de algo, doctor.
- Bir şeyi unutuyorsun.
- Se te olvida algo.
- Bir şeyi unutuyorsun.
- Olvidas una cosa. - ¿ El qué?
- Bir şeyi unutuyorsun :
Olvidas una cosa :
Bir şeyi unutuyorsun, Miles.
Estas olvidando algo, Miles.
Bir şeyi unutuyorsun tatlım ; beni.
Me olvidas a mí.
- Bir şeyi unutuyorsun, albay!
- Se olvida de algo. - ¿ De qué?
- Bir şeyi unutuyorsun!
Se olvida de una cosa.
Bir şeyi unutuyorsun albay.
Olvida una cosa, Coronel.
Ama bir şeyi unutuyorsun.
Pero olvidó usted una cosa.
Bir şeyi unutuyorsun.
Solo recuerda una cosa.
- Bir şeyi unutuyorsun.
- Hay algo que pasó por alto.
Bir şeyi unutuyorsun.
Y las traeremos en 28 horas. ¡ Vaya! Pues te diré algo.
Bir şeyi unutuyorsun galiba yarın bir dilekçe göndermeyecek miydin?
Perdona, ¿ no te olvidaste? Mañana hay que entregar la petición en la cámara.
Anlıyorum, çok sıkıntıya katlandın ama bir şeyi unutuyorsun.
Te tomaste un trabajo enorme, pero te olvidaste de algo.
Bir şeyi unutuyorsun.
Estas olvidando algo.
- Bir şeyi unutuyorsun ama!
- Se te olvida una cosa.
- Jaap, bir şeyi unutuyorsun.
Jaap, te olvidas de una cosa.
Önemli bir şeyi unutuyorsun.
Recuerda que es lo mas importante aquí.
Dur bir dakika. Bir şeyi unutuyorsun.
Estás olvidando algo.
- Bir şeyi unutuyorsun.
- Te olvidas de una cosa...
Ah, bir şeyi unutuyorsun, harika bir ürüne sahibiz.
Ahh, pero olvidas algo : tenemos un gran producto.
Bir şeyi unutuyorsun, Blade.
te olvidas de un detalle, "Blade", no estás en Japón
Bir şeyi unutuyorsun Morden.
Parece haber olvidado algo, Sr. Morden.
Hayır, aynı değil mon ami. Bir şeyi unutuyorsun, Madam Daubreuil ya da Jeanne Beroldy'nin maskeli adamlar hikayesini uydurmasının üstünden on yıl geçti. Şimdi komşunun yerini alan biri var :
No, no, mon ami, se olvida que hace diez años, desde que madame Daubreuil o Jean Beroldy, como se llamaba entonces, se inventó la historia de los intrusos enmascarados y ahora es su vecina, madame Renauld.
Sana katılıyorum Cinque ama bir şeyi unutuyorsun.
Estaría de acuerdo, Cinque, pero se le ha olvidado algo.
Billy Loomis'le ilgili bir şeyi unutuyorsun.
- Olvidas una cosa sobre Billy Loomis.
- Bir şeyi unutuyorsun.
- Olvidas algo.
Ama... çok önemli bir şeyi unutuyorsun.
Pero estás olvidando algo muy importante.
Bir şeyi unutuyorsun Julian. Cihazı ele geçiren Birlik değil, biziz.
El dispositivo está en nuestras manos.
- Sen bir şeyi unutuyorsun.
- Te olvidas de algo.
Neler çektiğini bildiğimi de sanmıyorum. Ama bir şeyi unutuyorsun.
No puedo ni imaginarme todo lo que te ha pasado... pero te olvidas de algo.
Bir şeyi unutuyorsun. Nedir?
Perdona, pero estás olvidando una cosa
Bir şeyi unutuyorsun.
Te olvidas de algo.
İyi bir strateji ama bir şeyi unutuyorsun.
Esa es una buena estrategia. pero te estás olvidando de una cosa.
Sen, bir şeyi unutuyorsun.
Te estás olvidando de algo.
Bir şeyi unutuyorsun.
Olvida algo.
Bir şeyi unutuyorsun- - Fox Mulder böyle bir şey yapmazdı.
Pero se olvida de algo- - Fox Mulder no haría esto.
Beni öldürebilirsin ama bir şeyi unutuyorsun.
Puedes matarme, pero estás olvidando algo.
Son derece mantıklı, Watson. Ama bir şeyi unutuyorsun.
Muy prudente, Watson, pero olvidas una cosa.
Bir şeyi unutuyorsun. Ben avantajlı sayıIırım.
Te olvidas de algo Tengo una ventaja
Bir şeyi unutuyorsun Danny.
Olvidas algo, Danny.
Bir şeyi unutuyorsun...
Estás olvidando algo...
Bir şeyi unutuyorsun, oğlum! Ben seni büyüttüm! Ve çok maliyetliydi!
contando sólo lo que me ha costado criarte me debes 8635 mil
Bir şeyi unutuyorsun.
Olvidas algo.
Bir şeyi unutuyorsun.
Olvida algo :
Seni iki saatliğine Miami'ye getirdim. Koca bir çanta almışsın, içinde kim bilir neler var ve en önemli şeyi unutuyorsun... - Allen!
Te traigo a Miami por dos jodidas horas y traes una maleta llena de sabe qué carajos y olvidas lo más importante...
Seni iki saatliğine Miami'ye getirdim. Koca bir çanta almışsın, içinde kim bilir neler var ve en önemli şeyi unutuyorsun... Allen.
Te traigo a Miami por dos jodidas horas y traes una maleta llena de sabe qué carajos menos lo más importante...
Bir şeyi unutuyorsun, Albay.
Olvida una cosa, Coronel.
bir şeyim yok 220
bir şeyi unuttun 16
bir şeyin yok 95
bir şeyi yok 169
bir şeyin var mı 19
bir şeyin yok ya 29
bir şeyi bilmeni istiyorum 21
bir şeyi unutmuyor musun 16
bir şeyi açıklığa kavuşturalım 45
unutuyorsun 22
bir şeyi unuttun 16
bir şeyin yok 95
bir şeyi yok 169
bir şeyin var mı 19
bir şeyin yok ya 29
bir şeyi bilmeni istiyorum 21
bir şeyi unutmuyor musun 16
bir şeyi açıklığa kavuşturalım 45
unutuyorsun 22
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir saat sonra 47
bir şey oldu 106
bir saniye 1866
bir şey yok mu 17
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir saat sonra 47
bir şey oldu 106
bir saniye 1866
bir şey yok mu 17