Daha iyi mi traducir español
7,151 traducción paralela
Daha iyi mi?
¿ Mejor?
Hamileliğimi daha iyi mi planlamalıydım?
¿ Podría haberlo planeado mejor?
Yani seni beş yıllığına dondurucuya koyabilsem sonra seni çıkarıp eritsem ve tekrar tanışsak kafamdayken çok daha iyi görünüyordu.
Así que si pudiera meterte en un congelador durante cinco años, y luego sacarte y descongelarte y conocerte de nuevo... tío, esto sonaba mucho mejor en mi cabeza andando hasta aquí.
Ian Garrett gibi canavarlar olmadan dünya daha iyi bir yer değil mi, söyle.
Dime que el mundo no es un lugar mejor... sin monstruos como Ian Garrett.
Bunun için S.P.K'da çalışan sevgilinizden daha iyi bir tercih olabilir mi?
¿ Quién mejor que tu novio que trabaja para la Comisión de Valores y Cambios?
Daha iyi olamazdı, değil mi?
No podría haber salido mejor, ¿ no?
Eğer öğrenci borçları olmasaydı dünya çok daha iyi bir yer olurdu, değil mi?
Creo que el mundo sería un lugar mucho mejor si no hubiera ningún préstamo estudiantil, ¿ no crees?
Daha iyi bir sorum var, neden benim mutfağımdasın?
Mejor pregunta, ¿ por qué estás en mi cocina?
Tanrım, bu gün daha iyi olamaz öyle değil mi?
Dios, este día se está poniendo mejor y mejor, ¿ no?
Çünkü işimdeki her gün genç insanların hayatlarının daha iyi olması için yön veriyorum.
Porque cada día, en mi trabajo, tengo la oportunidad de moldear las vidas de los jóvenes para mejor.
Sen daha iyi bilirsin bu yüzden çaresizce bana düşman ediyorsun babamı.
Lo sabes muy bien, por lo que estás desesperada por ponerle en mi contra.
Yani, daha iyi hissediyorsun sen de değil mi?
Te sientes mejor, ¿ verdad?
Seçmenlerime yardimci olmaktan hep mutluluk duyarim ama yarin ofisime gelsen daha iyi olur.
Bueno, siempre estoy dispuesto a ayudar a mis electores, pero tal vez puedas venir a mi oficina.
Hatta iyi amigom tarafından canlandırılmak daha da büyük keyif.
Y es aún más placentero que mi buen amigo sea quien me interprete en la película.
Sana daha önce dünyanın en iyi dostu olduğunu söylediler mi?
- ¿ Alguien te ha dicho alguna vez que eres la mejor amiga del mundo?
Ne zaman daha iyi bir teklifin geleceğini bilemezsin, değil mi?
Bueno, nunca sabes cuándo puede venir una mejor oferta.
Bunu duyduğuma sevindim. Artık tüm farklılıklarımızı bir kenara bıraktığımız için her şey daha iyi değil mi?
Me alegra oírlo. ¿ No es todo más bonito ahora que dejamos atrás todas nuestras diferencias?
Sanırım Spotify çalma listem senden daha iyi iş yapar.
Creo que mi lista de Spotify es una opción mejor que tú ahora mismo.
Ama şu anda dünyayı görmemi sağlayan daha iyi insanlarla dolu hayatım. Ve başka insanların da olduğunu görmemi sağlayan.
Pero de verdad ahora tengo a mejor gente en mi vida que me ayudan a ver el mundo y ver que hay otra gente en él.
- Tamam, kulağa korkunç geldiğini biliyorum biz neredeyse her şeyi aldık Ama bacağım gerçekten çok daha iyi hissediyor.
Sabía que eso era terrorífico y casi lo compre y todo pero mi pierna realmente se siente mucho mejor.
- Benim fikrim daha iyi.
Mi idea es mucho mejor. Sí.
Anlıyorum. Yani, bu benim işimde daha iyi olmam yüzünden değil mi?
Entonces... no tiene nada que ver con que soy... ¿ mejor en mi trabajo?
Bazen onu kendi karımdan daha iyi tanıyormuşum gibi hissediyorum.
A veces siento que la conozco mejor que a mi esposa.
Daha iyi bir kamara teklif etseler kabul etmeyecek mi sanki?
¿ Diría que no si le ofrecieran una habitación mejor?
Daha iyi değil mi?
Está mejor, ¿ verdad?
Tamam, demek içerideki yeni en yakın dostunun Kuvira'dan daha iyi bir lider olacağını düşünüyorsun, öyle mi?
Ah, vale, entonces ¿ crees que tu gran amigo de ahí dentro sería un líder mejor que Kuvira?
En sevdiğim iki erkeğin birbirini daha iyi tanımasını çok isterim.
Me encantaría que mi dos hombres preferidos se conocieran mejor el uno al otro.
Pekala, bunu Danny'den mi duysan daha iyi hissederdin Sandy'den mi?
Bien, ¿ te sentirías mejor si lo oyeras de Danny o Sandy?
Gerçekten mi? İyiymiş! Şimdi daha iyi hissediyorum.
¿ Enserio? Me siento mucho mejor ahora.
Ölseydi daha iyi olurdu değil mi?
Sería mejor si estuviera muerto, ¿ verdad?
Onu arkasından vurmamla ilgili kendimi daha iyi hissetirmeye mi yoksa kendini mi daha iyi hissetirmeye çalışıyorsun?
¿ Estás tratando de hacerme sentir mejor por la cuchillada... o a ti mismo?
- Kafamın içinde daha iyi görünüyordu.
Sonaba mucho mejor en mi cabeza. - Sí.
Uygulamalı fizik açısından buranın programı daha iyi. Hem hayatımın en mühim kararını ailemin yaşadığı yere göre verecek değilim.
Para la física aplicada este es el mejor programa... y no tomaré una gran decisión de mi vida... basada en donde vivan mis padres.
Zamanımı geçirebileceğim daha iyi şeyler var, beni soktuğu bataklıktan çıkmaya çalışmak gibi.
Tengo cosas mejores que hacer con mi tiempo... como salir de la alcantarilla en la que ella me metió.
Paramı bulmak için harcasan daha iyi olur.
Sería mejor que lo dedicaras a buscar mi dinero.
Onlara insanlarımızı doyurabildiğimizi göstermemiz için, Taç Giyme töreninden başka daha iyi ne zaman olabilir?
¿ Qué mejor momento que mi coronación para enseñarles que podemos alimentar a nuestro pueblo?
Yeni bir çağı başlatmanın daha iyi bir yolu olabilir mi?
¿ Qué mejor manera de empezar una nueva era?
Oda arkadaşından daha fazlasıydı. En iyi arkadaşımdı benim.
Ella era más que un compañero de piso Ella es mi mejor amiga
Çok daha iyi, değil mi? Çimenlikte bulmuştum.
¿ Mucho mejor, no?
Sohbet için teşekkürler. Çok daha iyi hissediyorum. Tran, bunların hepsi senin mi?
Me siento mejor. ¿ Son todas tuyas, Tran?
Yani, artık sağIığımla ilgili... endişelerin mi var? Kendini yaptıkların konusunda daha iyi hissettirmeye... çalışsan da...
Puedes intentar hacerte sentir mejor respecto a lo que estás haciendo, pero te dije...
Nihayet daha iyi bir yere taşınabileceğim. Doktorumun ısrar ettiği kolonoskopiyi de çektiririm belki.
Por fin puedo mudarme a un sitio mejor... quizá hacerme esa colonoscopia con la que mi doctor me presiona.
Daha iyi yargılamalarım olmuştu, ama evet.
A pesar de mi juicio, sí.
Bazıları aynı insanlar ama bu daha iyi bence.
Algunos son los mismos pero esto es mejor, en mi opinión.
Başka yere yerleşsen daha iyi olacak... Gözümün önünden uzak olursan iyi olur.
Sería mejor que te alojes en otro lugar... lo mejor para mantenerte fuera de mi vista.
Bambu dansına çalışabilmek için erkenden gitmem lazım böylece beden eğitimini geçip üniversiteye gidebilir ailemden daha iyi bir jenerasyonda olabilirim çünkü görünüşe göre tüm geleceğim lanet bir çift sopadan atlamama bağlı. Hiç sopa arasında dans eden kişi olmak yerine sopaları tutan kişi olmayı düşündün mü?
¡ Tengo que llegar temprano para poder practicar tinikling para aprobar deportes y así poder ir a la universidad y así ser la generación que le fue mejor que a sus padres porque aparentemente todo mi futuro depende de si puedo o no saltar entre unos tontos palos! ¿ Se te ha ocurrido pedir ser la persona con los palos
Ki bardan ayrıldığımda daha iyi bir fikir gibi gelmişti.
Lo cual parecía una buena idea en mi cabeza cuando dejé el bar.
Ve bunun beni daha iyi hissettirmesi mi gerekiyordu?
¿ Y se supone que eso me haga sentir mejor?
Onu öldürüp kendini daha iyi hissedeceksin değil mi? İki dakika rol yapmayı bırakalım da bunun sadece kendinle ilgili olduğunu kabul edelim ne dersin?
Sí y matarle te hará sentir mejor, entonces vamos a dejar de fingir por un segundo que esto se trata de todos menos de ti.
Daha iyi bir araba kullanıp daha iyi bir ev satın almak için mi?
¿ Para qué? ¿ Por un mejor auto, una casa más grande?
O halde Bishop davasını daha iyi yapabilecek başka birine vermek olası değil mi? İtiraz ediyorum.
Entonces, ¿ no es probable que le hayan dado los casos de Bishop a alguien que pudiera hacerlo mejor?
daha iyi misin 168
daha iyi misiniz 18
daha iyi olur 49
daha iyi 561
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyiyim 141
daha iyi olacak 29
daha iyisin 19
daha iyi olurdu 21
daha iyi ya 37
daha iyi misiniz 18
daha iyi olur 49
daha iyi 561
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyiyim 141
daha iyi olacak 29
daha iyisin 19
daha iyi olurdu 21
daha iyi ya 37