English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ E ] / Eminim öyle

Eminim öyle traducir español

1,141 traducción paralela
Eminim öyle. Eminim ortam şu anda en iyi halinde değil.
Seguro que ahora no està en todo su esplendor.
Eminim öyle olur.
Si, te apuesto.
- Eminim öyle olmuştur.
- A chorros. - Seguro.
Eminim öyle oluyordur. O değişiklikler hakkında konuşuruz.
Quiero hablarte de esos cambios.
- Evet, eminim öyle.
Pues sí, creo si.
Öyle demek istememiştir. Eminim öyle dememiştir.
Seguro no fue su intención.
Onu bilemem. Ama bugün Cassio'nun karınızın mendiliydi eminim öyle bir mendille sakalını sildiğini gördüm.
Eso no sé, mas con un tal pañuelo a Casio vi limpiándose el bigote.
- Eminim öyle düşünüyordur.
- Como que dos y dos son cuatro, seguro.
O etkiyi verdiysem üzülürüm ki eminim öyle yaptım.
Lamento si dí esa impresión, y seguro que fue así.
Eminim öyle olurdu.
Sé lo que querías decir. Seguro que lo sería.
- Oh, eminim öyle.
- Oh, estoy seguro que si.
- Öyle olduğuna eminim, ama bunu alamazsın.
No lo conseguirás.
Birileri bana öyle şeyler anlattı ki eminim buna inanmayacaksınız ama onun Kennedy ailesinden olduğuna eminler.
A mi me han dicho, aunque no puedo creerlo pero me lo han jurado, que es uno de los Kennedy
Eminim, öyle oluyordur.
Apuesto que lo hacen.
Eğer büyük miktarlarda üretim yapabilirsek eminim insanlar satın alacaktır, öyle değil mi?
Si podemos producir esto en grandes cantidades, estoy seguro de que la gente lo comprará, no crees?
Eminim biyolojik annem beni evlatlık verdiği için pişmandır, öyle değil mi anne?
Hola, soy Adam Gold. Creo que mi madre natural ahora Lamenta haberme dado en adopción ¿ verdad mamá?
- Öyle olduklarına eminim.
- Estoy seguro de eso.
Eminim bekleme listesi öyle uzundur ki ; buraya gelmeden önce saçlarım ağarabilir.
Estoy segura de que la lista de espera es enorme.
Eminim öyle değil ama ben de Montserrat'a âşık olabilirim.
Creo que yo también estoy enamorado de Monserrat.
Öyle olduğuna eminim.
Yo se que es asi.
Aklınıza birşey gelirse bana bildireceğinizden eminim. Öyle değil mi?
Bueno, estoy segura que me lo hará saber si algo le viene a la mente, si?
Ama Marsellus Amcan öyle. Eminim Conrad Amcan ve... - Ginny Teyze.
Pues tu tío Marsellus sí lo es... y estoy seguro de que si el tío Conrad y la tía...
Öyle olsa eminim, hatırlardım.
Seguro, que lo recordaría.
Eminim bu davetli olduğum demektir. Öyle olmayadabilir.
¿ Por qué pedir sus direcciones a uno que no está invitado?
- Öyle bir şey demediğine eminim.
- Seguro que él no pensó eso.
Öyle olduklarından eminim.
No lo dudo.
Öyle çok bağırdı, ağladı ve inkar etti ki, olduğundan eminim.
Y gritó y lloró y lo negó tanto que sé que es verdad.
Hayır, eminim ki öyle değil.
No, seguro que no.
Öyle olduğuna eminim, büyükelçi ama o anlaşmayı ben imzalamadım.
Estoy seguro de que lo está, pero yo no firmé ese acuerdo, embajador.
Öyle olduğuna adım gibi eminim.
Estoy seguro que sí.
Eminim, onlar çok harika insanlar, ve kesinlikle bana da öyle görünüyorlar ama... onlar ile bizlerin arasında ki farkı kabul etme zamanı geldi.
Al menos es la impresión que tengo, pero debes empezar a aceptar que eres muy diferente de ellos.
Öyle olmadığına eminim.
Seguro que no es eso.
Öyle bile olsa, bir tanışma ayarlayabileceğinden eminim.
Puedes arreglar una presentación.
Öyle olduğuna eminim.
, estoy segurísima de ello.
Evet, öyle, eminim ki!
Sí, lo habría observado, estoy segura.
Öyle olmadığına eminim.
Estoy segura de que no.
Eminim öyle.
Necesito más tiempo.
eminim öyle olmuştur.
- Si tú lo dices...
Eminim sen ve Kira da öyle ama sen...
¡ Estás sentado en mi taburete! ¡ Camarero!
Binbaşı, eminim o parçalayıcıyı öyle mükemmel çalıştıracaksın ki atış sırasında bir bebek bile uykusundan uyanmayacak.
Seguro que conseguirá que funcione con tanta suavidad que no despertará ni a un niño.
Ben... eminim ki ziyaretinizin sebebi talihsiz bir kazadan dolayı olmadığından eminim, ama öyle olsaydı, emin ellerde olacağınız konusunda sizi temin etmek isterim.
Estoy seguro de que no le ocurrirá ninguna desgracia. Pero si le ocurriera, estaría en buenas manos.
Peki ala, şu senin Birinci Subayının, şu anda kıkırdadığından eminim, öyle değil mi?
Estoy seguro de que tu primer oficial... Chuckles, se llama, ¿ no?
Yani o büyük bir adam, öyle değil mi? Eminim bunu anlayacaktır.
Creo que el va entender.
Öyle kin tutan bir kimse değilim ama eminim şu dünyaya çok küçük bir iz bırakacaksın.
No te guardo rencor y estoy seguro de que dejarás una pequeña huella en el mundo.
Öyle olmasaydı... Eminim o zaman düşünürdüm.
De no ser así... sí, saldría contigo.
- Öyle mi? Evet, eminim.
- ¿ Tú crees?
Öyle söylüyor ama hemen bıkacağından eminim.
Eso dice él, pero apuesto a que se rinde enseguida.
- Eminim daha yumuşak olacaksın. - Aynen öyle.
- Imagino que serán menos invasivas.
Öyle olacağından eminim. Mekik Hangarından, Kaptan Janeway'e.
La lanzadera de la Capitán ha entrado en warp.
Öyle olacağından eminim. Mekik Hangarından, Kaptan Janeway'e.
¿ Ha terminado de aumentar los sensores internos, Alférez?
Öyle olduğuna eminim.
Está vivo de milagro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]