English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ G ] / Götüreceğim

Götüreceğim traducir español

5,835 traducción paralela
Geri döndüğümde, seni yeni kumsal evimize götüreceğim.
Cuando regrese, te llevaré a nuestra nueva casa de playa. Te amo.
Hayır, Shadow'u eve götüreceğim.
No. Quiero llevar a Shadow a casa.
Sizi ben götüreceğim.
Yo lo llevaré hoy.
Köpeği yürüyüşe götüreceğim.
Voy a sacar a pasear al perro.
Onları arabaya koy, seni serbest talime götüreceğim.
De acuerdo, esta cantidad te costará 18 G'S. Y lo dejaré en entrenamiento libre.
Tammy'yi odasına götüreceğim, yoksa odayı mahveder.
Llevaré a Tammy a su habitación sino se va a poner peor.
Şimdi sizi benim evime götüreceğim.
Me voy a llevar hasta a mi cojín en estos momentos.
Bu çocukları dijital çağ öncesine götüreceğim.
Quiero volver a llevar a estos chicos a la era predigital.
Patriot'u revire götüreceğim.
Llevaré a Patriot a la enfermería.
Bir çanta alıp 78 dakika içinde geri götüreceğim.
Para recoger un maletín y llevárselo en 78 minutos.
Seni önce sağa sonra sola götüreceğim.
Toma la izquierda, luego a la derecha...
- Sonra eve götüreceğim.
Entonces la llevaré a casa.
Seni Fredericton'a götüreceğim.
Te voy a llevar a Fredricton, ¿ vale?
Seni Fredericton'a götüreceğim.
Te voy a llevar a Fredericton.
Beni iyi dinle sakin ol, arabana bin, ben seni kız kardeşine götüreceğim.
Escuche, ahora me va a escuchar. Relájese, vuelva a su coche y Yo lo llevaré hasta su hermana.
Bu çok tehlikeli bir suçlu Onu götüreceğim.
Este es un criminal extremadamente peligroso. Tengo que llevarlo conmigo.
Nandita'yı eve götüreceğim.
Veré a Nandita en casa.
Seni akşam yemeğine götüreceğim.
¿ En serio? - Sí.
Tamire götüreceğim demiştimya, hatırlamıyor musun?
Lo llevé a que lo reparen, ¿ recuerdas?
- Oğlumu senden ve senin deliliğinden uzağa götüreceğim.
A llevarme a mi hijo lejos de ti y tu loco.
Ben aşağıdaki pedala basarak ileri götüreceğim sonrası ise sende.
Al pulsar este pedal en el suelo que hace que se vaya, entonces es a usted.
Götüreceğim.
Y eso haré.
Evet, öğle vakti restoranda, sonra onu ben götüreceğim.
Sí, al mediodía en el restaurante. La llevo yo.
Seni Nonna'nın yerine götüreceğim.
Yo los llevaré donde Nona.
"Seni annemle babama götüreceğim."
"No sólo a mi madre, te haré conocer a mi padre también..."
"Gel, seni kahve içmeye götüreceğim."
"Ven te llevaré a tomar un café."
"Gel, seni film izlemeye götüreceğim."
"Ven, déjame llevarte al cine."
"Sevgilim, seni öyle bir yere götüreceğim ki..."
"Ven, déjame llevarte a algún lugar, Oh amor de mi vida."
Seni eve götüreceğim Doug, tamam mı?
Te llevaré a casa, Doug, ¿ De acuerdo?
Seni merkeze götüreceğim ve sorular soracağım.
Voy a llevarte a la estación y hacerte algunas preguntas.
Nereye götüreceğim peki?
¿ Y llevarla a dónde?
- Onu komşuya götüreceğim.
- Lo llevare a la casa de al lado.
- Bizi buradan götüreceğim, tamam mı?
Voy a sacarnos de aquí, ¿ de acuerdo? Sí, está bien.
Kızı ben götüreceğim.
Voy a llevar a la chica.
O halde yarın gece seni silah depomuza götüreceğim.
Entonces mañana por la noche te llevaré a nuestro bunker de armas.
Seni evine götüreceğim. Tamam mı?
Te llevaré a casa, ¿ de acuerdo?
Götüreceğim Anton ama diğerlerini de evlerine götürmeliyim.
Voy a llevarte a casa, Anton. Pero también tengo que llevar a casa a los demás.
"Bugün pazar günü. Seni hayvanat bahçesine götüreceğim."
"Este domingo, te llevo al zoológico."
Avukatlarıma götüreceğim.
Se las llevaré a mis abogados.
Seni okula götüreceğim evlat.
Te llevaré a la escuela, niña.
Pekala, seni ofise götüreceğim, tamam mı?
Te llevaré de vuelta a la oficina, ¿ de acuerdo?
Keller, hangi lanet yere gidiyorsan seni götüreceğim.
Keller voy a ir a cualquier lugar donde tu vayas ¿ está bien?
Seni gittiğin yere götüreceğim.
¡ Te voy a llevar hacia dónde vas!
Kendim götüreceğim.
Yo mismo la llevaré.
Dinle, gelecek cuma birkaç başarılı mezunu Londra'ya götüreceğim. Matematikçi Roger Penrose'un konuşmasını dinleyeceğiz.
El viernes voy a llevar a varios graduados destacados a Londres a una plática del matemático Roger Penrose.
Cambridge'e geri götüreceğim onu.
Haré que lo transfieran a Cambridge.
Seni psikiyatriste götürecegim.
Te voy a llevar a un psiquíatra.
Seni yanimda götürecegim.
Te llevaré conmigo.
Kışlana götüreceğim seni.
Vamos, te llevaré a tus barracas.
Seni hemen doktora götüreceğim.
- ¿ Qué está pasando?
Duş alacağım sonra da köpeği götüreceğim.
Me ducho y te llevo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]