English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ H ] / Hayatımı kurtardı

Hayatımı kurtardı traducir español

5,003 traducción paralela
Sen benim hayatımı kurtardın.
Me salvaste la vida.
- Çünkü hayatımı kurtardı.
Porque él me salvó la vida.
Bugün hayatımı kurtardın.
Me has salvado la vida hoy.
Hayatımı kurtardın.
Me salvaste la vida.
Hayatımı kurtardı.
Me salvó la vida.
Hayatımı kurtardın ve karşılığında aldığına bir bak.
Salvaste mi vida y mira... mira el agradecimiento que consigues.
O, benim onun hayatını kurtardığımı düşünüyor ama gerçekte ben kendi hayatımı kurtardım.
Él pensó que le salvé la vida, pero en realidad, estaba salvando la mía.
Hayatımı kurtardığı için.
Por salvar mi vida.
Sanırım hayatımı kurtardın.
Creo que me salvaste la vida.
Hayatımı kurtardın.
Me has salvado la vida.
- Hayatımı kurtardın sen.
¡ Huh! Bueno, tu salvaste mi vida. Si.
Elimde iki dokuzlu vardı. Ama ortağım sadece üç puanla hayatımı kurtardı.
Las cartas que hicieron que me cortaran la mano fue el par 9... y las cartas con las que mi anterior socio solía salvarme era el par de 3.
Vincent benim hayatımı kurtardı.
Vincent salvó mi vida.
Hayatımı kurtardığın için teşekkür etmeliyim ama o kılıcı oraya koymamış olsaydın tehlikeye girmezdim.
Supongo que debería agradecerte haberme salvado la vida... pero no habría estado en riesgo si no me hubieras incriminado con la espada.
Hayatımı kurtardın.
Usted me salvó la vida.
Ve, Yani, Joel, o... o zamanlar benim hayatımı kurtardı.
Y, bueno, Joel... me salvó la vida una vez.
Lincoln hayatımı kurtardı.
Lincoln me salvó la vida.
Hayatımı kurtardın.
Salvaste mi vida.
- Wade, resmen hayatımı kurtardı.
Wade, me salvó la vida.
Tekrar teşekkür etmek istedim, hayatımı kurtardığın için.
Solo quiero darte las gracias, de nuevo, por salvarme la vida.
Annen ve Yaprak Kitabı hayatımı kurtardı.
Tu madre y el Libro de las hojas me salvaron la vida.
Hayatımı kurtardın.
Me ha salvado la vida.
- Bu adam benim hayatımı kurtardı.
Este tipo me salvó la vida, hombre.
- Hayır, sen benim hayatımı kurtardın.
No, tú me salvaste la vida.
Ve benim hayatımı kurtardı.
Y me salvó la vida.
Hayatımı kurtardıklarını düşündüklerini biliyorum. En azından Mary öyle düşündü.
Sé que ellos pensaron que estaban salvándome la vida, al menos María lo hacía.
Sen hayatımı kurtardın.
Me salvaste la vida.
Jessica ve James bana kan vererek hayatımı kurtardılar. Ama bugün olduğum Bill Compton ile senin damarlarında kanı akan Bill Compton tamamen farklı.
Puede que Jessica y James me salvaran la vida con la transfusión, pero el Bill Compton que soy hoy no tiene nada que ver con el Bill Compton cuya sangre corre por tus venas.
Hem benim hayatımı, hem de senin hayatını kurtardı.
Él salvó mi vida y la tuya.
Piliç bana mesaj atmış. Yine, hayatını kurtardığım için teşekkür ediyor.
Es un sms de la chica que me está dando las gracias de nuevo por salvar su vida.
Sen bizim hayatımızı kurtardın, tabi ki istiyoruz.
Arre salvaste nuestras vidas, por supuesto que lo decimos en serio.
- Orada hayatımı kurtardın.
Me salvaste la vida ahí fuera.
Az önce hayatını kurtardım.
Salvé tu vida.
Diğer şeylerin dışında, hayatını kurtardım.
Salvaros la vida, entre otras cosas.
Hayatımızı kurtardın.
Nos salvaste la vida.
Hayatınızı kurtardığımızı düşünmek isterim.
Me gusta pensar que le salvamos la vida.
Az önce ya bizi öldürmeye çalıştı, ya da hayatımızı kurtardı.
Bueno... O acaba de intentar matarnos, o nos ha salvado.
Yoksa hayatını mı kurtardım?
¿ O te he salvado la vida?
Hayatımı onun kurtardığını söyledim.
Les dije que él salvó mi vida.
Hayatım boyunca beni o yangından çekip kurtardığın için sana bir şeyler borçlu olduğumu hissedip durdum.
¿ Sabes? , toda mi vida he sentido que te debía algo por sacarme de aquel fuego.
Ve senin hayatını kurtardım.
Y acabo de salvarte la vida.
Bütün hayatım boyunca sana bir şeyler borçlu olduğumu hissettim. Çocukken beni kurtardığın o yangın yüzünden.
Sabes que toda mi vida sentí como si te debiera algo porque me sacaste de ese incendio cuando éramos chicos.
Seni sadece vurmadım, hayatını da kurtardım.
No solo te disparé, Booth. Te salvé la vida.
Kanal kopyalayıp, çocukların hayatını kurtardığımı unuttular mı?
¿ A alguien se le ha olvidado que le puse un conducto impreso en un niño y funcionó?
O çocuğun hayatını kurtardım.
Estaba salvando la vida de ese niño.
Arkadaşımın hayatını kurtardık.
Hemos salvado la vida de mi amigo.
Kurtardılar benim hayatımı ve sizinkileri çoğu kez.
Mi vida y la de ustedes muchas veces han salvado.
Hayatını birkaç sefer kurtardım.
Te salvé la vida unas veces ya.
Az önce hayatını kurtardım.
Te acabo de salvar la vida.
Çünkü geçen sene ona yapılan suikastı durdurarak hayatını kurtardım.
Porque cuando detuve el asesinato el año pasado, yo lo salvé.
En başında hayatının tehlikede olmasının sebebi ben olmam dışında. Bu da kurtardığım bütün puanlarımı temizliyor.
Salvo que soy la razón por la que tu vida estaba en peligro para empezar, lo cual debería cancelar cualquier mérito que tenga por salvarte la vida.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]