English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Iz

Iz traducir español

10,985 traducción paralela
Kathie'den iz yoktu.
Kathie desaparece del mapa.
" 29 yaşındaki saman sarısı saçlı Kathleen Durst'ten.. köy evineki hafta sonunun ardından çatı katındaki... evlerine döndüğü 31 Ocak tarihinden bu yana iz yok.
" No hay rastro de Kathleen Durst, 29 años, pelo rojizo, desde el 31 de Enero, cuando volvió a su penthouse luego de un fin de semana en el campo.
Zorla girildiğine dair hiçbir iz yoktu.
No había evidencia de entrada forzada.
Omuzlarının çevresinde morarmış kısımlar var... bazı yerlerde birbirine karışan bir çok kırmızı-kahverengi iz.
Hay zonas de moratones por los hombros, múltiples moratones rojos y marrones que a veces se mezclan.
Ben ve baban İngiliz'iz senin ki biraz egzotik değil mi?
- Claro que lo eres. Tu padre y yo somos de sangre inglesa, es solo algo exótico, ¿ no?
Ondan iz yok.
No hay rastro de ella.
Zamanlayıcı ve C-4 var ama nükleer malzemeden iz yok.
Tienen temporizadores y C-4, pero ni rastro del material nuclear.
- Bakalım nükleer malzemeden iz var mı?
Ver si hay pruebas de material nuclear.
Hırsızlıkla ilgili bir iz yok.
No hay signos de robo.
Hala ondan bir iz yok.
Todavía no hay rastro de ella.
Bir sürü iz var ama o değil.
Muchas señales... ninguna suya.
Bu iz bırakmış olmalı.
Debe haber dejado una marca.
Ne olduğun, ne olacağın onların anılarında sadece bir iz.
Para ser lo que eres, para llegar a ser lo que has llegado a ser. es una mancha en su memoria.
Ne koku var ne de bir iz.
No hay ningún olor. No hay huellas.
Bizler Özgür Norveç'iz ve çok güçlüyüz.
Somos Noruega Libre. Somos poderosos.
Ruslar 24 saat içinde çekilmeye başlamazlarsa onu öldüreceğiz. Bizler Özgür Norveç'iz!
La mataremos si los rusos no comienzan su retirada... dentro de un día. ¡ Somos Noruega Libre!
Bizler Özgür Norveç'iz.
Esto es Noruega Libre.
Konuştuğu memurlardan bir iz bulabildin mi?
¿ Has conseguido rastrear alguno de los oficiales con los que habló?
Bunun Hans'la bağlantılı olduğunu düşünüyoruz. Bu iz üzerinde ilerleyelim.
Trabajamos como si todos los asesinatos tienen relación con el secuestro de Hans.
Onda da aynı iz var.
Ella también la tiene.
Onda da bir iz var mıydı?
- ¿ Tenía una marca? - Sí.
Annika'nın evinde, Claes'e ait bir iz de bulamadık. Teknisyenler, Emil'in orada olduğuna dair de bir şey bulamadı. Peki ya Holst?
Nada indica que Claes ha estado en la casa de Annika... y no han encontrado nada en la zona donde fue encontrado Emil.
- Bir iz yok mu? - Henüz yok. - O nedir?
- Todavía no. ¿ Qué es eso?
Şoförün cesedi içeride ama Abe'den iz yok.
El cuerpo del conductor sigue ahí, pero Abe no está.
Birden fazla iz var.
Hay varias huellas.
İyi hissediyor olabilirsin, ama vertigoya dair herhangi bir iz varsa, ekipte çalışmana izin veremeyiz.
Puede que te sientas bien, pero si hay algún indicio de vértigo, no podemos dejarte trabajar en el escuadrón.
- Anca bir iz bırakır.
Apenas te hará una roncha.
– Geriye doğru iz sürebilir misin?
- ¿ Puedes recordar el camino?
Geriye doğru iz sür.
Vuelve sobre tus pasos.
- Kızdan iz yok.
No hay ni rastro de ella.
Kızınızdan bir iz var mı?
¿ Algún rastro de su chica?
İz kalacak.
Esta cicatriz...
Mickey hakkında hiçbir iz yok.
No hay signos de nadie que se llame Mickey.
- Bir iz sürmeye.
- Seguir una pista.
Ardında hiçbir iz bırakmadan yok oldu.
Se fue sin dejar rastro.
Artık ardında tek bir iz bile kalmadı!
¡ Ahora no queda ni un solo rastro de ti!
Ondan bir iz yok.
No hay ni rastro de él.
Cinayet olduğuna dair bir iz bulamadım ama.
Pero no encontré pruebas de juego sucio.
Ön tarafta hâlâ bir iz yok.
Aún no has señales de él en la entrada.
- Ondan bir iz yok ama bulduğumuz şeyi kendi gözlerinizle görmelisiniz.
No hay señales de él, pero lo que sí encontramos, deben verlo ustedes mismos.
Hiçbir iz bırakmamışlar.
No hay rastros de ellos.
Biz Omec'iz.
Somos Omec.
O serumun içindeki ölümcül karşıma dair benim dahi bir iz bulamayacağımı gayet iyi biliyorsun.
Sabes muy bien que ni siquiera yo puedo encontrar algún indicio... de ese cóctel mortal en el suero.
Bağışıklardan bir iz görünmüyor.
Sin señal de actividad inmune.
Henüz değil ama doğru iz üzerindeyiz.
No todavía, pero estamos en el camino correcto.
- Bu doğru iz üzerindeyiz demektir.
- Eso indica que estamos en el buen camino.
İz var mı?
Hola. ¿ Alguna señal de él?
İz bitti demek.
Significa que el rastro se detuvo.
Kaz, o yamayı 70'lerde kaplayanın İz Beyannamesi ve CID'ini bul.
Encuentra al uniformado y al CID que cubrió este asunto en los años 70.
Bir iz var.
Hay un rastro de ella.
İz kalmayacak.
Está bien. No tiene ninguna marca.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]