English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Y ] / Yok bir şey

Yok bir şey traducir español

48,949 traducción paralela
Bir şey yok.
No es nada. Estoy bien.
Bir şey yok, Kore lazer peelingi.
Nada, un exfoliante láser coreano.
Hayır, korkacak bir şey yok.
No, no, no, no hay nada de lo que asustarse.
Sheldon büyütülecek bir şey yok.
Sheldon, esto no es un problema.
- Anlatacak bir şey yok ki.
No hay nada que contar. Está bien.
Maske, dayaklar ve adamların yüzüne tuttuğu ışık yüzünden eşkal çizim biriminin elinde hiç bir şey yok.
- una mascarilla de pintor? - Entre eso y las palizas, la luz con la que alumbra las caras de estos tipos, no tenemos nada de nada en la parte de descripción.
Öyle bir şey yok.
Estuve casada.
Hayır açıkçası, orada yapabileceğim pek bir şey yok.
No, no hay mucho que yo pueda hacer.
Kimsenin yapabileceği bir şey yok.
No hay mucho que nadie pueda hacer.
Ne yazık ki bu hasta için yapabileceğimiz fazla bir şey yok James.
Lamentablemente, James, no hay mucho que podamos hacer por esta paciente.
Şu anda önerebileceğimiz bir şey yok.
Simplemente no tenemos nada más para ofrecer en este punto.
Bahsetmedim çünkü bahsedecek bir şey yok.
Nunca la mencioné porque no hay nada que mencionar.
Hiç pişmanlık, olumlu bir şey yok mu?
¿ Ni gratitud ni nada positivo?
Bende de bir şey yok.
Lo mismo aquí.
Bu akşam bir şey olduğu yok.
No ha pasado nada.
Bir kadının pisliğini örtbas etmek için yapmayacağı şey yok. Hakikaten her şeyi yaparlar.
Siempre me asombra cuan lejos puede llegar una mujer para cubrir... bueno, lo que sea, realmente.
Bunları yanlış nedenlerden ötürü yapsa da gerçek değil diye bir şey yok.
Aunque sus motivos no estén claros, no tiene por qué mentir.
Bu durumu düzeltmek için yapabileceğiniz tek bir şey yok.
No hay ninguna medida que puedas tomar para corregirlo.
Yok artık. Bir şey yakaladım.
No puede ser.
Öyle bir şey yok.
Eso no existe.
- Senin istediğin gibi bir şey yok.
Lo que tú quieres no existe.
Sherlock, dahiyane hakkında biraz şey bildiğini söylüyor. ve şu... " Gerçekten olağanüstü bir zeka yok
Sherlock dice que sabe algo de genios y que... "Ningún intelecto verdaderamente excepcional presentaría un trabajo con fallos a sabiendas".
Benim hakkımda bir şey yok Ve Werner hakkında hiçbir şeyinizin olmadığından eminim Yoksa onu bana açtırmaya çalışmazsın.
No tienen nada sobre mí y estoy bastante seguro de que no tienen nada sobre Werner o no intentarían que lo entregara.
Utanılacak bir şey yok.
No me avergüenza.
- Bir şey yok.
Nada.
2013'te istifa etti - Bir şey hakkında, uh, Bir uyuşturucu baskında kanıt yok oluyor.
Lo reasignaron en 2013, algo relacionado con evidencia que desapareció en una redada de narcóticos.
Yapabileceğin bir şey yok.
No hay nada que podrías haber hecho.
Bir şey yok.
Nada.
Bana bir şey olduğu yok.
No me pasa nada.
Bir şey yok.
- No se preocupe. - Dios.
- Bir şey olmadıysa gerek yok.
Si no les pasó nada, es suficiente.
Hastaneye gidip ağrı kesici almalarından başka yapacakları bir şey yok.
No podrán darle otra cosa más que analgésicos incluso en el hospital.
Yapabileceğimiz bir şey yok demedi mi?
No podemos hacer nada más.
Bunda korkulacak bir şey yok.
No hay por qué tenerle miedo.
Bir şey yok.
No pasa nada.
Tamam. Burada görülecek bir şey yok.
Nada para ver aquí.
Endişelenecek bir şey yok.
No hay de qué preocuparse.
Endişelenecek bir şey yok Usta Jim!
Relájese, Maese Jim.
- Onun dışında olağandışı bir şey yok.
- No hay nada inusual.
Maalesef hiçbirimizin yapabileceği bir şey yok.
- Ninguno puede hacer nada.
Goblin diye bir şey yok. Gerçek değiller.
¡ Los goblins no existen!
Ama yazılı bir şey yok.
Y nada.
Abrakadabra, gömleğimin kolunda bir şey yok ya.
Abracadabra, nada en mi manga.
Anlatacak pek bir şey yok, sadece ben onu davet ettim gibi bir şey oldu.
No hay mucho que contar... solo que lo invité yo.
Anne, bir şey yok! O...
Tranquila...
Bir şey yok anne. Biraz daha dayan sadece.
Calma, mamá, resiste un poco más.
Burada görülecek bir şey yok.
Aquí no hay nada que ver.
- Bir şey yok.
- No, está bien.
Öyle bir şey yok.
Realmente no.
Üzülme çünkü henüz ortada üzülecek bir şey yok.
No lo sientas, porque no hay... nada que lamentar todavía.
- Yapabileceğimiz bir şey yok.
No podemos hacer nada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]