English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Y ] / Yukarı

Yukarı traducir español

43,792 traducción paralela
Daha yukarı nişan alacağım.
Apuntaré más alto.
- Kabloyu yukarı getir.
¡ Tráeme el cable!
Eller yukarı.
Levanta las manos.
Aşağı yukarı yüzü böyle.
Más o menos así.
Yukarı tırmandıkça Hareket senden daha fazlasını ister.
Entre más arriba estés, el Movimiento te pide más cosas.
Doğrudan yukarı çıkalım tamam mı?
Ven. Te llevaré arriba.
Yukarı geri dön, sen...
Vuelve arriba, estás...
Loksat'ın muhasebecisini gözlemleyeceğimiz zaman, Senin yüksek ve avantajlı bir noktada durman çok önemli, Bizim yukarıdaki gözümüz olacaksın.
Cuando estemos vigilando al contable de LokSat... necesitaremos que encuentres un lugar alto y seas nuestros ojos.
Aşağı yukarı seninle buluştuğum saatte öldü diyebilirim.
Murió cuando te pasé a buscar.
Yukarı çıkabilir misin?
¿ Puede subir? ¿ Puede resistir?
Adamlar sadece yukarıdaki askere ateş etmiyormuş.
Esos hombres no solo dispararon al oficial de arriba.
Yukarıda ne var?
¿ Qué ocurre?
Yukarı, hemen!
¡ Para arriba, ahora!
Jesus, lütfen yukarı çıkar mısın?
Jesus, ¿ podrías subir y ya, por favor?
Çatı katında yaşıyor, Park Avenue'nın altmış kat yukarısında.
Vive en un penthouse, 60 pisos arriba de Park Avenue.
Bir dahaki sefere yukarı çıkmalısınız.
Deberíais hacerlo arriba la próxima vez.
- Leo'yu yukarı çıkaracağım.
- Iré arriba a ver a Leo.
Yukarı çıktığımı hatırlıyorum.
Recuerdo un momento que fui arriba.
Yukarı çıktım. Amelia banyodaydı.
Fui arriba, y Amelia estaba en el baño.
Her evin yukarıdan kendi girişi varmış.
Cada casa tenía su propia entrada desde arriba.
Ben de aşağı yukarı onların yaşındaydım.
Tenía más o menos su edad cuando ocurrió.
FM ise biraz yukarıdadır.
Y la FM está aquí arriba.
Bu sayede yukarı çıktım.
Yo me sincronicé. Así fue que pude subir.
Daha yukarıyı dene.
Mira más arriba.
Pekala, parmağımızı biraz daha yukarıda tutalım, tamam mı dostum?
De acuerdo, pongamos ese pulgar arriba un poco más alto, ¿ está bien, amigo?
Yukarı bir yere mi?
¿ En lo alto?
"Ufaklık yukarı yetişemez," diyecektir Earl.
"El enano no llegaría arriba", diría Earl.
Ufaklığın yukarıya yetişemeyeceğini biliyordum.
Sabía que el enano no llegaría arriba.
Yanımda bir şey yok ama yolu yukarısında oturuyorum.
N-No tengo nada conmigo, pero vivo justo en la calle.
Bakalım nelerin varmış, hayır, gardını yukarıda tut.
Veremos de lo que eres capaz, no, mantén los guantes arriba.
Şimdi, lütfen yukarıya bak.
Ahora, por favor dirige tus ojos hacia el paso elevado.
Ama Savitar'la ilgili duyduğum tüm hikayeler aşağı yukarı aynı.
Pero todas las historias que he oído sobre Savitar son prácticamente lo mismo.
- Evet, aşağı yukarı 19 yaşında.
Sí, 19 años o por ahí.
Yukarı da mı?
¿ Dónde está su armario?
Pantolonunu yukarı çek.
Hola. Hola, ¿ qué pasa con él?
Yukarıdaki adamla ilişkimi düzelttiğimden beri çok huzur buldum.
Y yo he encontrado un montón desde que he desarrollado una relación con el Gran Tío y...
Yukarıya doğru ilerleyeceğim.
Con éxito e imparable.
Yukarıya doğru ilerleyecek.
Con éxito e imparable.
Yukarıya doğru ilerle.
Sigamos adelante.
Yukarıdaki için birkaç söz efendim. Aynı her sabah yaptığınız gibi.
Una palabras para el hombre de arriba, señor, como hace cada mañana.
Yukarı gelmek ister misin?
Hola. ¿ Quieres subir?
Soph, git ve yukarıda oyna. - Elbette.
- Soph, vete arriba a jugar.
Odi, yukarı çık.
Odi, vete arriba.
- Yukarıdaydın.
- Estabas por encima de mí.
Yukarı çıkıp bunu yapmalıyız.
Tenemos que ir arriba y hacerlo.
Yukarı, hadi gidelim.
Arriba, vamos.
- Yukarı geri dön.
Vuelve aquí.
O silahlarını yukarıda tutun!
¡ Mantengan arriba sus armas!
Yukarıda bir jakuzimiz var.
Hay un jacuzzi arriba.
'Yukarı çıkıyor.'
Subiendo.
Yukarı çık.
Vete.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]