Yukarı çıkıp traducir español
1,272 traducción paralela
- Yukarı çıkıp hazırlanıyorum.
-... voy arriba a prepararme.
Yukarı çıkıp... "UCLA" nın Tavşaları takvimimi okumayı bitireceğim.
Iré arriba a terminar de lerr mi calendario de traseros de "UCLA".
Ben de biliyorum. Neden yukarı çıkıp bir kuru temizleme poşetinin içine girmiyorsun? Bakalım ne olacak?
¿ Por qué no vas arriba y y te asfixias con una bolsa de lavandería y ves si eso te ayuda?
En iyisi, yukarı çıkıp yatakların hala yapılı olup olmadığına bakayım.
Iré arriba a ver si las camas siguen hechas.
pekala ne dersin, tekrar yukarı çıkıp şu Almanlara bir kez daha dalalım mı?
¿ Quiere seguir luchando contra los alemanes? No lo sé.
Yukarı çıkıp onu getirmemi ister misin?
- Está durmiendo, ¿ la despierto?
Yukarı çıkıp sana ait olanı alma zamanı geldi.
Es hora de que avances y agarres lo que es tuyo.
Sen yukarı çıkıp bekle, ben de Carol'ı götüreyim.
Sube y espera mientras llevo a Carol a casa.
Celia, yukarı çıkıp şalımı getirir misin lütfen canım?
¿ Mmm? Celia, corre arriba y trae mi abrigo, ¿ lo harás, querida?
Ben yukarı çıkıp kimlikleri alayım.
Iré arriba a por ellos.
Ben yukarı çıkıp bir duş alacağım.
Creo que iré arriba y tomaré un baño.
Ben yukarı çıkıp biraz uyusam iyi olur sanırım.
Creo que iré arriba a dormir.
Renee, yukarı çıkıp toparlanacağım.
Renee, voy a subir a empacar.
Neden yukarı çıkıp yatmaya hazırlanmıyorsun, bizde hemen geliyoruz tamam mı?
Porque no vas arriba y te preparas para dormir. Ya vamos, ¿ si?
Ben yukarı çıkıp biraz kestireceğim.
Voy arriba a tomar una siesta.
Yukarı çıkıp sessiz olmasını söyleyeceğim.
Le diré que guarde silencio.
Neden yukarı çıkıp yatakta kahvaltı etmiyorsunuz?
¿ Por qué no van arriba, y comen el desayuno en la cama.
Biri yukarı çıkıp onunla konuşmalı.
Alguien debería subir a hablar con él.
Evi kilitlemeden önce ben yukarı çıkıp ışıkları kapatayım.
Voy arriba a apagar las luces antes de cerrar.
Üniversite kuralları listesi. - Yukarı çıkıp çalışacağım.
Caray, la carta de la universidad.
Yukarı çıkıp onu uyandırmamı mı istiyorsun?
¿ Quieres que suba y la despierte?
Frankie, yukarı çıkıp onları oyala.
Frankie, sube y entreténlos.
Güzel, sen yukarı çıkıp duş alsana. Sana giyecek kuru bir şeyler getireyim.
Bien, suba a tomar una ducha y le conseguiré algo seco que ponerse.
Yukarı çıkıp Tomoko'nun odasında oynamayı çok severdi.
Solia subir a jugar en el cuarto de Tomoko.
Lütfen yukarı çıkıp dinlenmeye çalışın.
Señor, por favor, regrese arriba y trate de descansar.
Ama yukarı çıkıp uyumaya çalışmalısınız.
Pero necesito que vaya arriba y trate de dormir.
Sen yukarı çıkıp banyodan bandaj getirir misin?
¿ Por qué no vas arriba y traes vendas del baño?
Yukarı çıkıp biraz uzansam sorun olur mu?
¿ Te importa que vaya arriba a echarme?
Yukarı çıkıp özür dilesen iyi olur.
Más vale que subas y le pidas disculpas.
Yukarı çıkıp, malları kontrol edelim mi?
¿ Le parece que subamos a revisar la mercancía?
Bu yüzden isterseniz şimdi yukarı çıkıp, eğlencemize devam edelim.
¡ Und nos queda tiempo para subir y seguir la juerga!
Yukarı çıkıp yardım bulmalıyız.
Hay que llegar arriba y pedir ayuda.
Neden yukarı çıkıp Bay Sol Ayağım'a kazandığımızı söylemiyoruz.
¿ Por qué no subimos a enseñarle al Sr. Mi pie izquierdo que ganamos?
Yukarı çıkıp odanı toplaman lazım, tamam mı?
Sube y empaca tus cosas.
Neden yukarı çıkıp, televizyon izlemiyorsunuz?
¿ Por qué no suben a ver la televisión?
Hayır, Prue, biz yukarı çıkıp Leo'ya bakarız, ve hatırla, artık aktif gücü olan benim. Git. — Emin misin?
No, Prue, iremos arriba a ver a Leo y recuerda, ahora soy yo quien tiene el poder activo.
Yukarı çıkıp lavaboyu tamir edeceğim tamam mı?
¿ Os parece bien que suba a arreglar el lavabo?
Sadece yukarı çıkıp kabloları sallamam lazım. O zaman görüntü düzeliyor.
- Solo necesito desenredar los cables y la imagen se verá bien.
Şimdi yukarı çıkıp, müzik yapma vakti.
Es hora de ir arriba y escuchar música.
Birileri yukarı çıkıp, bir bakmalı.
Alguien tendrá que subir y ver que pasa.
Hala, birilerinin yukarı çıkıp, o hava kilitlerini açması gerekiyor.
Aún tiene que subir alguien a abrir las escotillas.
Onları atlatıp yukarı çıkıyormuş.
Se ha pasado el control.
Yukarı çıkıp arkadaşlarınla konuş.
Sube a visitar a tus amigos.
Yukarı, bara çıkıp herkese içki ısmarlayarak kardeşimin South End'e taşınmasını kutlayacağım.
Voy la barra a comprar una ronda... Para celebrarle a mi hermano la movida al sur.
Yukarıya çıkıp onu yangın hortumuyla yatağından fırlatabiliriz.
Para que podamos subir y aplastarlo en su cama con una manguera de fuego, man.
Annen yukarıya çıkıp önce onunla açmanızı istiyor. Sonra da burada açar mıyız?
Tu mamá quiere que primero suban y abran regalos con ella y luego abriremos los de aquí abajo.
Yukarıya çıkıp bunu bağlayacağım.
- Voy a conectarlo allá arriba.
Rus ayağa kalktı ve sağında, solunda aşağı yukarı beş, altı kişi de onunla birlikte çıkıp gitti. Böyle bir şey beklenmiyordu çünkü toplantı sona erince bunu daima profesyonel biçimde yaparlardı.
" Los rusos simplemente se levantaron y teníamos como a 5 ó 6 de ellos a la izquierda y a la derecha de él y simplemente se marcharon, que no lo ameritaba, porque cuando se levantaban las sesiones,
Oraya çıkıp, kısa bir konuşmadan sonra dansını yaparsın ya da başın yukarıda yürüyüp gidersin ve tekrar Boston'a geldiğimizde oraya birlikte çıkar ve canlarına okuruz.
Puedes parar, hacer un comentario y seguirles la bromita o pasar de largo con orgullo, y la próxima vez atacaremos ese muro juntos.
Ben diyorum ki yukarıya çıkıp uzun uzun konuşalım.
¡ Glen, pensé que te había perdido!
oturma odasından geçerek, yukarıya odama çıkıp...
entrar, y caminar por la sala subiría a mi cuarto. Tenía un poster de Clint Eastwood.
yukarı 789
yukari 32
yukarıda 424
yukarı bak 74
yukarda 62
yukarıya 106
yukarıdayım 26
yukarıdan 22
yukarı çek 30
yukarı ve aşağı 20
yukari 32
yukarıda 424
yukarı bak 74
yukarda 62
yukarıya 106
yukarıdayım 26
yukarıdan 22
yukarı çek 30
yukarı ve aşağı 20