Belki biz traducir francés
1,494 traducción paralela
- Bize söyleseydiniz, belki biz..
- Si vous nous l'aviez dit, peut-être pouvions-nous...
O zaman belki biz de oraya gitmeliyiz.
- C'est là qu'on devrait aller.
şey, görüyosunuz, rahip Dan, biz daha önce buradayken ve siz bize evlilik öncesi seksi sorduğunuzda biz belki biz yalan söyledik, tamam mı?
Et bien, vous voyez, pasteur Dan, quand on est venu avant et que vous nous aviez demandé pour le sexe prémarital - Il est possible que.... - On a menti, ok?
- Peki, steven, biliyorsun, kilise bir düğün için hazır durumda, sence belki biz...
D'habitude il détruit tout en restant. - Alors, Steven, tu sais, comme l'église est déjà reservée, tu penses que peut-être on..
Hey, belki biz doktorların maskelerinden almalıyız ki yanlışlıkla Donna'nın yüzüğünü teneffüs etmeyelim..
Peut-être qu'on devrait se procurer des masques de docteur, pour ne pas accidentellement aspirer la bague de Donna.
Belki biz de oraya gidebiliriz diye düşünüyordum.
- On pourrait les rejoindre.
Cedric. Belki biz...
Cédric, on pourrait peut-être...
Burns, dilekçeyi imzalıyorsa, belki biz de imzalamalıyız.
Si Burns signe cette pétition... Nous devrions le faire aussi!
Belki biz toplum olarak yapay zeka ve zekanın aynı olduğunun, ve robotlardan bir şeyler öğrenebileceğimizi fark etmeliyiz.
Peut-être que nous, membre d'une société devons réaliser que l'intelligence artificielle... est de l'intelligence aussi finalement, et que nous avons des choses à apprendre des robots.
Sen her zaman sanata düşkün olmuştun ve düşündüm de belki biz...
Tu as toujours aimé l'art, alors on pourrait...
Çok fazla seyahat ediyorum. Fakat düşündüm ki belki biz tercihlerimizi açık tutarız.
Je voyage tellement en ce moment que je pense qu'on n'est pas obligés de s'engager.
Belki biz...
On pourrait peut-être...
Belki biz de yapmayacağız.
Et, probablement, nous non plus.
Hey, belki biz bu beşiği sallayan elin sahibini arıyoruzdur.
Hé, peut-être qu'on cherche la main qui balançait le berceau.
Belki biz iyi para yapan birini arıyoruz.
- Peut-être qu'on cherche une vache à lait.
Belki biz çalıntı mal veya benzer şey aldık.
Il y a peut-être eu une fraude.
Belki biz size yardımcı olabiliriz.
Peut-être pouvons-nous être d'une aide quelconque. Oui.
Belki biz Magic School denemelisiniz. Ne...? Bekleyin.
Zankou ne pourra plus me rejeter après ça.
Belki biz belki de aşkı bulmak anlamına gelmez olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zamanı.
On pourrait... je ne sais pas. Je... je ne sais pas. C'est ça ton discours d'encouragement?
Belki biz de dolaşabiliriz.
On pourrait en faire autant.
Tamam, düşündüm ki belki biz...
Je me disais qu'on pourrait... que tu pourrais...
Zengin bir adamla evlenmiştim ama kocamın anne-babası bana bir türlü ısınamadı Bilemiyorum, belki de kocam biz tanıştığımızda kongreye adaylığını koyma yolundaydı da ondan.
J'ai épousé un homme très riche dont les parents ne m'ont jamais aimée. Peut-être parce qu'au moment où je l'ai connu, il était en route pour devenir député, alors que moi, j'étais plutôt sur le bord de la route.
Belki de çoğu su ile kaplı büyük mavi bir top var, ve biz de sadece bir gezintiye çıkıyoruz.
Peut etre qu'il n'y a juste qu'une grosse boule bleue en majorité recouverte d'eau sur laquelle on fait un tour.
Eğer samurayları ele verirsek, belki de biz....
Profitons-en pour tout leur raconter.
Belki de biz hatalıyız, bunu hiç düşündün mü?
Et si nous étions du mauvais côté?
Belki espri yapmayı ve gülmeyi bırakması için bir saat belirlenebilir ve biz de biraz uyuyabiliriz.
Peut-être qu'il pourrait arrêter de blaguer et de rire, qu'on puisse enfin dormir.
Bilemiyorum, belki de biz...
Peut-être n'a-t-on pas...
Belki de biz zaten ölüyüz.
On est peut-être déjà morts.
Bak, belki bu kültürel bir şeydir ama sen ve ben, biz sadece dalga geçiyorduk, demek istediğim, milyon yıl geçse bile eğer bir Çingene ucubesi ile evleneceğimi düşünüyorsan başka bir şey daha söyleyeceğim...
Écoute, c'est peut-être une question de culture, mais... Toi et moi, on s'amuse c'est tout, enfin, si tu penses... qu'une histoire est possible entre moi et une gitane... -... tu vas être étonnée...
- Eğer buraya ait değilsem, belki de biz... - Hey beni dinle.
Ça ne l'est pas, et nous deux...
Belki bir tanesini de biz dağıtırız.
On pourrait en déranger une.
- Belki ziyarete biz gidebiliriz.
- Nous pourrions plutôt y aller.
Yüz yıl sürecek belki, ama biz kazanacağız.
Ça prendra cent ans, mais on gagnera.
Belki biz onun yerine bakmalıyız.
Cherchons pour lui.
Belki de biz önceden planlanan bir Dünya Savaşı'nı başlatıyorduk.
Nous commencions peut-être une guerre mondiale préventive.
Belki de biz gerçekten, gerçekten, gerçekten... sessiz.
Et si on était très, très, très... Silencieux.
Belki de biz onunla konuşmalıyız.
On devrait peut-être lui parler.
Belki... hayalet tren... ve biz... o zaman bütünleştik.
Peut-être que... le fantôme du train... et nous... on est mélangés.
Olsun ne fark eder? Biz de kaldırım mühendisi değiliz belki ama şimdi yapıyoruz.
Ca ne fait rien.
Ya da belki annem idam edilecekti, ve biz de yer değiştirmiştik.
Ou peut-être est-ce ma mère qui a été condamnée, et j'ai pris sa place.
"Ya da belki annem idam edilecekti, ve biz de yer değiştirmiştik."
"Ou peut-être est-ce ma mère qui a été condamnée," "et j'ai pris sa place."
Ya da belki annem idam edilecekti, ve biz de yer değiştirmiştik.
"Ou peut-être est-ce ma mère qui a été condamnée, et j'ai pris sa place."
Belki. Biz de bunu belirlemeye çalışıyoruz.
- C'est ce qu'on essaie de déterminer.
Belki de biz de Wu Teyze'yi görmeye gitmeli ve falımıza baktırmalıyız.
On pourrait aller la consulter sur notre avenir.
Rose'dan nefret eden birini arıyoruz, belki de biz ters yöne bakmalıyız.
On cherchait quelqu'un qui détestait Rose, on devrait peut-être chercher dans la direction opposée.
Madem öyle... o zaman belki de biz içeri girmeliyiz.
Eh bien, dans ce cas, on devrait peut-être simplement entrer.
Seni sanmıyorum biz geçmişte farklılıklarımızı yaşadım biliyorum, ama belki burada bir ara biraz hak?
On a eu des différends, mais vous ne pensez pas qu'on a mérité votre aide, pour une fois?
Bu nedenle önce biz sol kulüp geri almak gören olmalıdır. Belki ateşin ne zaman tüneli içinde George geri çekti.
Peut-être que le départ de feu est ce qui a ramené l'âme de Georges dans la boucle temporelle.
Biz belki bir pub olan, ya da bir restoranda düşünüyoruz.
Mais nous pensons qu'il peut être dans un bar ou un restaurant.
Belki de biz...
Peut-être qu'on devrait...
Belki de biz İtalya'ya gitmeliyiz.
On devrait peut-être aller en Italie.
bizi 127
bizim 255
bize 347
bizde 44
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizden 47
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizim 255
bize 347
bizde 44
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizden 47
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizi mi 28
bizi takip edin 17
bizi bekle 20
biz geldik 136
bizim gibi 50
bize ne 16
bize izin verir misin 22
bizimle misin 23
bizim değil 34
bizi bekliyor 29
bizi takip edin 17
bizi bekle 20
biz geldik 136
bizim gibi 50
bize ne 16
bize izin verir misin 22
bizimle misin 23
bizim değil 34
bizi bekliyor 29
bizim de 22
bize bak 28
biz geliyoruz 46
bizi takip ediyor 18
bizimle mi 20
bizi koru 22
biz bir aileyiz 57
bizim hakkımızda 24
bize katılın 41
bizi izliyor 21
bize bak 28
biz geliyoruz 46
bizi takip ediyor 18
bizimle mi 20
bizi koru 22
biz bir aileyiz 57
bizim hakkımızda 24
bize katılın 41
bizi izliyor 21