English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Benim de öyle

Benim de öyle traducir francés

1,622 traducción paralela
- Benim de öyle.
- La mienne aussi.
Yok. Benim de öyle, o yüzden geri dur. yoksa bırakırım.
Moi non plus, alors reculez ou je le lâche.
Dan deli olabilir diye benim de öyle olabileceğimden mi endişeleniyorsun?
Tu as peur que si Dan était fou, je le sois aussi? Non.
Benim de öyle.
- Ouais. Moi aussi.
Seni tanımıyorum sanma, Ve sırf ortağım senin gibi ayartıcılar karşısında diz çöküyor diye,... benim de öyle olduğumu zannetme.
Je sais tout de toi, et si mon partenaire se laisse avoir par les aguicheuses dans ton genre, ce n'est pas mon cas.
Diyorum ki, benim de öyle bir raporum vardı.
Je disais, j'ai eu le rapport. Juste comme ça.
Herkesin bir ailesi vardır, benim de öyle.
Ma famille est là. Tout le monde a une famille.
Benim de öyle.
Vous êtes en état d'arrestation.
Ki bu harika ve surat ifadenin nasıl değiştiğini görüyorum. Benim de öyle olmuştu.
Ce qui est super, et voir comment ta tête s'illumine, c'était.. c'était mon visage.
Benim de öyle.
Le mien aussi.
Benim de öyle. Tamam abla.
Très bien, ma soeur.
Benim de öyle.
Eh bien, moi non plus.
Benim de öyle.
Ouais, moi aussi.
Kardeşim ve benim için de öyle. İkimiz de şu anda uygun durumda değiliz.
Mon frère et moi, on ne peut pas se le permettre.
Benim çiftliğim köprünün diğer tarafında. - Ayrıca 30 ailenin daha öyle.
Ma ferme est de l'autre côté du pont, ainsi que 30 autres familles.
Benim için de öyle.
Pour moi aussi.
Ryan, benim bir fahişe olduğumu düşünüyorsun, ben de öyle davranacağım.
Ryan, tu penses que je suis une pute, je vais agir comme une pute.
- Öyle mi? Keşke benim de beysbol sopam olsa da kafanı dağıtsam.
Moi, j'aimerais avoir une batte, pour te démolir la tête.
Benim annemin de vardı ama o öyle değildi.
Ma mère en a un aussi, et elle ne l'est pas.
Artık yeni bir hayatın var, benim de öyle.
Tu as une nouvelle vie, et je pense qu'il est temps pour moi aussi d'en avoir une.
Eğer öyle bir şey varsa, o benim.
Parce que si c'est le cas, on parlait de moi.
Karım yanımdayken benim de durumum öyle.
Comme moi quand ma femme est là.
Beatles da benim için öyle, hayali.
Et, plus important, c'est un personnage de fiction. Les Beatles le sont aussi, pour moi.
Bunun benim hatam olduğunu düşünüyorum öyle olmasa bile.
C'est de la limonade, ça! ? !
- O benim muhbirim. - Öyle mi?
- C'est un de mes indics.
Karışma benim iş bağlantilarima..... sen sadece bir uşaksın, öyle davran
Papa, chaque fois que j'essaye de faire affaire avec l'oncle de Rajan, ce Shivam... Ne t'immisce pas dans mes affaires Tu es juste un esclave, comporte-toi comme tel!
- O benim bornozum mu? - Gerçekten de öyle, Horace.
C'est mon peignoir?
Bu huzursuz ruh, huzur bulacak aşkının nağmeleri şarkılarımdadır aşkınsa benim zaferimdir benim değilsen kaybolurum kaybolmam mühim değil uğruna olduktan sonra neden mahrum edersin sevgilini izin ver dokunayım renklerine renklerim senindir sevgilim ama aşkın öyle güçlü ki kaybolmaktan korkarım benliğinde
.. après avoir regardé dans la splendeur de ta beauté. Tes chansons sont mes amies, tes chansons sont remplies d'amour Ton amour pour moi est ma récompense.
Sen de öyle. Çünkü benim peşime düştüysen son ipucunu da kaybettin demektir.
Et toi aussi, parce que si tu viens me voir, ça veut dire que tu sais plus où chercher.
Ama öyle olmak zorunda. Çünkü, folloş orospu, bundan sonra benim için ölüsün.
Faudra t'y faire, parce que à partir de maintenant, sale traînée, tu n'existes plus pour moi.
Benim müşterim için de öyle.
- Pour mon client aussi.
Yani bunun anlamı, benim personelimden birisi değil bunları yapan, öyle değil mi?
Ca veut dire que personne de mon équipe n'est responsable, non?
Ve onu yakamdan atmak istiyorum. Senin de benim için öyle düşündüğünden eminim.
et je veux vraiment qu'il me lâche et j'imagine que tu en veux autant.
Evet, benim için de öyle. Senin yapmaya çalışman.
Oui et c'est nouveau pour moi de te voir comme ça.
Yanlış anlamadıysam, kurul benim intihar girişimim yüzünden ortaya çıkan kötü ünden rahatsız olmuş öyle mi?
Donc si je comprends bien, le conseil d'administration est très concerné par la mauvaise publicité qu'a engendrée ma tentative de suicide.
Bu benim en derinden en gönülden isteğim tarihte öyle bir an gelecek ki Patrick, insanlığın özgürlüğünün gizeminin en önemli rolünü oynayacaksın.
Je crois vraiment sincèrement qu'il y aura un moment où toi, Patrick, tu joueras un rôle important dans le mystère de la liberté humaine.
E hakkında konuşuyordu, benim değil, öyle değil mi?
Il parlait de E, pas de moi, pas vrai?
Öyle gerçek bir sorunum yok benim.
Je n'ai pas de réels problèmes.
Biliyorum, ama öyle O'na bunu yapan benim.
- Je sais, mais ça l'est... C'est de ma faute.
Hem sen de benim için aynı şeyi yapardın. Öyle değil mi?
Tu aurais fait la même chose pour moi, non?
Benim de tek kadının erkeği olmam seni mutlu eder, öyle değil mi?
Tu seras heureux de savoir que je suis aussi l'homme d'une seule femme.
Benim zamanımda ortağın öyle bir şey isteseydi- -
De mon temps, si mon partenaire me demandait ça...
Sadece benim arkadaşlarım bekar olduğu için değil tabi... onunkiler de öyle. Bu yüzden bu gece... büyük bir parti veriyoruz.
En plus, tous mes amis sont célibataires, et les siens aussi, alors, ce soir, on organise un grand dîner et...
Ve benim inandığım öbür dünyada öyle insanlara kara haberler ulaştıran hayaletler falan yok.
Et dans l'après vie auquel je crois, il n'y a pas de fantômes qui courent autour pour répandre de terribles nouvelles aux vivants.
Benim karım, hiç bir şey istemekten çekinmeyen birisi öyle değil mi?
Ma femme est le genre de personne qui n'a pas peur de demander quelque chose, ok?
Öyle hissetmene sevindim çünkü.. Bir Firmwood çalışanının, benim için tavsiye mektubu yazması gerekiyor.
Et bien, je suis content que tu le prennes comme ça, parce que euh... j'ai besoin d'une lettre de recommandation d'un membre pour m'aider à rentrer dans Firmwood *.
Benim de öyle, ama eminim iyi biridir.
- Moi aussi.
Evet, benim kocam beni kendi isteğiyle terketti ve sence tercih üzerine terkedilmek çok daha kolay, öyle mi?
C'est vrai, mon mari a décidé de me quitter. Tu crois que c'est plus facile d'être abandonnée de plein gré?
Öyle biri yok. En azından benim bildiğim kadarıyla yok.
Il n'y a personne de ce nom.
Benim şeyim de öyle.
- Ma bite non plus.
Büyük ihtimalle ileride benim de sonum öyle olacak.
C'est sans doute ce que je finirai par faire, aussi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]