English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Bunlar ne için

Bunlar ne için traducir francés

1,494 traducción paralela
Bunlar ne için?
Qu'est-ce qu'on en fait?
Bunlar ne için?
C'est quoi, ces bouchons?
Bütün bunlar ne için?
De quoi s'agit-il exactement?
Peki tüm bunlar ne için?
C'est à cause de cela?
Bütün bunlar ne için?
A quoi sert tout ça?
Bütün bunlar ne için?
C'était quoi, ce bordel?
Bütün bunlar ne için?
Pourquoi tu fais tout ça?
Bütün bunlar ne için?
C'est pourquoi, tout ça?
Bunlar ne için?
C'est pour quoi?
- Bunlar ne için?
- C'est pourquoi ça?
Gerçi, bu durum için geçerli değil bunlar otopsi böyle bir durumu belirlerdi.
Ca ne marche pas, dans ce cas là, l'autopsie l'aurait révélé.
Bunların oranları belirlemek için kullanıldığını tahmin ediyorum ama sanki rasgele seçilmiş gibiler ve bu mümkün değil.
Je présume qu'ils font partis d'un genre de calcul de côte, mais... ils ont l'air d'être aléatoires, et ils ne devraient pas. Tu as raison.
O, çok batıl inançlıdır ve bütün bunların, Rudolpho'yla evlenmemesi için bir işaret olduğuna inanıyor.
- Elle pense que c'est un signe qu'il ne faut pas épouser Rodolfo.
Ve bunlar hala benimle konuşmanız için yeterli değil
Et ça ne vous suffit pas pour me parler.
Sen bunları sadece Jake'den intikam almak için yapıyorsun.
Vous ne cherchez qu'à vous venger.
Bunlar için sana ne kadar teşekkür etsem azdır, Em.
Je sais pas comment te remercier, Em.
Benim için gitmeseydi, bunlar asla olmayacaktı.
Rien ne serait arrivé sans moi.
Tüm bunlar için'Ucuz bir göz yanılması'dememiş miydin? Dışarıda hayatın devam ettiğini ama burada değişmediği söylemiştin.
T'avais pas dit que c'était une illusion cheap et que dehors la vie continuait alors que dedans, rien ne changeait?
Bunları gözden geçirmek için ne kadar sürem var?
J'ai combien de temps pour lire ça?
Bu insanlar bunları benim için saklıyordu. Söylediğin gibi bana itaat edeceklerinden emin değiliz.
Ces gens l'on juste gardé en sécurité pour moi, et comme tu dis, on ne peut pas être certains à 100 % qu'ils vont encore m'obéir.
Mary için işe yaramaz bunlar.
Ca ne marchera pas avec Mary de toute façon.
Senin için bunları yaparken sebebini de hiçbir zaman sormadım.
Tu sais, je fais toutes ces choses pour toi et je ne demande jamais pourquoi.
Ne için lazım peki bunlar?
Alors qu'est-ce qui se passe?
Bak Eli, seni buraya utandırmak için çağırmadım. Seni buraya bunları neden yazdığını öğrenmek için çağırdım..
Je ne t'ai pas fait venir pour t'embarrasser, mais pour parler de pourquoi tu as écrit ça.
Ve tekrardan bunları yapıp kaçmaması için şikayet ettim.
Et je ne pouvais pas le laisser s'en tirer encore une fois.
Ne istediğinizi biliyorum, istediğiniz zaman elinizde olduğuna emin olun, bunları temin etmek için şehre inmenize gerek yok
Je sais ce qui vous plait, je m'assure que vous l'avez quand vous le voulez, vous n'avez pas à vous trainer en ville pour l'avoir.
Bunlar için ne kadar istiyorsun?
Combien tu veux pour ces trucs?
O yüzden, bizi öldürmemeleri için bunları geri veriyorum.
Donc, je vais rendre ça pour qu'ils ne nous tuent pas.
Yiyecek için düzenlemeler, şahanedir, ama eğer sen, içeceklerin kontrol etmek istersen... Neden sen bunları tatmıyorsun?
tout est en ordre pour l'alimentation, pouvez-vous vérifier les boissons vous ne les goûtez-vous pas?
Bir karara varmanız için tüm bunları dikkatlice kullanacağınızdan bir an olsun şüphe duymuyorum.
- Je ne doute pas une seconde que vous en ferez bon usage pour rendre un juste verdict.
Önleyemesek bile, en azından bunlar için hazırlıklı olabiliriz.
Même si on ne peut pas les empêcher, on peut au moins être prêt pour eux.
Bunlar, Londra'nın ne söylemek istediğini Kraliçe'nin anlaması için, Balmoral'ın kapısına bırakılmış çiçekler.
'Ces fleurs ont été apportées à Balmoral'pour qu'elle ait quelques échantillons de ce qui a été exprimé ici à Londres.'
Unutmamalıyız ki bu taşlar yasal elmas endüstrisinin sadece küçük bir yüzdesini kapsamakta... ve bunların ticareti birçok ulusun ekonomisi için büyük önem taşımakta.
N'oublions pas que ces diamants ne représentent qu'un petit pourcentage d'une industrie légitime. Industrie essentielle à la viabilité de l'économie de nombreuses jeunes nations.
Onun tarafını tutmak yerine, Wesley'i kasete almak için bana yardım etseydin... -... bunların hiçbirisi olmazdı. - Sen kafayı mı yedin?
Si tu avais convaincu Wesley de refaire la vidéo au lieu de t'allier avec lui, rien de cela ne se serait produit!
Ve sen de veremezsin... Orada o suratla oturup bunların hepsi için söz veriyorum diyemezsin.
Tu ne peux pas non plus me promettre tout ça et être honnête avec toi-même.
Bunları halkın önünde söylerken gülmemek için ne yapıyorlar acaba?
Comment annonce-t-on ces trucs au public sans rire?
- Ben öğretmedim. Wittgenstein bunları senin bunu ufak bir formüle çevirmen için söylemedi.
Je ne vous l'ai pas enseigné, et Wittgenstein ne l'a pas extrait de ses entrailles... afin que vous puissiez le tourner en une formule stupide.
Hoşuna gitmiş epey. Bunlar sorun değil benim için.
Si ça lui plaît, ça ne me gêne pas,
Benim için senin ne is yaptığın hiç fark etmiyordu. Ha ortak olmuş yada posta dağıtmışın. Bunlar hepsi yalnızca senin kararındı.
Je m'en fichais que tu deviennes partenaire ou t'occupes du courrier C'‚ tait ta d ‚ cision.
Bunlar çocuklar için Farkın ne kadar olduğunu soruyorum.
Je vous demande sa puissance!
Bunları bilirken hayatımı nasıl diğer insanların, çocukların gençlerin ve yetişkinlerin İsa Mesih hakkında kendilerini kurtaracak bilgiye sahip olmaları için adamam?
Sachant ce que je sais, comment ne pas dévouer ma vie entière à aider les autres, les enfants, les adolescents, les adultes, à accéder au partage de la connaissance de Jésus Christ?
İşte, bunları plaj için almıştım ama,... - Ne? - Şimdi kullanabilirsiniz
C'était pour la plage mais autant les utiliser maintenant.
Ve sansürü düşünürsek sansürlenen şeyler, filmlerdeki sahneler bunlar, onlar için hiçbir şey ifade etmiyor.
Et quand on parle de censure, il faut bien voir qu'ici, il ne s'agit que de scènes dans un film! Ce n'est rien, aux yeux de ces gens!
Biliyor musunuz, bunlar için imza attığımdan emin değilim.
Je ne sais pas trop dans quoi je me suis engagé.
Bütün bunları, çöküşün için bir tuzak olarak önerdiğinin farkında değil misin?
Il ne t'est jamais venu à l'esprit qu'il a proposé tout ça pour orchestrer ta chute?
"Bunları sizi kırmak için yazmıyorum ama gerçek duygu ve düşüncelerinizi göstermeniz için size yalvarıyorum."
" Je ne veux pas vous blesser. Je vous supplie d'ouvrir votre cœur.
- Fareleri öldürmek için değil bunlar.
Tenez. Ne tirez pas sur les rats.
Üstün biri olduğumu, sizi yargıladığımı ve aileniz için en iyisinin ne olduğunu söylediğimi bir kenara bırakabilirseniz... Bütün bunları bir kenara bırakabilirseniz benim de haklı olmam mümkün olmaz mı?
Franchement, en oubliant le fait que je sois supérieure et que je vous juge en vous disant ce qui est le mieux pour votre famille, si vous faites abstraction de tout ça, n'est-il pas possible que je puisse avoir raison?
Artık bunlar değerli müşterilerimiz için kullanılamaz duruma geldiler.
Maintenant ceux là sont endommager, ils ne peuvent plus servir pour nos bien aimés clients.
Yani, eğer senin için yapmasaydım bunların hiçbiri olmazdı.
Rien ne serait arrivé si tu n'étais pas là.
Chloe, yeteneklerimi bunları durdurmak için kullanmayacaksam sahip olmanın ne anlamı var?
Chloé, si je n'utilises pas mes pouvoirs pour arrêter des voyous comme eux, alors à quoi me servent-ils?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]