Burası benim traducir francés
4,113 traducción paralela
Burası benim evim Nik.
C'est chez moi, Nik.
Nereye gitiğimi biliyorum dedm. Burası benim karakolum.
Je vous ai dit que je sais où on va, c'est ma brigade.
Burası benim mahallem.
C'est mon quartier.
Burası benim mülküm!
C'est ma propriété!
Burası benim parkım!
C'est mon parc!
- Burası benim odam.
C'est ma chambre.
Burası benim eskiden yaşadığım mahalle şu ev de bu kasabada yaşarken kaldığım ikinci ev.
C'est mon ancien quartier, et cette maison est le deuxième endroit où j'ai vécu ici en ville.
Burası benim evim Yüzbaşı.
C'est ma maison, capitaine.
- Burası benim memleketim Leo.
C'est mon pays, Leo. C'est mon problème également.
Burası benim mekanım.
C'est mon coin!
Neyse, burası benim yerim değil mi?
Ok, c'est bon pour la distance?
O yatak odasına gireceğim çünkü burası benim evim ve onu müdafaa etmeliyim.
Je vais aller dans cette chambre, car elle est dans ma maison et je dois la défendre.
Burası benim evim, bunlar da benim kurallarım.
C'est ma maison, ce sont mes règles.
Burası benim evim.
C'est ma maison.
Burası benim evim de!
Je vis ici.
Burası benim evim!
C'est ma maison!
Burası benim ıslak mekanım ve burayı seninle paylaşmayacağım!
C'est mon coin moite, et je ne le partage pas avec toi!
Burası benim dairem.
C'est mon appartement.
Sanırım burası benim için fazla gerçekçi olmaya başladı.
Je crois que sa commence a être un peu trop vrai, pour moi ici.
Burası benim jübilem.
Cet endroit me verra partir.
Burası benim evim, benim arazim.
C'est ma maison et ma terre.
Burası benim sektörüm... 2813.
C'est mon secteur... 2813.
- Burası benim ofisim mi?
C'est mon bureau? ( Rires ) :
20 yıl önce olan her şeye rağmen burası benim her zaman evim olacak.
Malgré ce qui s'est passé il y a 20 ans, ici, je serai toujours chez moi.
Burası benim evim, ve evimde şans hep seninledir.
C'est pas parce que je ne te le dis pas que je ne ressens rien du tout. On est exclusifs, Coop.
Affedersiniz, burası benim ofisim.
- C'est mon bureau.
- Dostum, burası benim evim.
- Mec, c'est ma maison.
Burası benim mülküm.
C'est mon immeuble.
Burası benim evim.
C'est chez moi.
Burası benim evim, Susan!
C'est ma maison, Susan!
Burası benim evim.
Ceci est ma maison.
Sonuçta, burası benim evim.
Après tout, c'est ma maison.
Afedersiniz, burası benim evim.
Excusez-moi, c'est ma maison.
Burası benim evim.
C'est ma maison. Mes petits-enfants sont dedans!
Ama burası benim laboratuvarım, bu adamdan ben sorumluyum ve biz ona bu iğneyi yapacağız.
Mais c'est mon labo, Je suis responsable de cet homme, et nous lui donnerons cette injection.
Burası benim büyüdüğüm yer.
Eh bien, c'est là où j'ai grandi.
Güzel ve saygın bir hayat ama benim doruk noktam, zirvem burası.
Une belle vie. C'est respectable. Mais le...
- Benim için daha güvenli burası.
- C'est plus sûr pour moi.
İkimizi de ortadan kesip benim üstümü senin altına dikeceği yer burası.
C'est là où il nous coupe en deux et coud mon torse à ton bas.
Burası da benim binam.
C'est mon immeuble.
Öğle yemeklerini her gün burada yediğim için burasının benim favori restaurantım olduğunu anlamına gelmez.
Le fait que je mange ici tous les jours ne veut pas dire que c'est mon restaurant préféré.
Burası artık benim kulübüm ve geri alamayacaksın.
C'est mon club maintenant, et tu le récupèreras pas.
Benim evim burası artık.
C'est ma maison, maintenant.
- Ve burası da benim mekanım!
Et c'est chez moi!
Beyler burası sizin yargı ve yetki alanınıza giriyor olabilir ama burada sahip olmadığınız tek şey benim işbirliğim.
Hé les gars, vous avez peut être la juridiction et l'autorité ici, mais il y a une chose que vous n'avez pas, c'est ma coopération.
Küçük bal arım benim, sana hayır demek çok zor ama diyeceğim çünkü burası bir aile kampı, ve biz bir aileyiz.
Mon petit Buzz l'abeille, C'est tellement dur de te dire non, mais je vais complètement le faire parce que c'est un camp de vacances familiale, et on est une famille.
Benim mi şimdi burası?
C'est à moi? !
Benim yerim burası değil!
Ma place n'est pas ici!
- Burası artık benim evim değil.
Ce n'est plus ma maison.
- Kapıyı çalmanı istiyorum. - Burası benim evim.
J'aimerais que tu frappes à la porte!
- Burası senin evin değil, adam, benim.
Vous venez? Ce n'est pas chez vous, c'est chez moi.
burası benim odam 36
burası benim evim 203
burası benim yerim 39
burası benim bölgem 17
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
burası benim evim 203
burası benim yerim 39
burası benim bölgem 17
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benim de 449
benim için önemli 63
benimle dalga geçme 73
benim için yap 39
benim için 458
benim de var 55
benim hatam 349
benimdi 32
benim için öyle 32
benim de 449
benim için önemli 63
benimle dalga geçme 73
benim için yap 39
benim için 458
benim de var 55
benim hatam 349