English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ E ] / En iyisi

En iyisi traducir francés

12,619 traducción paralela
Şu an gerçekle yüzleşmen ikiniz için de en iyisi olacak.
Affrontez la réalité. C'est le mieux pour vous deux.
- Sen git en iyisi. - Kesinlikle olmaz.
- Vous devriez partir.
En iyisi başka zaman dansa gidelim, gündüz vakti mesela.
Pourquoi on irai pas danser une autre fois, genre le jour.
Sen en iyisi şunun altına bir yastık falan at.
Ok, tu sais quoi? Tu veux donner un coup de main? Glisse quelque chose en dessous comme un coussin.
Dolunay zamanı, seçimlerimize dikkat etmemiz gerektiğinden hilal evresi en iyisi. Hangi ayda seçim yapılır?
Nomme deux positions dans un cabinet.
Hüzünlü bir film izleyip ağlamayı denerim en iyisi.
Je créerais quelques larmes en regardant un film triste.
Tamam Dr. Pierce. En iyisi bundan sonra merdivenleri kullanayım ben.
D'accord, Dr Pierce, ou je pourrais juste commencer à prendre les escaliers.
Eskiden en iyisi oydu.
C'était la meilleure.
Sadece başarmakla kalmadın, olabileceğinin en iyisi olmayı da başardın.
Pas simplement de le faire, mais de devenir aussi douée que vous l'êtes.
Ama Fawn'ın en iyisini yemesini istiyorum ve Sos en iyisi.
Mais je veux que Fawn ait le meilleur, et The Sauce est le meilleur.
Başka bir satış elemanıyla görüşeyim en iyisi.
Laissez-moi parler à un autre vendeur.
- Evet, elimizden gelenin en iyisi bu sanırım.
C'est le mieux qu'on puisse espérer.
Bence en iyisi onu büyükannesine götürmen olacak.
- Emmenez-la chez sa grand-mère.
Dostum en iyisi henüz olmadı.
Mon amie, le meilleur reste à venir.
Şimdilik yapabileceğimizin en iyisi bu.
On ne peut pas faire mieux pour l'instant.
DeGuerin Texas'ın en iyisi.
DeGuerin est le meilleur du Texas.
Ve hala Carl için en iyisi ne bilmiyorum, çünkü Emily'nin planı beni hapse gönderebilir.
Et je ne sais toujours pas ce qui est le mieux pour Carl parce que le plan d'Emily pourrait me conduire tout droit en prison.
En iyisi biz kendi başımıza halletmeye çalışalım.
Tu sais comment? Je pense qu'on se débrouillera seuls.
Bir avukat, her zaman bizimle konuşmanın en iyisi olduğunu söylerdi.
Un avocat te dirait qu'il vaut toujours mieux nous parler.
Beni tanımıyorsun. Benim için en iyisi nedir bilemezsin.
Vous ne savez rien de moi, ni ce qu'il me faut.
Sizin için en iyisi, taşıyıcı anneyi konuşması için ikna et...
Mieux vaudrait persuader la mère...
En iyisi olup olmadığını merak ediyor musun?
Tu te demandes si t'as été le meilleur?
- En iyisi değilsin.
T'es pas le meilleur que j'ai eu.
Bu konu kapanırsa herkes için en iyisi olacak.
C'est juste le mieux pour chacun si nous passons à autre chose.
Valla bence Children serinin en iyisi.
Je veux dire, honnêtement, pour l'argent, Les enfants c'est le meilleur dans les séries sauf l'original, bien sur.
En iyisi ben gidip bir aramayı kontrol edeyim.
Et si j'allais surveiller les recherches?
Madem kendimiz için en iyisini yapıyoruz benim için en iyisi ne biliyor musun?
Tant qu'on fait ce qui est le mieux pour nous, tu sais ce qui est le mieux pour moi?
O belki de en iyisi.
C'est surement mieux ainsi.
Onun için en iyisi bu.
C'est ce que je souhaite.
En iyisi bana teşekkür et.
Remerciez-moi plutôt.
Belki de en iyisi, sanığı sınamak korkak davranmamaktır.
C'est aussi bien, car la mise à l'épreuve de l'accusée n'est pas pour les âmes sensibles.
En iyisi, senin Sofronea'nın ailesiyle konuşman.
Le mieux serait que tu parles aux parents de Sofronea.
En iyisi Bükreş'e dönüp, orada açmayı deneyelim.
Mieux vaut revenir à Bucarest et essayer de l'ouvrir là-bas.
Öyle gözüküyor ki en iyisi, Çetenin en uzun sürelisi için endişelenmelisin, Prez.
Il me semble que tu dois être concerné par ce qui est mieux pour le chapitre, Prez.
Doğrudan temas kurmanın en iyisi olduğuna karar verdim.
J'ai décidé que l'approche directe était la meilleure.
Bu şerefsizlere istediklerini söylemek en iyisi bence.
Tu sais, je pense que c'est mieux de dire à ces enfoirés ce qu'ils veulent.
Bu hepimiz için en iyisi.
C'est ce qui est mieux pour nous tous.
En iyisi buysa yapmak isterim o zaman.
Si c'est ce qui est le mieux... alors je veux le faire.
- Elindekilerin en iyisi biziz.
Nous sommes les meilleurs que tu aies.
En iyisi seni serbest bırakmak.
Tiens ta parole.
Sadece arkadaş kalmamız bence en iyisi.
Je pense que ce serait mieux si on n'était qu'amis.
Bence bu her zaman en iyisi.
- C'est toujours préférable.
Hikayenin anlatılmasını istemiyorsan en iyisi kendin anlat.
- Nous leur donnons une chance de faire le scoop. Si vous ne voulez pas qu'une histoire soit racontée, racontez-la vous-même.
Oh, en iyisi bu muydu?
Oh, est-ce le meilleur que vous avez obtenu?
Bana göre en iyisi.
Oui, c'est la meilleure selon moi.
En iyisi mi?
La meilleure?
En iyisi barışın ve dost olun.
Fin de l'histoire. Mais...
Hatta daha iyisi, konserve içinde.
Mieux, en conserve.
Daha iyisi için söz verip sonra seni ondan da mahrum etmiş.
En vous promettant mieux, ce qu'elle vous a aussi retiré.
En iyisi olmak istiyor.
Il a besoin d'être le meilleur.
Daha iyi olduğunda Matematik 25 alırsın, ama en iyinin de iyisi olduğunda Matematik 55 alırsın ki onda da ileri calculus ve lineer cebir vardır.
Quand on est meilleur que ça, on suit Math 25, quand on est le meilleur absolu, on suit Math 55... calculs avancés honorifiques et algèbre linéaire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]