English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ H ] / Hayattayız

Hayattayız traducir francés

302 traducción paralela
Ve hayattayız! Vay anasını! Bir dahaki sefere Ay'a gidilebileceğini söylediğinizde inanacağım!
Et vivants, Général, la prochaine fois que vous me dites... qu'on peut aller sur la lune, je le croirai.
Sanki büyü altında, zamanın dışında, sonsuz bir hayattayız.
Nous sommes dans un domaine hors du temps... infini.
- Hâlâ hayattayız değil mi?
- Nous sommes encore en vie, non?
Hala hayattayız. - Peşimizdeler.
- Ils nous traquent.
Biz hayattayız.
Nous survivons encore.
Hala hayattayız.
Nous sommes quittes.
Köyün yaşlıları olan bizler hâlâ hayattayız.
Les anciens du village sont toujours là.
En azından hala hayattayız.
Bon, nous sommes encore vivants.
Hala hayattayız, ve zorunda kalırsak savaşırız.
On est vivants, on se battra s'il le faut.
Hayattayız, değil mi?
Nous sommes vivants, non?
Hala hayattayız ama.
Quoi qu'il en soit, nous sommes vivants.
Gördüğün gibi, yine hayattayız.
Et nous sommes encore vivants.
En azından hayattayız.
Au moins nous sommes vivants.
Önemli değil Orm, en azından hala hayattayız.
Ce n'est rien, Orm. Au moins, on est vivants.
Evet hastayız, ama hayattayız.
Contaminés, oui. Mais vivants.
Artık sadece ikimiz hayattayız.
Nous ne sommes plus que deux.
İkimizde hayattayız.
Nous sommes tous les deux en vie.
İkimiz de hayattayız.
Nous sommes tous deux vivants.
Patlattılar ve hayattayız.
Ils l'ont fait sauter... et on est vivant.
Hayattayız, öyle değil mi?
Nous sommes vivants au moins.
Hala hayattayız ve fındık yiyoruz. efendimizin emrettiği gibi.
Maintenant, nos maîtres nous imposent de mâcher des noix.
Ve her türlü mikrobu taşıyoruz. Tamamiyle bilinmeyen mikroplar ve hala hayattayız.
Avec tous les microbes qu'on a dû ingurgiter dans cette forêt vierge, nous sommes encore en vie!
- Bize bir iyilik yapabildi, Charlie. En azından hayattayız.
Ça nous a sauvé la vie.
Hayattayız!
Nous sommes en vie!
En azından biz hala hayattayız, değil mi?
On est en vie, nous.
Hayattayız ve para da hiç umurumda değil.
On est vivants, je me fiche de l'argent.
İşte bu yüzden hayattayız.
C'est pour ça qu'on a survécu.
Ama hâlâ hayattayız. "
" Nous avons fait naufrage. Et nous vivons encore.
Hala hayattayız, değil mi
On est en vie, non?
Hayattayız.
On survit.
Dördümüz de hayattayız.
Si je ne m'abuse, on est les seuls survivants.
Ancak şiir, güzellik, aşk, sevgi biz bunlar için hayattayız.
Mais la poésie, la beauté, la romance, l'amour, c'est pour ça qu'on vit.
Eşim ile ben bombanın patlamasına maruz kaldık ama hâlâ hayattayız. Bir mucize.
Irradiés-du-jour-même, ma femme et moi survivons... quel sentiment étrange!
Ama ben haklıysam, hâlâ hayattayız ve senin yardımına ihtiyacım var demek.
Mais si j'ai raison, alors on est vivants, et j'aurai besoin de vous.
" Sevgili baba, büyükannemle ilk haftamızı tamamladık ve hala hayattayız.
" Cher papa. Une semaine chez grand-mére et on a survécu.
Hayattayız.
On est vivants.
Hayattayız, ama Yangtzee Kiang tahrip oldu.
Nous sommes en vie mais le vaisseau est détruit.
Hayattayız.
- Nous sommes vivants.
Hiç merak ettin mi, başımızdan onca talihsiz olay geçtiği halde... neden hala hayattayız diye?
Après avoir été mêlés à tant de fâcheux incidents, pourquoi sommes-nous encore en vie?
Uçak yüzünden çoğumuz... hayattayız.
Malgré l'avion, plusieurs parmi nous sont toujours - en vie! - En vie!
Hayattayız ve ailelerimizle beraberiz.
Et alors? Nous sommes vivants, nos familles sont réunies.
Hala hayattayız.
On est toujours là.
Yaşayan varlıklarız ve hayattayız.
Et bien vivants...
- Hala hayattayız Sarah.
- On est toujours en vie.
- Hala hayattayız, değil mi?
- On est vivant, non?
O da iyi. İkimiz de hayattayız.
On est vivant.
Ama Drew hâlâ burada, ikiniz de hâlâ hayattasınız ve ben de hâlâ hayattayım.
Mais Drew est toujours là, et vous êtes vivants tous les deux. Et je suis toujours là.
Hayattayız.
Nous sommes vivants.
Hâlâ hayattayız.
On est toujours en vie.
Hayattayız.
Vous tes vivant.
Tavuklar ürediği sürece... Ve be hayattayım, çünkü ben sizin yumurtacınızım... ve bu şehirde benden iyisi yok.
Tant que cette fine ovule de volaille domestique... sera pondue... aussi longtemps que les poules existeront... et que je serais vivant je serais votre eggman... et il n'y en a pas de meilleur en ville.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]