Kötü şans getirir traducir francés
205 traducción paralela
Kötü şans getirir.
C'est mauvais pour la chance.
Üçümüzün aynı fotoğrafta olması kötü şans getirir.
Ah non, une photo, ça ne se fait pas à 3!
Yanlış anlama ancak, dağıtana bahşiş vermemek kötü şans getirir derler.
J'espère ne pas vous vexer, mais ça porte malheur de sous-estimer le donneur.
Tek başına içmek kötü şans getirir derler.
Boire seul porte malheur
Bersagliera yeterince ağladın, yoksa kötü şans getirir.
Cesse donc de pleurer, ça va te porter malheur!
Kötü şans getirir.
Ça porte malheur.
Ekselansları, durmak kötü şans getirir.
Votre Excellence, ça porte malheur.
Yok, kötü şans getirir.
Non, elle porte malheur.
Silah kötü şans getirir Marc.
Les armes à feu portent malheur.
Bir yatakta 13 kız, kötü şans getirir.
13 sur une couchette, ça porte malheur.
Küfretme! Küfretmek kötü şans getirir.
Ça porte bonheur.
Sen gittiğinden beri çıkarmadı, kötü şans getirir.
Elle ne l'a pas ôtée depuis ton départ. Par superstition.
Bu, kötü şans getirir derler.
Tu as raison, Charlie, la vue du sang porte malheur.
Bir pederi vurmak kötü şans getirir.
MaIchanceux de tuer un père.
Meseleyi çözme yönteminiz size daima kötü şans getirir, ekselansları.
Votre manière de faire les choses va vous porter la poisse, Votre Altesse.
Delileri öldürmek kötü şans getirir!
- Non! Tuer un fou porte malheur!
"Ja," deli. Deli insanın bakışları kötü şans getirir. Durdurun şu adamı.
Un fou qui vous regarde, ça porte malheur!
Duyurma. Kötü şans getirir bakarsın.
On ne veut pas forcer la chance.
Ama yeni bir yıla eski borçlarla başlamak kötü şans getirir.
Il est de mauvais augure de commencer une nouvelle année avec des dettes.
Sunakta beraber olana kadar damadın, gelini görmemesi lazım ; yoksa kötü şans getirir.
La mariée et sa mère. Le marié ne doit pas voir la mariée... jusqu'à ce qu'ils soient à l'autel,
- Olmaz, kötü şans getirir derler.
Non, ça lui porterait malheur.
Numara değiştirmek kötü şans getirir.
Changer de numéro, ça porte la poisse.
Ölümle dalga geçme Nono. Kötü şans getirir.
oh non, faut pas jouer avec la mort, Nono.
"Queen of marks" diye bilinir onu yemelisin yoksa kötü şans getirir
C'est une reine de nuit. Il faut la manger, sinon, ça porte malheur.
Öyle söyleme, kötü şans getirir. Ben şansa inanmam.
Je ne crois pas à la chance.
Tarihsel olarak konuşursak, bir kralı öldürmek her zaman kötü şans getirir, özellikle o kişi kardeşinse.
Historiquement, le meurtre d'un roi a souvent porté malheur. Surtout quand il est commis par son frére.
"Macbeth" kötü şans getirir!
C'est cet opéra... "Macbeth" porte malheur!
"Macbeth" kötü şans getirir!
"Macbeth" porte malheur!
Bu kötü şans getirir.
Parle pas de malheur.
Onunla ezdiğin kişiye kötü şans getirir.
Il portera la poisse à ce salaud.
Beni gelinlikle görmen kötü şans getirir.
Ça porte malheur de me voir dans ma robe de mariée.
Yapmazsanız kötü şans getirir.
Ça porte vraiment malheur de ne pas le faire.
Bakma, kötü şans getirir.
Ne regarde pas. Ça porte malheur.
Yee-Tin kılıcı seninle birlikte, dünyaya sadece kötü şans getirir.
Cette épée est source de malheurs.
Lanet olsun. Böyle söyleme. Kötü şans getirir.
Imbécile, ça porte malheur de dire ça!
Ama bu şekilde bir başlangıç yapmak- - İlerisi için kötü şans getirir.
Mais commencer de cette façon... c'est mauvais signe pour le futur.
Baba, mezar taşı devirmek kötü şans getirir. Gerçekten mi?
Renverser une tombe, ça porte malheur, papa.
Kötü şans getirir.
Ça porte malchance.
- Kesinlikle. Ben buna içmem. Kötü şans getirir.
Je ne trinque pas à ça, ça porte malchance.
- Köyler bana kötü şans getirir.
Je n'ai pas de chance dans les villages.
Ateş meyvesini yemek kötü şans getirir.
- Malheur à celui qui mange de ce fruit.
Bir düğün hediyesini geri çevirmek kötü şans getirir.
On ne refuse pas un cadeau, ça porte malchance.
Ooh, onu şimdi yapmayın. Kötü şans getirir.
Touche pas le poteau, ça porte malheur.
Kötü şans getirir.
Ça porterait malheur.
Düğünden önce damadın gelini görmesi kötü şans getirir.
Ça porte malheur de voir la mariée avant le mariage.
Evde ağaç olması kötü şans getirir.
Un sapin porte malheur.
- Onlar kötü şans getirir.
Ces baies-là portent malheur.
Kötü şans getirir!
Le malheur est déjà fait.
Kötü şans bile getirir.
Il porte la guigne.
İyi şanslar dem, bu kötü şans getirir. - Onun yerine ne dersiniz?
Dans notre métier, ça porte malheur.
Bu kötü şans getirir.
lorsque tu pleures dans un palanquin, ton futur n'est pas sûr.
kötü şans 106
şans getirir 16
getiririm 30
kötü çocuk 26
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü bir şey mi 21
kötü hissediyorum 25
kötü haber 90
kötü haberlerim var 53
şans getirir 16
getiririm 30
kötü çocuk 26
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü bir şey mi 21
kötü hissediyorum 25
kötü haber 90
kötü haberlerim var 53
kötü olmuş 26
kötü günde 30
kötü bir şey 23
kötü mü 170
kötü bir gün geçirdim 16
kötü bir rüya gördüm 21
kötü köpek 56
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü değil 112
kötü görünüyorsun 48
kötü günde 30
kötü bir şey 23
kötü mü 170
kötü bir gün geçirdim 16
kötü bir rüya gördüm 21
kötü köpek 56
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü değil 112
kötü görünüyorsun 48