Mümkün değil traducir francés
7,710 traducción paralela
- Çünkü bu mümkün değil.
- Parce que vous ne pouvez pas.
- Mümkün değil.
C'est impossible.
Vazgeçmemiz de mümkün değil.
Nous ne pouvons l'abondonner.
Bu mümkün değil!
Impossible!
Özetle, döllenme mümkün değil.
J'ai failli changer de métier. Bref, l'insémination est impossible.
- Mümkün değil.
- Pas question.
Yani zaman yolculuğu mümkün değil mi?
Le voyage dans le temps serait impossible?
Bu mümkün değil.
C'est impossible.
Bu mümkün değil.
On peut pas se poser ici.
- Mümkün değil.
Pas du tout.
Ortaklık işine girmek benim için şu an pek mümkün değil.
C'est pas le bon moment pour moi.
Şu ana kadar evlenmiş olsaydım birinin beni evcilleştirmesini isterdim, ki senin bunu başarman asla mümkün değil.
Il faudrait me dompter, et vous n'en seriez pas capable.
Buna inanamıyorum, mümkün değil...
C'est pas possible que tu n'y arrives pas!
I can, ama eşimin gözlerinin içine bakmak mümkün değil kalbimi kırıyor.
Je le ferai sans problème mais, sais-tu comme c'est dur quand une personne ne peut regarder dans les yeux de sa femme?
Neden güvenliği sağlamak mümkün değil?
Pourquoi est-elle incapable de garantir leur sécurité?
Orada mümkün değil bu.
Ce ne serait pas possible ici.
- Bu mümkün değil.
C'est impossible.
İstesem de mümkün değil.
Ca ne dépend pas de moi.
Bu çaptaki işleri uzaktan yapmak mümkün değil.
On ne peut pas procéder depuis l'extérieur.
Ofisin dışından sisteme giriş yapmamız mümkün değil.
On n'accède pas au système depuis l'extérieur.
Bunun izini sürmek mümkün değil.
Traçabilité impossible.
Hadi ama bu mümkün değil.
Voyons, c'est impossible.
Ve siz üstümüze gelmeden bu mümkün değil. Kurt haklıydı.
Et ça n'arrivera pas si vous y allez doucement avec nous.
Madam Guthrie, bunun kasıtlı bir hareketten ziyade kulaktan kulağa yayılmış olması da mümkün değil mi?
Madame Guthrie, n'est-il pas possible que ce soit plutôt une coïncidence malheureuse?
- Mümkün değil.
- Impossible.
Şu andan hüküm gününe kadar bunu inkâr edebilirsin ama Yüzbaşı Randall'a karşı senin sözün olacaktır ve Dük'ün desteğiyle bile korkarım ki bir İngiliz hâkimin Kral'ın subaylarından birinin sözü yerine senin sözünü dikkate alması mümkün değil.
Tu pourras le nier jusqu'au jour du jugement, mais c'est ta parole contre celle du capitaine Randall. Et même avec le soutien du duc, je crains qu'il ne soit impossible qu'un juge britannique prenne ta parole en considération contre celle d'un officier de sa Majesté.
Böyle bir şey olması mümkün değil tabii veri tabanına giriş yetkileri yoksa.
Impossible, Roy!
Bir sürüyle karşı karşıya kaldığınızda hayatta kalmanız mümkün değil.
Et si vous tombez sur un troupeau, survivre est, tout simplement, impossible.
Bu mümkün değil.
Pas question.
Onların hangisinde kamera olduğunu bulmamız mümkün değil.
Nous n'avons aucun moyen de savoir lesquels ont des caméras.
Sanırım sarılmamız pek mümkün değil.
Je présume qu'un câlin est hors de question.
O kocaman topal bacağınla bisiklete sığman mümkün değil.
Tu ne peux pas, avec ta jambe de boiteux.
- Hayır, koşu yapmak falan istemiyorum. Koşu yapmam mümkün değil.
Non, je ne veux pas venir courir.
Mümkün değil.
- Non, ce n'est pas possible.
- Mümkün değil! - Bayrağı istemiyorum...
Pas le drapeau.
Bayrak aşağıda, mümkün değil.
Le drapeau ne peut pas partir.
Belki evinde bulursun ama burada bu mümkün değil.
À la maison peut-être, mais pas ici.
İstisna yapmamız mümkün değil, bayan.
Pas d'exceptions.
Mümkün değil annen öldü.
Impossible, ta mère est morte.
Fark etmemeniz mümkün değil Bayan Chumley.
Vous ne pouvez le rater, Mme Chumley.
Elbette bunu onaylamam mümkün değil.
Je ne peux pas appuyer votre décision.
Bu mümkün değil.
Ce n'est pas possible.
Senin restoranında her şeyin mümkün olduğunu sen söylemiştin. Fakat, biliyorum her şey değil.
Tu as dit que dans ton restaurant tout était possible, mais je sais que, tout n'est pas possible.
- Bu mümkün değil.
Ça ne sera pas possible.
Bu mümkün degil.
J'ai peur que ce ne sois pas possible.
Hem baº aktris hem de kostümcü olmasi mümkün degil.
Elle ne peux alors pas être actresse principale et costumière.
Mümkün değil!
- Pas possible!
Mümkün bile değil.
C'est pas possible.
- Mümkün değil.
C'est pas croyable.
Birinin yaşarken hayalet olması mümkün, biliyorsun değil mi?
Sais-tu que c'est possible pour quelqu'un de devenir un fantôme pendant qu'il est vivant?
Dışarıda bunların hepsini mümkün kılmak için savaştığımın farkında değil misin?
Qu'est-ce que tu crois, que je ne passe pas mon temps à essayer de rendre tout ça possible?
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75