English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ O ] / Onun suçu değil

Onun suçu değil traducir francés

401 traducción paralela
Evlat, bu onun suçu değil. Ona ne yapacağını banka söylüyor.
Il n'y est pour rien, c'est la banque qui décide.
Ama Anne, Bu mülkün bir gün ona... miras kalacak olması onun suçu değil.
Ce n'est pas sa faute s'il hérite de la propriété.
Bu onun suçu değil.
Ce n'est pas sa faute.
İspanya'nın savaşta taraf değiştirmesi onun suçu değil.
Ce n'est pas sa faute si l'Espagne a changé de camp!
Onun suçu değil.
Elle ne voulait pas te vexer.
Onun suçu değil ama arabada pestilimiz çıkacak.
Ce n'est pas sa faute... mais nous serons à l'étroit dans le landau.
- Bekle! Bu onun suçu değil.
- Ce n'est pas sa faute.
.. işten geç çıkması onun suçu değil.
Si ce night-club ferme tard, ce n'est pas sa faute.
Yaşlı olması onun suçu değil.
Ce n'est pas sa faute s'il est vieux.
Geri döndü nasıl olsa. - Bu onun suçu değil, yaşlı biri o.
C'est pas de sa faute s'il est vieux
Gerçekten bu onun suçu değil. Anlayacağınız üzere, sorun bende.
Ce n'est pas de sa faute.
Başına gelenler onun suçu değil.
Il n'a pas cherché ce qui lui est arrivé.
Onun suçu değil, kimse söylemedi ki.
Il savait pas...
Kim olduğu onun suçu değil.
Est-ce sa faute s'il est malade?
Bu onun suçu değil.
De toute façon, ce n'est pas de sa faute.
— Bu onun suçu değil.
C'est pas de sa faute.
Onun suçu değil.
- Oui. C'est pas de sa faute.
Onun suçu değil.
Ce n'est pas de sa faute.
- Onun suçu değil ki. O bir aslan.
- Ce n'est pas de sa faute.
Tam 80 kilo, ama bu onun suçu değil.
Il pèse près de 80 kg, mais ce n'est pas sa faute.
Ama bunların hiçbiri onun suçu değil!
Mais rien de tout cela est de sa faute!
Onun suçu değil. Benim suçum.
Ce n'est pas sa faute.
Onun suçu değil.
Ce n'est pas sa faute.
- Onun suçu değil.
C'est pas sa faute a lui.
Onun suçu değil!
C'est moi qui l'ai suivi.
Onu suçlama. Onun suçu değil.
Arrete de lui en vouloir.
Aslında, hepsi onun suçu değil.
Eh bien, ce n'est pas entièrement de sa faute.
Onun suçu değil bu!
Ce n'est pas sa faute.
Bu şarkıyı bilmemesi onun suçu değil. Bunun için onu suçlayamayız.
Ce n'est pas sa faute, et on ne lui en voudra pas.
- Eğer Mulder hastalandıysa, bu onun suçu değil!
- Ce n'est pas de sa faute s'il est infecté.
Gallamitelerin kafataslarının saydam olması onun suçu değil.
Il n'y peut rien si le crâne des Gallamites est transparent.
Onun suçu değil!
C'est pas sa faute!
Gerçekten onun suçu değil.
Elle n'y est pour rien.
Benim için yaptı. Onun suçu değil.
Il m'a aidé, c'est tout.
- Bu onun suçu değil.
- Elle est sous traitement.
- Onun suçu değil. Ben git dedim.
- Je lui avais dit d'avancer.
Onun suçu değil, o hiçbir şey bilmiyor.
C'est pas sa faute, elle sait rien.
Baban iyi bir adam. Ayrılmamız onun suçu değil.
Ton père est une homme bien Ce n'est pas sa faute.
Hapishanenin amacı sadece suçu cezalandırmak değil aynı zamanda onun önüne geçmektir de.
Le but de la prison n'est pas seulement de punir le crime, mais de le décourager.
James, ona zarar verme. Onun suçu yok, elinde değil.
James, ne lui faites pas de mal.
İnsanların onun böyle bir yere sahip olduğunu sorgusuz sualsiz kabul etmeleri Harry'nin suçu değil.
Ce n'est pas de sa faute si les gens croient qu'il possède un tel endroit. Il n'a jamais dit que c'était le cas.
- Sırf onun suçu değil ki.
Ce n'est pas sa faute.
Kimsenin suçu değil. Onun için fazla iyisin.
Tu es trop bon pour elle.
Okullar kapalı, bu onun suçu değil.
L'école est fermée.
Beyaz olması onun suçu değil.
- C'est sa faute s'il est blanc?
Kabul edelim ki onun bebeği olamaz rahmi olmadığından, ki bu kimsenin suçu değil, Romalıların bile.
Admettons qu'il ne puisse pas faire d'enfant. Il n'a pas d'utérus. Ce n'est la faute de personne, pas même des Romains...
Bu onun suçu da değil zaten.
C'est pas sa faute non plus.
Bu onun şuçu değil.
Ce n'est pas sa faute.
Artık onların içine giremezsin. Bu onun suçu değil.
Je suis fou ou quoi?
Onun suçu degil.
Ce n'était pas de sa faute.
Ama kanun baskısına alınması da doğru olmaz. Düşünemeyen halkımız kendisini seviyor akıllarıyla değil ki, gözleriyle seviyorlar. Onun için suçu değil ona vereceğimiz cezayı ağır bulurlar.
Mais on ne peut le livrer à la loi car il est aimé de la foule inconséquente qui se fie moins à son jugement qu'à ses yeux et qui juge le châtiment du criminel mais jamais le crime.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]