English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ S ] / Siz değil

Siz değil traducir francés

3,531 traducción paralela
Hayır, siz değil.
Votre mère ira vous chercher.
- Siz değil, o.
- Pas toi, lui.
Siz değil, ben.
Pas vous... Moi.
Siz değil kızınız.
C'est pas vous. Mais votre fille.
Siz değil.
- Non. Pas vous, non.
Ama Bayan Hart'ı öneren siz değil misiniz?
Oui, mais vous avez vivement recommandé Me Hart. - Qui vous l'a dit?
Özellikle siz değil ama bazılarınız.
Pas forcément vous deux, mais certains d'entre vous.
- Konuştuğum kişi siz değil miydiniz?
- Ce n'est pas vous que j'ai eue?
Anlarsınız, eğer kanser olur... ve sonra sizi tedavi ederler... siz... siz hala hastalıkla ilgilenmeye devam edersiniz, değil mi?
Mais vous savez, si vous êtes atteint d'un cancer et que vous vous en sortez... vous... vous serez toujours intéressés par la maladie, non?
Siz Ruslar acınızı çekmeyi iyi biliyorsunuz, değil mi?
Ah non? Je traque les boîtes noires.
Siz ikiniz bunu herkesten daha iyi bilirsiniz, değil mi?
- Vous le savez mieux que personne...
Siz de geysiniz öyle değil mi?
Vous êtes tous les deux gay, n'est-ce pas Dr Gardner?
Siz de otuzların sonundasınız, değil mi?
n'est ce pas?
Siz Soo-ah'sınız, değil mi?
n'est ce pas?
Siz de bundan korktuğunuz için böyle davranıyorsun, değil mi?
C'est parce que vous craignez vous aussi une telle chose que vous restez ainsi en province, n'est-ce pas?
Siz de bunu yaptınız, değil ni?
Et c'est ce que vous avez fait, n'est-ce pas?
Hatta siz asiler bile öyle değil mi?
Même vous, les rebelles.
Siz Ali'nin arkadaşlarısınız, değil mi?
Vous êtes les amis d'Ali, non?
Ve bu hafta sonunu siz karşılıyorsunuz, değil mi?
Et les frais de ce week-end sont pour vous, correct?
O silah bana ait değil. Siz yerleştirdiniz onu.
Vous l'y avez mise.
Siz Axl Heck'in ailesisiniz, değil mi?
Vous êtes les parents d'Axl Heck?
Siz doktorsunuz, değil mi?
Vous êtes le Docteur, c'est ça?
Siz de bir şey görmediniz, değil mi?
Hein?
Sözünüzün arkasında duran adamlarsınız siz, değil mi?
Vous les gars vous vivez avec vos principes et tout, hein?
Ve buraya çıkanlar insan değil size göre siz burada sahneye çıkan insanları görmüyorsunuz, onların hepsi birer gıda.
Et ce que vous voyez, ce ne sont pas des gens, ce sont de simples outils.
Siz devlet gerzekleri hepiniz aynısınız değil mi?
Vous êtes vraiment tous les mêmes, n'est-ce pas?
Siz de arkadaştınız değil mi?
Vous êtes plutôt le bon copain non?
Siz küçük ağaç seviciler, hepiniz aynısınız, değil mi?
Vous petits écolos êtes tous les même, n'est-ce pas?
O hâlde, siz ve... Dan Traxler... değil mi?
Alors toi, et, Dan Traxler, hein?
Siz ikiniz ani satış yapıyorsunuz, değil mi?
- Vous deux, vous faites une vente flash, non?
Siz de onu görüyorsunuz değil mi?
Vous le voyez aussi, n'est-ce pas?
Ayrıca önemli de değil zaten. Çünkü siz o kadar yaşlanmadan önce, sonsuza kadar yaşamamızı sağlayacak sihirli robotları icat etmiş olacaklar.
Enfin bref, peu importe, car quand vous serez vieux, on aura inventé des robots magiques pour nous aider à vivre éternellement.
Ve siz de bunu hak ediyorsunuz, değil mi?
Et tu le mérites, pas vrai?
- Siz yanınıza güneş kremi alıyorsunuz, değil mi?
Vous avez pris de la crème solaire?
Kim Joo Won ve siz, hayatınızı böyle sergileyebiliyorsunuz, değil mi?
Kim Joo Won et vous... Vous avez dit que certains passages de votre vie étaient affichés comme cela.
Ben kazara bir hata yapmış olabilirim ama siz bunu kasten yaptınız, değil mi?
je suis navrée. Je l'ai fait exprès.
Siz National Geographic'densiniz, değil mi?
Vous êtes du National Geographic, c'est ça?
- Bu şeyi siz icat ettiğiniz, değil mi?
Vous avez créé ça, exact? - Oui.
Çünkü siz sadece bir şarkıcı değil, bir yıldızsınız.
Vous n'êtes pas qu'une chanteuse mais une étoile.
Siz olayı bildirirsiniz, değil mi? Sağlık görevlilerini bekleyeceğim.
Signalez-le, j'attends les secouristes.
Ama siz maskenizi asla çıkarmıyorsunuz, değil mi?
Vous n'ôtez jamais votre masque, n'est-ce pas?
Penguenler, siz tamir edebilirsiniz, değil mi?
Vous, les pingouins, vous pouvez le réparer, non?
O da gerçek değil ama sonuca bakın siz.
Non. Mais regardez ce qu'on a fait.
Siz de bestecisiniz, Bay Ewing, değil mi?
vous êtes aussi compositeurs, n'est-ce pas Μr. Εwіng?
Bir zamanlar siz de öyle değil miydiniz?
C'était la vôtre, jadis.
Siz aç değil?
Vous n'avoir pas faim?
Siz Oscar Platt'ın arkadaşısınız, değil mi? - Evet.
- Vous êtes un ami d'Oscar Platt, droite / /
Siz yetkilisiniz, değil mi?
Vous en faites partie, non?
Siz evli değilsiniz Bay Jansen, değil mi?
- Vous êtes marié, M. Jansen?
Onun bakımını siz üstleniyorsunuz değil mi?
- Vous êtes sa tutrice?
Siz belgesel için buradasınız, işin içine girmek için değil.
Tu filmes, t'interviens pas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]