English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Ç ] / Çok hoşuma gidiyor

Çok hoşuma gidiyor traducir francés

463 traducción paralela
- Çok hoşuma gidiyor.
Ça m'amuse.
Artık daha çok hoşuma gidiyor.
Je l'aime plus maintenant.
Çok hoş vakit geçirebiliriz. Ay ışığı var ve her şey çok güzel. - Ayrıca seninle olmak çok hoşuma gidiyor.
Il fait si bon, au clair de lune, et j'aime tant être avec vous.
Kokusu hala çok hoşuma gidiyor.
Je peux encore profiter de l'odeur.
bu çok hoşuma gidiyor.
Un homme a besoin de ce qu'il aime.
Daha önce de söyledin ama bu çok hoşuma gidiyor.
Tu l'as déjà dit, mais j'aime l'entendre.
Bugün herkes çok hoşuma gidiyor..
Je ne vois pas comment on pourrait éviter de nous aimer.
Seninle konuşmak çok hoşuma gidiyor Bawley amca.
J'adore vous parler, oncle Bawley.
Dizlerin gerçekten çok hoşuma gidiyor.
J'aime beaucoup tes genoux.
Ama gülmek çok hoşuma gidiyor. Ve...
Mais j'aime tant rire!
Ve kadınlarınız çok hoşuma gidiyor.
Et j'adore vos femmes.
Çok hoşuma gidiyor.
Cela me rend heureux.
Çünkü ense yapmak çok hoşuma gidiyor.
Se laisser dériver est agréable.
Çok hoşuma gidiyor.
J'attends nos nuits ensemble.
Onu çok iyi gözlemledim. Çok hoşuma gidiyor.
Je l'ai observée de très près, elle me plaît.
- Eşimin bunu duymasını istemiyorum ama güneşlenmek çok hoşuma gidiyor.
Ne le dites pas à ma femme, j'adore me faire bronzer.
Bu yönetici eğitim kursu için başvuranlarla mülakat yapmak çok hoşuma gidiyor.
Vous savez, j'adore interroger les candidats dans ces cours de gestion.
- Canlı halleri daha çok hoşuma gidiyor.
Je préfère quand elles sont en train de pousser.
Bunu yaptığında çok hoşuma gidiyor.
Quand tu fais ça, je me sens tellement bien.
Vollmer'in hayalleri benim daha çok hoşuma gidiyor.
La psychose de Vollmer me plaît de plus en plus.
O çok hoşuma gidiyor.
Elle vous plaît, David?
Biraz dolaşalım, gelin. Bu, çok hoşuma gidiyor.
Allons nous promener, ça me fera grand plaisir.
Bunu söylemek çok hoşuma gidiyor!
J'aime entendre ces mots-là.
Siz tam o kadınsınız, tam benim tipim. - Tanrım, çok hoşuma gidiyor!
Vous êtes une vraie femme, le genre qui...
Arkadaşlığın çok hoşuma gidiyor. Bırakmamı istiyor musun?
Viens, ça me fait plaisir.
Sıcak banyoda durmak çok hoşuma gidiyor.
J'adore barboter dans un bon bain chaud.
Çok hoşuma gidiyor burası.
J'adore, vraiment.
- Bu çok hoşuma gidiyor.
Ah, c'est plutôt ça.
Böyle konuşunca çok hoşuma gidiyor.
J'adore quand il nous parle comme ça.
Çok hoşuma gidiyor.
Je trouve ça génial.
Çok hoşuma gidiyor.
J'adore.
- Böyle konuştuğun zaman çok hoşuma gidiyor..
- J'adore quand tu parles comme ça.
Biliyorum. Sadece adının melodisi çok hoşuma gidiyor.
Alf, en général, on ne se coupe pas les ongles des pieds dans le salon!
Artı, itiraf etmeliyim ki o arabayı kullanmak çok hoşuma gidiyor.
En plus... il faut que je l'admette, j'adore la conduire. C'est vraiment classe.
Bunu daha önce denemiştim ve çok ilginçti. Tadı hoşuma gidiyor.
J'ai déjà essayé et c'est curieux... le goût n'est pas désagréable.
Buradan kasabaya bakmak hoşuma gidiyor. Çok farklı görünüyor.
J'adore regarder le village d'ici.
İkincisi, evimde güzel bir kız olması hoşuma gidiyor. Sadece kitap almaya geliyor ve çok da yavaş okuyor!
Et j'aime avoir une jolie fille chez moi, elle ne vient que pour me prendre un livre.
Niçin yerinden indirmiyorsun? Çünkü hoşuma gidiyor, Eva. Çok beğeniyorum.
Il me plaît à moi.
Hayır, sizi görmek hoşuma gidiyor, Bay Townsend, ama bu hafta çok sık geldiniz.
Oui, j'aime bien vous voir, mais vous êtes venu si souvent cette semaine que je...
Benliğinden çıkıp bazı şeyleri açıklaman hoşuma gidiyor. Lütfen. Her şey çok anlaşılır oluyor.
J'aime quand tu fais une parenthèse... afin de m'expliquer des choses Tout devient très clair.
Çok meşgul olmalısın, aşçı, muhasebe hemşire işini birlikte götürüyorsunuz. Hoşuma gidiyor.
Infirmière,  cuisinière, secrétaire...  Ça me plaît.
Ohh, çok hoşuma gidiyor.
- Je les aime beaucoup.
Evet, sıradan. Spot ışıkları altında pis bir yerde şarkı söylemek çok mu hoşuma gidiyor sanıyorsun?
Tu crois que j'aime chanter à moitié nue?
Ve böylesi daha çok hoşuma gidiyor.
Puis j'aime bien ça, moi.
Nedir ki o? Oh, Hoşuma gidiyor çok.
- Qu'est-ce que c'est?
Çok hoşsunuz. Ne olduğunu biliyorum ve hoşuma gidiyor. İncil'i alsanız da almasanız da sizinle sohbet etmek gerçekten çok hoştu.
J'ai été ravi de vous connaître et de vous aider dans votre choix, vraiment.
Eve döndüğümde her şeyi yerli yerinde buluyorum. Bu hoşuma gidiyor. Günü muayenehanede ve sonraki birkaç saati hastanede geçirmek çok yorucu.
Quand je rentre à la maison, tout est en ordre, et j'aime ça... parce que je suis fatigué après avoir passé une journée au cabinet... et deux heures à l'hôpital.
- Bu iş çok hoşuma gidiyor.
- J'adore.
Çok ısrarlı olduğun zaman hoşuma gidiyor.
J'adore quand tu as ces envies incontrôlables.
Bir kadının benimle ilgilenmesi hoşuma gidiyor ama bu çok saçma.
J'aime bien qu'on me coure après, mais là, c'est ridicule.
Yapılacak çok şey var. Çalışmak da hoşuma gidiyor.
Mais j'aime travailler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]