English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Ç ] / Çok yakındı

Çok yakındı traducir francés

1,084 traducción paralela
Babasının öldürüldüğü yere çok yakındı.
Tout près de l'endroit où son père a été assassiné.
Çok yakındık.
Très proches.
Çok yakındık.
On était très proches.
Çok yakındık!
On était si proches!
Bak Tom, sen Ellen'le hep çok yakındın.
Écoute, Tom, tu as toujours été proche d'Ellen.
Yakındı çok yakındı.
C'était limite. Oui, vraiment.
Bana da çok yakındı.
Il était proche de moi.
Baban ve ben çok yakındık.
Votre père et moi étions très proches.
- Biz hep çok yakındık, değil mi?
- On a toujours été proches, n'est-ce pas?
"Revir" çok dar bir yerdi,... rampaya çok yakındı.
Toute la machinerie de mort était basée sur ce seul principe :
Çocuklarla çok yakındı. - Kaç çocuk vardı? - Yüz civarında olabilir, hayatta olan.
Qui ne courait pas assez vite était battu à mort, par les SS.
Tanrım, çok yakındı.
Bon sang, c'était près.
Evet, ona çok yakındım.
- Oui. J'étais tout près de lui.
Çok yakındım!
Dans cette auberge...
Ve küçük kız kardeşim... lösemiden öldü. Çok yakındık çünkü küçük yaşta yetim kalmıştık.
Puis ma petite soeur est morte de la leucémie.
top alıp attılar... bir sürü top attılar. Çok yakındı.
Et une boule, beaucoup de boules, tac, tac, tout près de moi.
Kat... Bu çok yakındı.
Meurtrier...
- Lanet olsun, çok yakındı!
C'était de justesse!
- Çok yakındı.
Il était moins une.
Ama çok yakındı.
Mais le score était serré.
Bazen seni kıskandığımı itiraf etmekte bir sakınca görmüyorum. Frank mektuplarından çok zevk alırdı. Yazdığın bazı şeyler onun espri anlayışına çok yakındı.
Il m'est arrivé, je n'ai pas honte de le dire, d'être très jalouse de vous, parce qu'il aimait tant vos lettres et parce qu'elles correspondaient si bien à son sens de l'humour.
- Çok yakındı bu.
- C'était près!
Çok yakındım.
J'étais à ça.
İkiniz çok yakındınız.
Vous étiez si proches tous les deux.
Eskiden çok yakındık, ama onu yıllardır görmedim.
On était très proches mais je l'ai perdue de vue.
Biz küçükken seninle çok yakındık.
On était si proches, petits.
Connie, bu çok... Bu çok yakındı.
Connie, c'était tout près.
Sessizce yaklaştı, artık çok yakındı.
"Elle se retourna sans bruit, " et lui fit face.
Bu çok yakındı İyi misin?
C'était juste. Comment tu te sens?
Bir anlaşmaya çok yakındım.
Je devais conclure une affaire.
Kazanmaya çok yakındım.
J'aurais pu gagner.
Çünkü ahlaksız şeyler ve kirli şeyler birbirlerine çok yakındırlar. Seks ve yemek yemenin birlikteliği gibi.
Parce que, les petits coins cochons voisinent avec les petits coins sales, c'est vous dire que le sexe et la bouffe se tiennent.
Çok yakındırlar birbirlerine.
Ils sont très près.
Çok yakındı.
C'est passé près.
Söylemeliyim, yıllar önce çok yakındık, ama ben... Bence şimdi çok farklıyız.
On était très proches il y a des années, mais je pense qu'on est devenus différents.
Biliyorsun, ben düşünmüştüm ki biz birbirimize.... Biliyorsun, çok yakındık. Evlat, seni seviyorum.
Je croyais... qu'on devait être comme... je t'aime.
Çok yakındı.
C ´ était juste.
- Evet, ama başarmaya çok yakındı.
- Oui, mais il était à deux doigts.
Laura'yla çok yakındık ve bu korkutucuydu.
Laura et moi étions très proches. C'en était effrayant.
Hepimiz birbirimize çok yakındık.
Nous étions tous très proches.
Birbirimize çok yakındık.
On était si près.
Wow! Çok yakındı!
Il était moins une!
Birbirlerine çok yakındılar.
Elles out été tres proches.
kız kardeşim ve ben çok yakındık.
Quelle affreuse expérience!
Evimize, buradan kurtulmaya o kadar yakındık ki... Ve bunun için artık çok geç!
Assez pres de la maison pour la sentir, et maintenant elle est partie.
-... yakındığını duymamıştım. - Çünkü, Dr. Mulligan'ın hataları sayesinde, artık Daryl'in potansiyeli hakkında öncekinden çok daha fazla şey biliyoruz.
Parce que grâce aux erreurs du Dr Mulligan, on en sait plus sur le potentiel de Daryl qu'avant.
Çok yakındır. Lütfen benimle gelin.
C'est à côté.
Koç skor çok yakın olmazsa beni oyuna alacağını söyledi. Ama yakındı.
J'aurais joué si le score n'avait pas été aussi serré.
- Biz çok yakındık.
- On était si proches.
Yakındır bayan. Çok yakın.
Bientôt, madame, bientôt.
Gerçi biri çok yakındı.
Il était moins une!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]