Nun kızı traducir portugués
600 traducción paralela
Oğlun Joe'nun kızımdan uzak durmasını istiyorum.
Quero que o seu filho Joe fique longe da minha filha.
- Nasıl unutabilirim ki sen Sebo'nun kızısın.
Como posso esquecer que és a rapariga do Sebo?
Fernando'nun kızı.
É a filha de Fernando.
Bernardo'nun kızı.
A vagabunda do Bernardo.
- Sen Aristo'nun kızı mısın?
- És a filha de Aristo?
Gosaku'nun kızı.
Esta é a filha do Gosaku.
Bir sanatçının sonunu getiren şeyin onu işinden alıkoymak olduğunu Lorenzo'nun kızına hatırlatmama gerek yoktur herhâlde.
Não tenho que dizer à filha de Lorenzo... que um artista é destruído apenas quando é afastado do seu trabalho.
Frankie Ballou'nun kızıyım.
Sou filha do Frankie Ballou.
Ben Kashima Sayo'nun kızıyım.
Sou a filha de Kashima Sayo.
Takemura Banzo'nun kızıyım.
Sou a filha de Takemura Banzo.
Büyük ozan Poi Ming Lu'nun kızı mısın?
Você é a filha do grande Poi Ming Lu?
Sen burada, Halifax'ta talim ederken öteki çiftin uzaklarda, Paris'te Victor Hugo'nun kızıyla evleniyor.
Enquanto está em exercícios em Halifax, o seu duplo está em Paris e casa com a filha de Victor Hugo.
Victor Hugo'nun kızıyım.
- Sim. - Sou filha de Victor Hugo.
Haka Arakau'nun evindeki Kızılhaç balosu.
O Baile da Cruz Vermelha na casa de Haka Arakau.
Dutch, Joe'nun ABD'de bir kız kardeşi var, değil mi?
Dutch, o Joe tinha uma irmã algures nos Estados Unidos, não tinha?
- Adım hırsız Abu... hırsız Abu'nun oğlu, hırsız Abu'nun torunuyum. 10 erkek çocuktan en talihsiziyim gece gündüz açlık çekerim.
Sou Abu, o ladrão, filho de Abu, o ladrão, neto de Abu, o ladrão, o mais infeliz de 10 filhos, morto de fome dia e noite.
Rahmetli babasına karşı duyduğu şiddetli ve şuursuz kıskançlık Juan Montalvo'nun şiddetli ruhunda kalıcı, devasız rahatsızlığı peyda etmişti.
Um profundo e inconsciente ciúme de seu falecido pai... tinham criado uma permanente e incurável perturbação... no carácter violento de Juan Montalvo.
kız O'nun yeğeni.Kız ne yaptı, sana dert oldu mu?
É sobrinha dela. Que fez ela, arranjou alguma discussão?
O'nun Wheeler'in kız arkadaşı olduğundan memnunum.
Estou contente que ela seja a miúda do Wheeler.
Orası yedi kız kardeşin içinde tek çocuk olan Sebastio'nun büyüdü yerdir.
Foi onde Sebastião cresceu. Filho único, com sete irmãs.
Kızıl Deniz Yüzbaşısı yavaş bir yürüyüş sergiliyor. İngiliz Ordusu'nun gösteri yürüyüşü.
É o Capitão Malia... o Capitão do Mar Vermelho, que anda fazendo o "blow-march"... a marcha de desfile do Exército britânico.
Televizyon ekranınızın içinde belirginleşmeye başlayan bu bulanık dış plazma parçası Alfred Hitchcock'tur diriyi ölüden ayıran o büyük bariyerin yani Atlantik Okyanusu'nun ötesinden seslenmektedir.
Este pedaço nebuloso de ectoplasma... formando-se dentro da tela de seu televisor... é um tal Alfred Hitchcock... atravessando a grande barreira que divide os vivos dos mortos... o Oceano Atlântico.
Kızıl Ordu'nun askerisin!
Caluda!
New Mexico'nun göbeğinde, 20 yıldır görmediğim,... bir kar fırtınasının ortasındayız ve içim kıpır kıpır!
Estamos bem no meio do Novo México, dentro de uma nevasca violenta, do tipo que já não vejo há 20 anos e eu a reclamar!
Bu, Sör Hugo'nun manastırda kızı öldürmek için kullandığı hançer.
Este é o punhal que Sir Hugo utilizou para assassinar a rapariga na Abadia.
Borneo'nun en vahşi ormanında çırılçıplak bir kız varmış. Üzerinde sadece dans ayakkabısı ve şapka bulunuyormuş.
Ela estava no meio da selva virgem de Bornéu, nuinha da silva, â excepção dos sapatos de bailarina e do chapéu.
Chino, Tony ve Bernardo'nun kız kardeşi hakkında konuşuyormuş.
Ouvi o Chino a falar aos Tubarões do Tony e da irmã do Bernardo.
- Bernardo'nun kız kardeşi lütfen.
- A irmã do Bernardo?
Ancak aslına bakarsanız, sadece ilgimi çekiyor, bilirsiniz işte... Modern Bankacılık prensipleri ve korsanlık tarihi,.. ... Orozco'nun resimleri,..
Mas a verdade é que eu estou de facto interessado, sabe, nos princípios da finança bancária, na história da pirataria, nas pinturas de Orozco, no moderno teatro francês, no factor de jurisprudência na administração da Máfia,
Perkins Okulu'nun onuru sana bağlı. Başarısızlık olasılığını göze alamayız.
o que te salvou mais de uma vez na Perkins foi que não há outro lugar para enviar você.
Ancak Canterbury Başpiskoposu'nun topraklarımızın içinde olduğuna dair herhangi bir haber almadık.
Ninguém relatou ter visto o Arcebispo de Canterbury.
Biz beraberiz. Ringo'nun kız kardeşiyim.
Eu estou com eles, sou irmã do Ringo.
Ya Clouseau'nun dediği gibi kız masumsa?
E se ela estiver inocente, como diz o Clouseau?
O'nun dediklerini iyi dinle. Çünkü O'na karşı kılıçların faydasız kalacak.
Ouve bem o que ele diz... pois tuas espadas não farão nada contra ele.
Gringo'nun kızını hala istiyorsan şansını dene.
É a tua chance.
Evet, sana Hanu'nun farklı bir kızılderili olduğunu söylemiştim.
Eu disse-lhe. Hanu é um tipo diferente de índio.
İnka İmparatorluğu'nun,.. ... İspanya tarafından fethi ve yağmalanmasının ardından Kızılderililer "El Dorado" efsanesini yarattılar Amazon nehrinin memba kesimlerindeki bataklıklarda bulunan bir altın diyarını.
Após a conquista e saque dos incas pelos espanhóis... os índios, na miséria, criaram a lenda do Reino de El Dorado... que ficaria nos pantanosos afluentes do rio Amazonas.
Bu kişiler yiyecek sağlamanın yanı sıra, düşman Kızılderililer ve El Dorado'nun yeri hakkında istihbarat sağlayacaklar.
Esses homens terão a tarefa... de procurar comida e informação acerca de índios hostis e sobre a localização exacta do El Dorado.
Enzo'nun ülkede kalıp, kızınla, evlenmesini istiyorsun.
Quer que Enzo fique neste país, e que sua filha se case.
Şimdi yoldaşlar, büyük bir günün en büyük anı bu anda, tekrar hoş geldin diyoruz Rusya'nın büyük bir kahramanı, Kızıl Ordu'nun kurucusu Lenin'in en iyi dostu Lev Davidovich Troçki!
E agora, camaradas, o grande momento de um grande dia, o momento em que vos peço para acolherem o regresso de um dos grandes heróis da Rússia, criador do Exército Vermelho, o melhor amigo de Lenine, Lev Davidovich Trotsky!
Kızıl Ordu'nun gücü hakkındaki şüpheler Rus kamuoyunda da artmaya başlamıştı.
As dúvidas quanto à força do Exército Vermelho aumentavam dentro da própria Rússia.
Kızıl Ordu'nun kendi toprakları üzerinde değil düşman topraklarında savaşacağı ve ilk kurşunu orada atacağı söylenmişti.
Disseram que o Exército Vermelho nunca lutaria no seu território. Que o primeiro tiro seria dado em território inimigo.
Fernando'nun, kızların ve benim bulunduğumuz, hayatta kalmaya çabaladığımız bu uzak noktada, hâlâ dua ediyorum.
Ainda rezo por isso, neste remoto lugar onde o Fernando, as raparigas e eu, tentamos sobreviver.
Batılı diplomatların Dışişleri Bakanı Molotov'a Kızıl Ordu'nun kahramanlıklarını takdir etmelerine rağmen ikinci bir cephenin henüz işe yaramayacağını söyledi.
Molotov, o Ministro dos Negócios Estrangeiros, ouviu dos diplomatas ocidentais o quanto admiravam o heroísmo do Exército Vermelho, mas uma segunda frente ainda não era praticável.
Kızıl Ordu'nun Avrupa'da 300 tümeni vardı.
O Exército Vermelho tinha 300 divisões na Europa.
Kiracınızın, Victor Hugo'nun öteki kızı olduğunun farkında mısınız?
Deu-se conta que a sua hóspede é a segunda filha de Victor Hugo?
- Siz de Don Francisco'nun kız kardeşi olmalısınız.
Vocé deve de ser a irmã do Dom Francisco.
- Siz de Don Francisco'nun kız kardeşi olmalısınız.
- Não, vocé é que deve ser a irmã.
- Hayır, siz Don Francisco'nun kız kardeşi olmalısınız.
- Não, vocé deve ser a irmã dele.
- Hayır, siz Don Francisco'nun kız kardeşi olmalısınız.
- Não, vocé é que deve ser a irmã.
Hayır, sen Don Fransisco'nun kız kardeşisin.
- Não, tu és a irmã do Dom Francisco.
kızım 866
kızı 63
kızıl 90
kızın 46
kızınız 24
kızılderili 47
kızım nerede 44
kızıl saçlı 27
kızın mı 25
kızılderililer 89
kızı 63
kızıl 90
kızın 46
kızınız 24
kızılderili 47
kızım nerede 44
kızıl saçlı 27
kızın mı 25
kızılderililer 89
kızım mı 20
kızıl haç 24
kızıl ordu 26
kızıl farekulağı 20
kızı bırak 28
kızınız mı 18
kızı rahat bırak 18
kızı mı 18
kızıl haç 24
kızıl ordu 26
kızıl farekulağı 20
kızı bırak 28
kızınız mı 18
kızı rahat bırak 18
kızı mı 18