Bu sadece bir oyun traducir ruso
125 traducción paralela
Bu sadece bir oyun.
Я только действую по плану.
Sonuçta bu sadece bir oyun.
Это всего лишь игра.
Bu sadece bir oyun, durma ateş et.
Это всего лишь игра.
Yani bu sadece bir oyun mu?
Значит, это игра?
Bu sadece bir oyun. "
Это просто игра ".
Ağrısız "Ne önemi var? Bu sadece bir oyun mu?" dedi. Hem de poker için?
Добряк сказал, что покер - это просто игра?
Bu sadece bir oyun.
Это просто клиент.
Yeter düşündünüz. Aptal olmayın. Bu sadece bir oyun.
Идемте, не будьте дураком, скажите себе, что это - игра, не драматизируйте...
Bu sadece bir oyun, dostum.
Это просто игра, чувак!
John, bu sadece bir oyun.
Джон, это игра.
Bu sadece bir oyun!
Это всего лишь игра!
Bu sadece bir oyun.
Это просто игра.
Ve Dodge, unutma... Bu sadece bir oyun.
И помните, Додж, это только маневры.
Bu sadece bir oyun.
Это всего лишь игра.
- Bu sadece bir oyun, Bagger.
Это просто игра.
Bu sadece bir oyun, Junuh.
Это просто игра, Джуну.
- Bu sadece bir oyun Focker!
Это всего лишь игра, Трахер.
Sakin olun, bu sadece bir oyun, tamam mı?
- Успокойтесь, это же игра, понятно?
Bu sadece bir oyun. Yarın çıkmış olacağız.
И ты можешь уйти, если захочешь.
Bu sadece bir oyun, Tuvok.
Это просто игра, Тувок.
Bu sadece bir oyun.
Мы же играем.
Bu sadece bir oyun.
Все это только игра.
- Bu sadece bir oyun. - Bizden biri.
- Это всего лишь игра.
Bu sadece bir oyun!
Это просто игра!
Ama bu sadece bir oyun.
Но это просто игра.
Sahnede birini vurup sonra seyirciye "Bu sadece bir oyun!" diyemezsin, değil mi?
Но ты ведь привык к этому. Когда ты кого-нибудь убиваешь на сцене, ты же не кричишь публике : "Да нет, это просто игра"!
Bu sadece bir oyun Tom.
Том, это всего лишь игра...
Yani bu oyun sadece bir şaka mıydı?
Вы хотите сказать, что это была просто шутка?
Bu savaş sadece bir oyun.
Эта война — всего лишь игра.
Bu oyun... bu oyun, sadece tasarımı ile bile kibirli bir oyun.
Гольф это надменная, элитарная игра, и она занимает слишком дохуя места в этой стране, слишком дохуя места в этой стране. Это высокомерная игра даже только по своей сути.
Bu sadece Benjamin'le oyun oynamak için bir bahane.
Это только оправдание, чтобы сыграть с Бенджамином. Митсуя обыграл его вчистую в прошлом году.
Bu yüzden şimdi Andy onlara bunun sadece bir oyun olduğunu açıklayacak.
Поэтому Энди сейчас скажет им, что это была шутка.
Bir keresinde Bagger'ın söylediği gibi, bu bir oyun kazanılamaz, sadece oynanır.
Как говорил Баггер, в этой игре не выиграешь, только играя в нее.
Bu sadece cinsel ilişki için oynadığımız bir oyun.
Ага. Это просто маленькая интимная игра.
Bu özel bir oyun, sadece davet edilenler için.
Это приватная комната, только для приглашенных.
- Bu bir oyun, sadece bir oyun.
Это игра. Это всего лишь игра, милая. И это тоже.
Bu sadece bir oyun.
Это же всего лишь игра.
Bu sadece Teddy ile oynadığımız bir oyun.
Да это такая игра, в которую мы с Тэдди играем.
İşte şimdi buradayım, bu sadece boş bir oyun Bu sahte kahkahalar beni daha güçlü yapar
И пускай то, как жил я раньше кажется вам смешной игрою, но даже в той игре простой я знаю что победить смогу легко я
İşte şimdi buradayım, bu sadece boş bir oyun
Здесь находясь, я знаю точно : в играх моих совсем нет смысла
İşte şimdi buradayım, bu sadece boş bir oyun
Здесь находясь я знаю точно в играх моих совсем нет смысла
Bu sadece bir oyun olsa bile, Çalı Kaşlı çok yumşak davranıyor.
Как такое произошло? Хм?
Sadece bir oyun bu. Bir oyunda benimle evlenerek servetimizi alamaz.
Он не сможет получить наследство, если женится на мне во время пьесы.
Sana şunu söylemeliyim. Bu riskli bir oyun çünkü becermek sadece öylesine bir şey değil. O olayın tamamı.
Я вам так скажу опасная это игра, ибо "траханье" не часть чего-то.
Bu sadece güzel, dostça bir oyun, biraraya gelmek için bahane.
Так что... да нет, просто дружеский матч, повод всем собраться.
Bu onlarla oynamam gereken bir oyun sadece.
Это игра, в которую мне приходится с ними играть.
Sonuçta oyun bu, bir önemi yok, sadece hoş vakit geçiriyoruz.
Я просто получаю удовольствие от игры.
Ruhsal açıdan beni yansıtır. Ancak sosyal hayattaki kısıtlamalar nedeniyle.... bu kişiliği ortaya çıkaramıyorum. Böylece, bunun sadece bir oyun, sanal dünyadaki bir persona olduğunu bildiğim için... orada daha dürüst davranabiliyorum.
Страх был настолько силен, что жертвы, те, кто должен был сознаваться, просить для себя смертной казни и так далее, были лишены даже самого малого достоинства, поэтому они были похожи на марионеток, вели диалоги,
Bu sadece bir oyun.
Это прости игра.
Bu senin için sadece bir oyun.
Я поняла. Для тебя это всего лишь игра.
Bu oyun sadece bir uyarlama.
Эта пьеса - конечно упрощение.
bu sadece başlangıç 61
bu sadece 212
bu sadece bir rüya 16
bu sadece bir başlangıç 18
bu sadece bir formalite 16
sadece bir oyun 25
bir oyun 38
bir oyun daha 18
bu sabah 343
bu sabah nasılsın 16
bu sadece 212
bu sadece bir rüya 16
bu sadece bir başlangıç 18
bu sadece bir formalite 16
sadece bir oyun 25
bir oyun 38
bir oyun daha 18
bu sabah 343
bu sabah nasılsın 16
bu sana 142
bu şarkı 23
bu saçmalık da ne 22
bu sana ders olsun 23
bu saçmalık 450
bu sayede 46
bu saatte 37
bu saatte mi 92
bu şartlar altında 79
bu sabah geldi 27
bu şarkı 23
bu saçmalık da ne 22
bu sana ders olsun 23
bu saçmalık 450
bu sayede 46
bu saatte 37
bu saatte mi 92
bu şartlar altında 79
bu sabah geldi 27
bu sahte 24
bu saçma 71
bu sanki 45
bu sana bağlı 53
bu sabah mı 20
bu sayılmaz 22
bu şaka değil 41
bu sana kalmış 47
bu şahane 17
bu savaş 27
bu saçma 71
bu sanki 45
bu sana bağlı 53
bu sabah mı 20
bu sayılmaz 22
bu şaka değil 41
bu sana kalmış 47
bu şahane 17
bu savaş 27