English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ N ] / Nefes alın

Nefes alın traducir ruso

699 traducción paralela
Nefes alın. Şimdi biraz daha derin.
Дышите глубже.
Derin nefes alın.
Сделайте глубокий вдох.
Nefes alın.
Сделайте вдох.
Nefes alın.
Дышите.
Nefes alın. Derin derin içinize çekin.
Дышите глубже.
Nefes alsın bir kadın. Nefes alın Bayan Filuména.
Донна Филумена, вашу руку, я помогу вам выйти.
Kenarları, Forcelli'yi, siyah mahkemeleri duman içinde, yazın nefes alınmayan yerleri?
Форчелла, Трибунали, Паллонетто.
- Oturun ve derin nefes alın.
Сядьте, дышите глубоко, пожалуйста. Я не ослышался?
Bildiğim kadarıyla dakikada bir kez nefes alınıyor.
Как я понимаю, вы дышите раз в минуту.
Bir nefes alın.
Дайте друг другу вздохнуть.
Derin derin hızla nefes alın.
Дышите ровно.
Şimdi derin bir nefes alın.
Теперь глубокий вдох.
Derin nefes alın bayım.
Дышите глубже, сэр
Derin nefes alın.
Дышите глубоко.
"Derin nefes alın."
"Дышите глубже".
"Derin nefes alın."
"Дышите глубже!"
Derin bir nefes alın.
Сделайте глубокий вдох.
Tamam, nefes alın.
Все в порядке. Дышите.
Derin, temiz bir nefes alın.
Вдохните глубоко.
Acısız nefes alabilmenin en güzel şey olduğunu biliyorum. Ölünce nefes alınmadığını da...
Я знаю, что мысль... о дыхании без боли похожа на пребывание в раю... и когда ты мёртв, ты не дышишь... так...
"Derin bir nefes alın."
Вдохните поглубже...
- Nefes alın!
- Дышите!
Bir! İki! Derin bir nefes alın!
Делаем глубокий вдох.
Nefes verin! Derin nefes alın!
Полный выдох.
Nefes alın, nefes verin.
¬ дохните. ¬ ыдохните.
Normal nefes alın arkadaşlar.
Дышыте нормально, пацаны.
Kışın yağmurdan, yazın da tozdan nefes alınmazdı.
3имой - дождь и слякоть, а летом невозможно дьшать от пьли.
Bunu yaptıktan sonra, derin bir nefes alırsın ve ortaya şu çıkar...
Потом делаешь глубокий вдох, освобождаешь горло... и получается...
Ama benim yaşımdayken, o umut nefes bile alıyorsa şanslısın.
Но в мои годы хорошо, если хоть помнишь такое слово.
Sadece nefes alışlarını dinliyordum.
Просто слушаю твое дыхание.
Şimdi, derin derin nefes alın.
Глубохо вдохните.
Nefes alın... Rahatlayın, derin derin nefes alın, gözlerinizi kapayın.
Расслабьтесь.
Nefes alıyordu, iki gözüm önüme aksın ki!
Она дышала, я клянусь вам.
O günden beri de, arayıp nefes alıp verişini dinleten ya da sessiz telefonlar eden birisinden telefonlar aldığını polise bildirmiş.
И с тех пор она сообщила нам о нескольких инцидентах вроде навязчивых звонков, анонимных звонков.
Michael'ın 2.000'e inmesini sağladım. Belki biraz nefes alırsın.
Я попросил Майкла скинуть до двух тысяч, время тебе выиграл.
Genç ve kanatsız larva su birikintisinin dibinde büyürken tüysü solungaçlarla nefes alır ve suda yaşayan diğer küçük canlılarla beslenir. Ta ki onlar için de bir kamışın üzerine tırmanıp kanatlarını açmanın zamanı gelen kadar.
Их молодые, бескрылые личинки будут расти на дне водоема, дыша через перистые жабры и питаясь другими маленькими живущими в воде существами пока для них не настает время подняться вверх по тростнику и расправить свои крылья.
Karım çok iyi nefes alıyordu. Sınıfımızın en iyisiydik.
А жена великолепно дышит.
Nefes alın.
Вдох.
Aç ağzını, öhö öhö de... Sırtını aç, nefes al...
Открой рот, покашляй, подыши...
Sarek. Skon'un çocuğu Solkar'ın çocuğu oğlunun bedeni hâlâ nefes alıyor.
Сарек... сын Скона, сын Солкара... тело твоего сына все еще дышит.
Buna ( Hinduizm'de ) Brahma'nın nefes alışı ve nefes verişi denildi
Это известно как вдох и выдох Брахмана.
Daha zor nefes alırsın.
У тебя появляется одышка.
Nefes alışını duydum, adi herif!
Я слышу твоё дыхание, скотина!
Ağırlıklarını at. Yavaş nefes alırsın.
Дыши экономно!
Tamam, şimdi nefes alın.
Правильно.
Pekala herkes derin nefes alıp biraz rahatlasın.
Все глубоко вдохнули, расслабили сфинктеры.
Nefes alıp sonuna kadar vereceksin ve yeniden karnından nefes alacaksın.
Когда выдыхаешь, и дойдёшь до этой точки, сжимаешь здесь.
Şarabı bardağın içinde iyice çalkalarken, aynı zamanda derin ve uzun bir nefes alıyoruz.
И энергично покрутив вино в стакане, глубоко и полно вдыхаем.
Fethettiğim kadınların hiçbiri, hâlâ nefes alıp almadığımı kontrol etme zahmetine girmedi.
Ни одна из моих подруг не удосужилась узнать, жив ли я ещё.
Kafanızdan maskeyi geçirin ve normal şekilde nefes alın. " Tabi canım.
Кислородная маска упадёт перед вами.
Çocuğu bırakın. Hala nefes alıyor.
Фрэнки, оставь парня в покое.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]