English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ S ] / Silahsız

Silahsız traducir ruso

806 traducción paralela
Bu yüzden, bir sakıncası yoksa, Bay Paebody'i yalnız ve silahsız görmek istiyorum.
Посему, если Вы не возражаете, я повидаюсь с мистером Пибоди один и без оружия.
Silahsız geldin.
Вы вошли сюда без оружия.
Yani silahsız adamları vuracak mısın, Baba?
- Вы готовы убивать безоружных?
Silahsızlanmamızı istiyorsun.
Вы просите нас разоружиться.
Silahsızlanırsak, toprağımızı nasıl geri alır ve koruruz?
Как мы вернем нашу землю и как будем ее защищать без оружия?
- Bu adam silahsız.
- Этот человек безоружен.
Seni silahsız da alt edebilir eğer gerekirse...
Он и без оружия справится, если будет охота...
- Yüce efendimiz, batı sahili açıklarına muazzam bir filo yaklaşmış. Bizden de pek çok asker düşmanı püskürtmek için kıyıya toplandı, ama hepsi tedirgin, gönülsüz, kararsız ve silahsız.
У западного берега флот сильный появился, и туда неверные друзья толпой бегут.
Silahsız adamları öldürmek mi?
Убивать безоружных людей?
Silahsızım.
Я безоружен.
Gece saat üçte, üç silahsız adamınla muhafız kulesinin önüne gel, anladın mı?
К трём часам можешь подходить... с тремя невооружёнными людьми к будке стражника. Понял?
Ağır silahsız bu lanet savaşı nasıl yaparım?
Ну как вести эту чёртову войну без этой чёртовой артиллерии?
Silahsız olduğumu görürler.
Они увидят что я безоружен.
Yarısı silahsız savaşıyordu ve liderlerine güvenmiyordu.
Половина шла в бой без оружия. Вели их те, кому они не верили.
Gördüğünüz gibi ben silahsızım.
Как видите, я не вооружен.
Sensörler silahsız olduğunu bildiriyor.
По данным сканеров он не вооружён.
Morok'ların ışın silahı olduğunu biliyorum ve bizim silahsız olduğumuzu da ama bizim tek şansımız saldırmak bunu bırakmak daha büyük bir risk.
Я знаю, что у мороканцев есть лучевое оружие, а мы безоружны, но наш единственный шанс - нанести удар! Ну, чем дольше мы откладываем это, тем сильнее риск.
Kabul etmek hoş değil fakat bizim tarafımız zayıf ve silahsız.
Неприятно признавать, но наше сопротивление слабо и безоружно.
Şatodaki bütün silahsız hayaletler zan altındadır.
И отныне любое привидение в этом замке будет немедленно арестовано именем закона.
Bu katliama sadece bir kişi engel olabilirdi. Ama bu adam arkadaşlarını silahsız bırakıp gitmeyi tercih etmiş.
Один человек мог бы не допустить эту бойню, но он просто бросил своих друзей.
Silahsız bir halde Metronluların " Gorn dedikleri bir yaratıkla karşı karşıyayım iri yarı bir sürüngen yaratık..
Безоружный, я столкнулся с существом, которого метроны зовут "Горном". Большой, похож на рептилию.
Silahsız ve çaresiziz. Onun oyununu oynayarak Enterprise'la kaçabilmek tek ümidimiz.
У нас нет ни оружия, ни силы, а чтобы сбежать отсюда на "Энтерпрайзе", мы должны играть в его игры.
Gördüğüm kadarıyla silahsız askerler bölüğünde yapmışsınız.
Вы никогда не служили. - Когда мы будем обедать?
Yalnız geldi, silahsız.
Он пришел один и без оружия.
Ahududu karşısında silahsız öz savunma nasıl yapılır?
Как защитить себя от малины - без оружия.
Silahsız dövüşte kaplanın avantajı ahududuları taşıyan düşmanı yemekle kalmaz ahududuları da yer.
Огромное преимущества тигра в безоружной битве, это - То, что он не только съедает врага, вооруженного малиной, Но, он также съедает и малину.
Silahsızım.
Я не вооружен.
Silahsız erkek, tam erkek değildir.
Да, мужчина без оружия - не мужчина.
Silahsızım!
Я не сломлен!
Onu silahsız yollayamazsın.
Ты не можешь бросить его без оружия.
O çiftçiler silahsız gezer. Bunu bilirsin, şerif.
Шериф, вы же знаете, что фермеры не носят оружия.
Neden başka bir eylem tarzı düşünmüyorsun? Mesela, ambarda beklesen, böylece biz de seni silahsızlandırırız.
Например, облететь планету?
Bombayı silahsızlandırmamız lazım.
Нужно полностью обезвредить бомбу.
Bu yüzden oraya silahsız gitmiştim.
Для того я пустил его безоружным.
Hangi asker iki silahsız adamın hakkından gelemez, hem de kendi karargahında?
Какой солдат позволяет двум невооруженным заключенным пересилить его в его собственном штабе?
Silahsız olarak oraya gelmek istiyorum.
Я сам приду, без оружия.
- Silahsız olmaları için de dua et.
И молись, чтобы у них не оказалось бластеров.
Lazer jeneratörlerini çıkar ve silahsız kal!
нежоятысоу тис цеммгтяиес йаи лета... леиме аопкос!
Hayır, silahsız bir geminin herhangi bir savaşçı tarafından kovalanmasını istemem.
╪ ви, дем лоу аяесеи ма бкепы аопко сйажос ма йатадиыйетаи апо лавгтийо.
Burası silahsız bir gemiyi getirmek için çok kötü bir yer.
ха гтам поку йайг епикоцг ма жеяы еды ема аопко пкоио.
220 silahsız sivil gemiyi korurken bir askeri çarpışmanın sorumluluğunun tam olarak farkında mısın?
йатакабаимеис тоус йимдумоус аутгс тгс стяатиытийгс суцйяоусгс емосы пяостатеуоуле 220 амупеяасписта покитийа пкоиа ;
Mahkumları salıverip silahsız barış elçileri ile birlikte Lunar Yedi'ye geri dönmek istiyorlar.
епихулоум тгм апекеухеяысг тым аивлакытым йаи тгм пяоетоиласиа лиас аопкгс еиягмийгс апостокгс поу ха епистяеьеи лафи тоус сто жеццаяи 7.
9 kişi ve silahsız.
Девять парней, без оружия.
Ben silahsızım.
Я безоружен.
Silahsız bir köye roket bombalarıyla saldırdılar. Ve 4000 savunmasız, masum ve barışsever Okyanusya vatandaşını öldürdüler.
Они атаковали беззащитную деревню ракетными бомбами... и убили 4'000 беззащитных, невиновных... и мирных жителей Океании.
Bir blues'cu asla silahsız dolaşmaz bayım.
Блюзмен никогда не отправиться в дорогу без оружия. Нет, сэр.
Görüyorsun silahsızım.
Я не вооружен.
Çaresiz ve silahsız halk, yaklaşan vahşetten kaçıyordu.
Беспомощные и безоружные толпы бежали от надвигающегося ужаса...
Sadece gafil değil, tamamen silahsız avlayacağız.
He тoлькo вpacплox, нo и aбcoлютнo бeзopyжныx!
Lazer jeneratörlerini çıkar ve silahsız kal! Hazır olduğunda kalk.
пяосцеиыхеите отам еисте етоилос.
Silahsız olmak bizim kanunumuza karşı.
коипом, гяхе то текос тгс донас лоу.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]