A lot more traduction Turc
7,746 traduction parallèle
We're gonna have to do a lot more than that.
Ondan daha fazlasını yapmamız gerekecek.
With all due respect, got a lot more experience dealing with these monsters than you do.
Saygısızlık etmek istemem ama o yaratıklarla mücadele konusunda senden daha fazla deneyimim var.
Maybe a city where you could go pro. They pay a lot more for each fight.
Belki de profesyonel olabileceğin, dövüş başına daha fazla kazanabileceğin bir şehir.
A lot more good than bad.
Güzellikleri kötülüklerinden fazla olan bir geçmişimiz.
You start down here and you're not aware of anything, then you go up here and you're a lot more aware of who you are, your spirituality, your relationship to others.
"27 yıl üye oldu, en yüksek ruhsal seviyeye erişti." Aşağıdayken bilinçli seviyede değilsin. Sonra yukarı çıkınca, kendinin daha bilincinde oluyorsun.
I think Donaldson has a lot more to do with this than we thought, so I'm gonna go see his son in the psychiatric hospital, and then I'll be back in a couple hours.
Bence Donaldson'ın bu işte sandığımızdan daha fazla rolü var o yüzden oğlunu hastanede ziyarete gidiyorum, birkaç saate dönerim.
But being here... I understand a lot more about what it means to be a family.
Ama burada olunca aile olmanin anlami hakkinda birçok seyi anliyorum.
You know I'm a lot more persuasive when I get what I want.
İstediğimi elde ettiğim zaman daha ikna edici olduğumu bilirsin.
And then he started coming around a lot more after that.
Sonra daha sık uğramaya başladı.
It would be a lot more than I make now.
Şuan ki kazandığımdan daha fazla kazanmış olurdum.
You're a fun dude and a lot more.
Eğlenceli adamsın ve daha bir çok özelliğin var.
It cost a lot more than that.
Ondan çok daha fazlasına mal oldu.
You're gonna be losing a lot more than that signal.
Bu sinyalden fazlasını kaybedeceksin.
Which means we have a lot more suspects.
Bu da demek oluyor ki ; bir sürü şüphelimiz var.
You lost a lot more than that.
Bundan daha fazlasını kaybettin.
You seem to be a lot more
Biraz daha şey görünüyorsun...
We know there's a lot more to it than that.
Hepimiz çok daha fazlası olduğunu biliyoruz.
It'll take a lot more to bring her down.
Onu öldürmek için biraz daha fazlası gerekebilir.
You probably know a lot more about this stuff.
Muhtemelen bu işlerden iyi anlıyorsundur.
And the only way for the book to sell out involves a lot more work from you- - more interviews, more lectures, personal appearances.
Kitabın satmasının tek yolu da daha fazla çalışmanız. Daha fazla röportaj, daha fazla konferans, kişisel görünüm.
Yes, that there's a hell of a lot more to Shana's trip than we know.
Evet, artık Shana'nın seyahatinin seyahatten daha fazlası olduğunu biliyoruz.
We've actually been spending a lot more time back here since I opened the new place.
Aslında yeni mekânı açtığımdan beri burada daha çok vakit geçirir oldum.
You're gonna have to do a lot more than just kidnap a marionette and torch a few logs for us to tell you everything.
Sana her şeyi anlatmamız için, kukla kaçırmaktan ve odun yakmaktan daha fazlasını yapman gerekiyor.
But, this way, it'll mean a lot more money each week.
Ama, ikisini de yaparsam, daha fazla para kazanabilirim.
I know a lot more than you do.
Senin bildiğinden daha çok şey biliyorum.
I'm dating a new guy who makes a lot more money than Dave.
Dave den çok daha fazla para kazanan biriyle çıkıyorum şu an.
And because of that, Julie's gonna be making a lot more Humanichs.
Ve bu nedenden dolayı Julie daha fazla Humanich yapmaya başlayacak.
You'll be seeing a lot more of that.
Evet, efendim. Bundan daha fazlasını göreceksiniz.
That photograph you took means a lot more to me than it does to you.
Çektiğin şu fotoğraf bana sana ifade ettiğinden çok daha fazla şey ifade ediyor.
You know, this would be a lot more fun if I had some...
Eğer içecek bir şeyler olsaydı bu çok daha eğlenceli ol...
Metal would have caused a lot more damage.
Metal çok daha fazla zarar verirdi.
Well, I've done a lot more for a lot less.
Çok daha azı için çok daha fazla şey yapmışlığım var.
She, uh, she takes everything in a little differently since being baptized- - a lot more observant.
Bu aralar her şeyi biraz farklı algılıyor. Vaftiz olduğundan beri daha bir gözlemci oldu.
That's a hell of a lot more than last time.
Geçen seferkinden daha fazla.
This looks like a lot more than the $ 5,000 you started with.
Başladığın beş bin dolardan çok daha fazlası.
Sounds like a lot more than one.
Bir taneden daha fazla gibiler.
Oh, I'll do a lot more than a little more! I'll do some.
Biraz dahadan çok daha fazlasını yapacağım!
Keep your mouth shut... or you're gonna have a lot more than a curse to worry about.
Çeneni kapatmalısın yoksa lanetten daha fazla endişelenmen gereken şeyler olacak.
A lot more than you think
- Düşündüğünden fazlasını.
You're gonna be home a lot more, you want a cat?
Uzun süre evde kalacaksın, kedi ister misin?
Yeah, well, there's a lot more toes than usual tonight.
Evet, bu akşam o sınırlar normalden biraz daha fazla aşıldı.
He took a lot more than just guns.
Silahtan daha fazlasını almış.
Usually isn't, but you've been hiding a lot more than you've been sharing ever since you showed up.
Genellikle değil, ama sen gösterdiğinden daha fazlasını içinde saklıyorsun.
- It's a lot more than that.
- It bundan daha fazlası var.
There's a lot more to do.
Daha yapacak çok iş var.
All I'm saying is, $ 15 a day means a whole lot more to those men than it does to this enterprise.
Tek söylediğim, günde 15 dolar bu teşebbüse olduğundan çok daha fazla şey ifade ediyor bu adamlara.
There's a whole lot of us who would love nothing more, Colonel.
Bunu isteyen çok kişi... -... olduğunu söyleyebirim Albay
Well, at least I'm creating a life for myself, which is a whole lot more than I can say for you.
Hiç olmazsa kendime göre bir hayat yarattım. Sende bu kadarı da yok.
A lot of them out there right now - - killers, fighters, thieves, some more peaceful than others.
Birçoğu şu an oradalar. Katiller, dövüşçüler, hırsızlar. Bazıları diğerlerinden daha huzurlu.
But that report says I did a whole lot more, and there's forensic whats-its, and I...
Ama rapor, daha fazlasını yaptığımı söylüyor. Adli tıp da...
Oh, we can arrest him for a whole lot more if we tie him to the shooting of a federal agent.
Federal bir ajanı vurmakla olan bağını anlayabilirsek onu çok uzun süre için tutuklayabiliriz.
a lot has happened 22
a lot 1589
a lot of people 80
a lot of things 80
a lot of work 19
a lot of money 87
a lot of times 55
a lot better 53
a lot of fun 24
a lot of 45
a lot 1589
a lot of people 80
a lot of things 80
a lot of work 19
a lot of money 87
a lot of times 55
a lot better 53
a lot of fun 24
a lot of 45
a lot of the time 18
a lot of it 93
a lot of stuff 16
a lot of blood 23
a lot of them 83
a lot worse 20
more 1904
moreno 58
moretti 68
moreau 46
a lot of it 93
a lot of stuff 16
a lot of blood 23
a lot of them 83
a lot worse 20
more 1904
moreno 58
moretti 68
moreau 46
morello 30
morelli 46
more or less 614
more than you know 97
more than you think 24
more drinks 21
more tea 49
more than you 43
more than ever 118
more than you can imagine 30
morelli 46
more or less 614
more than you know 97
more than you think 24
more drinks 21
more tea 49
more than you 43
more than ever 118
more than you can imagine 30