English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ A ] / And his son

And his son traduction Turc

5,141 traduction parallèle
I'm in! All in favour of a game of "Dungeons and Dragons" to reunite Hickey and his son tomorrow night?
Hickey ile oğlunu yarın gece tekrar birleştirmek için Zindanlar ve Ejderhalar oynamaya ne dersiniz?
May I present His Majesty King Ferrante of Naples and his son, Alfonso, Duke of Calabria.
Size Napoli Kralı Kral Ferrante'yi ve oğlu Calabria Dük'ü Alfonso'yu sunarım.
He fashioned wings for himself and his son Icarus.
Kendisi ve oğlu Icarus için kanat tasarlardı.
The King and his son only just escaped with their lives.
Kral ve oğlu canlarını zor kurtarmış.
And sometimes I could not help noticing some similarities with our own God, and his son.
Bazı zamanlar bizim Tanrı'mız ve oğluyla olan benzerlikleri fark etmiyor değildim.
Because Walsh's wife was athletic and his son played junior varsity football.
Walsh'un karısı atletikmiş ve oğlu küçükler futbol liginde oynamış.
Dr Austin Langham, known here at Washington University as your resident philanderer and insufferable cad, has spent the last two months fornicating with his sister-in-law.
Dr. Austin Langham, nam-ı diğer Washington Üniversitesi'nin müzmin zamparası ve kendini beğenmiş puştu son iki ayını, baldızıyla cinsel ilişkiye girerek geçirdi.
Because my father-in-law forced himself on me, and I don't know if my son is his, and sometimes that makes me not want to be alive.
Çünkü kayınpederim bana zorla sahip oldu ve çocuğum ondan mı bilmiyorum ve bu yüzden bazen yaşamak istemiyorum.
John cares about his money... and power and appearances and then the last few months, Clifton.
John parasına çok önem verir bir de güç ve görüşüne. Son bir kaç aydır da Clifton'a.
Well, then my son's going to fail his science class, and when that happens, I'm suing you first.
O halde oğlum fen dersinden kalacak. Ve bu olduğunda, ilk sizi dava edeceğim.
A life full of commendations and awards meant nothing to him compared to the pride that he felt when his eldest son, Chin Ho, enrolled in the police academy.
Ödüller ve methiyelerle dolu bir hayat, büyük oğlu Chin Ho'nun polis akademisine. kayıt edildiği zaman hissettiği gururuyla karşılaştırıldığında onun için bir anlam ifade etmiyordu.
When the asset called family friends in the Soviet Union and established that the story about his son was false, we recommended he be exfiltrated immediately.
Köstebek, Sovyetler Birliği'ndeki aile dostlarını aradığında oğlu hakkındaki hikayenin yanlış olduğu bilgisine ulaştı. Acilen geri çekilmesini söyledik.
Gavin was the last one left of all of his brothers and sisters.
Gavin kardeşlerinden kalan son kişi.
And your son, Paul, never sees his father or his mother again in his life.
Ve oğlun, Paul annesi ve babasını bir daha asla göremez.
Virginia, please don't mock me when I'm trying to be serious with our son and his wife!
Virginia, oğlumuz ve karısıyla ciddi bir mesele konuşurken benimle dalga geçme!
And I have his son's loyalty.
Onun oğlunun sadakatine sahibim.
My father killed the dragon Fafnir, and our new son will be born with the image of the serpent in his eye.
Babam ejderha Fafnir'i öldürdü ve doğacak olan oğlumuzun gözünde bir yılan imgesi olacak.
I knew his first wife, Lagertha, and their son Bjorn.
İlk karısı Lagertha'yı tanıyordum, oğulları Bjorn'u da.
I happily give my permission to my beloved and only son to remain here with his father and his half-brothers.
Babası ve kardeşleriyle burada kalması için tek ve biricik oğluma can-ı gönülden izin veriyorum.
We believe in Jesus Christ, his only son, our Lord conceived by the Holy Ghost, crucified, dead and buried.
Kutsal ruhla yaratılan, çarmıha gerilerek ölen ve gömülen... Tanrı'mızın tek oğlu İsa Mesih'e inanıyoruz.
We don't know that he's told anyone but his son and...
Oğlundan başkasına Jude'un gey olduğunu düşündüğünü...
And we don't have the right to label the parent as a bully because he has rules about who he allows his son to socialize with and under what conditions.
Bizim de ne durumda olursa olsun oğlunun kiminle kaynaşacağına dair kuralları olan bir babaya zorba demeye hakkımız yok.
Or, given recent events, Mr. Stroh might be convinced to set aside privilege and identify this young man if you postpone his preliminary hearing, take the death penalty off the table, and allow him to serve his sentence
Veya, son olaylara bakarak, Bay Stroh imtiyazı bir kenara bırakıp bu genç adamın kimliğini vermeye ikna edilebilir. Eğer ki ön duruşmasını erteler, idam cezasını masadan kaldırır ve cezasını kendi seçeceği federal bir hapishanede çekmesine izin verirseniz.
A royal officer gets his throat slit and the killer walks free, and there are many in this town believe you got away with murder because you are my son.
Bir kraliyet subayının boğazı kesildi ama katil serbestçe dolaşıyor. Bu kasabadaki pek çok kişi oğlum olduğundan cinayetin yanına kâr kaldığına inanıyor.
The killer was using his last victim's car to get access to the garage and the poor guy's apartment.
Katil garaja girmek için, son kurbanının arabasını ve zavallının evini kullanıyordu.
Vice president-elect Lyndon Baines Johnson, and the last to take his place, President-elect John Fitzgerald Kennedy.
Seçilmiş başkan vekili Lyndon Baines Johnson son olarak seçilmiş başkan John Fitzgerald Kennedy'nin yerini alıyor.
And sure, you know, we get engaged over Thanksgiving when his mother gives us a blessing after a last-minute save of her dry turkey.
Sonra kim bilir belki Şükran Günü'nde nişanlanırız, annesi bize mutluluklar diler kuru hindisini yemekten son anda kurtulduktan sonra tabii.
Of fa's son and heir has been murdered by his own sister, and it seems there is no end to the violence and the chaos there.
Offa'nın oğlu ve varisi bizzat öz kız kardeşi tarafından öldürüldü ve oradaki kaosun ve şiddetin biteceği yok gibi duruyor.
And lastly, a photo of young Ted and his best friend dressed up like cowboys.
Son olarak da kovboy kıyafetleri giymiş genç Ted ve en yakın arkadaşının fotoğrafı.
And he was good, but he got kicked out of that, too, when he took the tip of his foil.
Son okulu onun saldırganlığını eskrime yöneltmeye çalıştı. İyi idi ama bu yüzden de eskrim kılının ucunu aldığı için kovuldu.
His truck is still sitting there, and the last time anybody saw Rachael was at the church.
Arabası hala orada duruyor ve herkes Rachael'i en son kilisede gördü.
My son Thomas and his wife live on the other side of those hills.
Oğlum Thomas ve karısı o tepelerin diğer tarafında yaşıyor.
10 years ago Walsh lost his wife and his 14-year-old son in a home invasion robbery.
10 yıl önce Walsh karısını ve 14 yaşındaki çocuğunu haneye tecâvüz soygunundan kaybetmiş.
When you take in the life you've built, Thomas, and watch the life your son will build for his own family... Remember that.
İnşa ettiğin hayatta yaşarken Thomas ve oğlunun kendi ailesi için inşa edeceği hayatı izlerken, bunu sakın unutma.
And that's why Walsh took his son on the Expanded Horizons hike?
Bu yüzden de Walsh onu geniş çaplı bir seyahate mi çıkarmış?
And if it is true, then this sick son of a bitch has just added two of our own to his list.
Ve eğer bu doğruysa bu hasta ruhlu orospu çocuğu içimizden iki kişiyi de listesine ekledi.
Houdin never ran into any magician who killed his son, and that book you treat like the gospel?
Houdin asla oğlunu vuran bir sihirbazla karşılaşmadı ve kitap sana İncil gibi mi geliyor?
As she was hauled to her execution site, her son, an archer in Udolf's army, let fly an arrow from the battlements and shot his mother in the heart in a final, merciful act of love!
İdam yerine sürüklenerek getirildiğinde Udolf'un ordusunda okçu olan oğlu mazgallı siperlerden bir ok fırlattı. Annesinin acı çekerek ölmesini istemediği için tam kalbinden vurdu.
This is my last chance to get beyond his lies and excuses to confront the subject with elements of his own past in order to unlock the truth because we need to know once and for all :
Onun yalanlarının ve bahanelerinin perde arkasına ulaşarak kendisini geçmişiyle yüzleştirip gerçeği ortaya sermek için bu benim son şansım. Çünkü artık kesin olarak şunu bilmeliyiz :
I bet that son of a bitch would lay down on those tracks... and just let Union Pacific put him out of his misery.
Bahse girerim o orospu çocuğu raylara uzanır ve Union Pacific'in sefaletini söndürmesine izin verirdi.
You gave my son advice that got him sent to the principal's office and almost caused a near-fatal explosion in his science lab.
Oğluma, onu mudürün odasına yollayan ve neredeyse fen laboratuvarında ölümcül bir patlamaya sebep olabilecek bir tavsiye verdin.
Afterwards, he went back to his office, I went back to mine and the next time I saw him, he...
Sonra o ofisine döndü, ben de benimkine ve onu son gördüğümde, o...
And to kick off, Father Roland's film, "Educating The African Orphan" made during his recent missionary trip to Swaziland.
Önce, Peder Roland'ın Svaziland'taki son misyonerlik gezisi sırasında çektiği "Afrikalı Yetimin Eğitimi" isimli filmi var.
There was a whisky bottle on the floor and I knew that John had lost his wife to alcohol and I thought it might break his heart if his son went the same way.
Yerde duran bir viski şişesi vardı ve John'un karısını alkol yüzünden kaybettiğini biliyordum ve oğlunun da aynı şekilde gitmesinin kalbini kırabileceğini düşündüm.
DI Farrow claims to have discovered the bodies of his wife and son.
Dedektif Farrow, eşi ve oğlunun cesetlerini bulduğunu iddia ediyor.
Detective Farrow claims he found his wife and younger son murdered.
Dedektif Farrow, eşi ve oğlunun cesetlerini bulduğunu iddia ediyor.
A father and his three-year-old son.
Bir baba ve onun Üç yaşındaki oğlu.
Add that to the stress of this last case, and I can understand how his suicide must have been quite a blow.
En son davasının getirdiği stresle onun intiharının oldukça büyük bir darbe olduğunu anlayabiliyorum.
-... expose the murderers, bring this president to his knees, and then maybe this war can end.
- Katilleri ifşa edip başkana diz çöktüreceğiz belki o vakit, bu savaş son bulur.
His family thinks you and your son are behind it.
Ailesi, bu işin arkasında oğlunuzla ikinizin olduğunu düşünüyor.
I haven't spoken to my son since his arrest and we had few choice words before that.
Tutuklandığından beri hiç konuşmadık ama öncesinde birkaç lafın belini kırmışlığımız var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]