And slowly traduction Turc
1,940 traduction parallèle
Brass cylinder, thousand little teeth turn and slowly pluck a metal comb, out comes the music.
Pirinç silindir dönerken, üzerindeki binlerce küçük diş yavaşça metal plakalara çarpıyor ve müziği oluşturuyor.
He's the kind of guy who would get in your life and slowly turn it around.
Hayatınıza giren ve onu yavaş yavaş değiştiren türdeki adamlardan.
And slowly I thought, " OK, it's impossible.
Ve " Tamam, imkansız. Buna şüphe yok.
Nature would reestablish itself and slowly bring this place back into the green heart of what it means to be here on planet Earth.
Doğa kendini yeniden düzenleyip olması gereken yeşil yeryüzü örtüsünü buraya da örterdi.
Nice and slowly.
Yavaşça.
And arch your back and slowly bring up your head.
Ve kalçanızı bükün. Ve yavaşça kafanızı kaldırın.
Before you fall asleep tonight, while you're lying in your bed relaxing and slowly drifting off into sleep, I want you to think of me.
Bu gece uyumadan önce, yatağına uzanmış rahatlarken ve yavaşça uykuya dalarken beni düşünmeni istiyorum.
Just a little virgin olive oil, and just slowly dip in bread.
Şimdi ekmeğini yavaşça taze zeytinyağına batıracaksın.
Now turn around slowly and give us a hug.
Şimdi yavaşça dön ve bana bir sarıl.
This is how you accelerate, push this and change gear and then let up slowly, understand?
Hızlanmak için bunu it ve vites değiştir sonra yavaşça bırak, anlaşıldı mı?
You know, watching you slowly get weaker and weaker.
Bilirsin, yavaş yavaş zayıfladığını izledim.
And while we are slowly but surely ruining our planet... some super-rich people sit somewhere and rub their hands.
Yavaş ama emin adımlarla dünyamızı mahvederken bazı multi milyonerler oturup ellerini ovuşturuyor.
Now can we slowly and steadily climb back up?
Artık yavaş ama emin adımlarla tırmanabilir miyiz?
Now breathe in this bag. ln and out. Easy does it, breathe slowly.
Poşetin içine nefes al ve ver.
Now release the clutch very slowly and accelerate a bit...
Debriyajı biraz bırak ve biraz da gaza bas.
Slowly back, and he is on the first gear.
Yavaşça geriye ve birinci viteste.
And then he slowly holds this arm towards us like he's offering it to us.
Sonra yavaşça kolu aldı yememiz için bize uzattı.
The polar region may be somehow shaped by Jupiter... and then over hundreds of thousands ofyears... slowly tugged toward the equator.
Kutup bölgesi bir şekilde Jüpiter tarafından şekillenmiş olabilir ve yüz binlerce yıl boyunca yavaşça ekvatora doğru ilerlemiş olabilir.
Because ofthe extreme cold, they formed much more slowly... and it's difficult to believe... that their icy accretion mixture contained enough mass... to snare a passing piece of the solar system.
Çünkü inanılmaz derecede soğuk olduğu için çok daha yavaş oluştular ve buzlu malzeme karışımının, güneş sisteminin bir parçasını yakalamak için yeterince kütleye sahip olduğuna inanmak oldukça güçtür.
Likewise for a galaxy, you would expect... as you got further and further away... things are moving more and more slowly... to stay in their orbits.
Aynı şekilde galaksilerden... yörüngede kalabilmeleri için... biribirlerinden uzaklaştıkça... daha yavaş hareket etmelerini beklersiniz.
Bigger lumps grow to form yet bigger lumps... and so gravity is a slowly pulling force... bringing objects together.
Büyük madde grupları daha büyük gruplar oluşturmak için... biraraya gelmeye başladı ve çekim kuvveti... nesneleri yavaşça birbirine yaklaştırıyordu.
We believe that, because it's cold and doesn't interact very much... that dark matter was pulled together by gravity... very slowly over time... and actually formed the seeds... around which normal matter coalesced into galaxies.
Biz inanıyoruz ki, soğuk olduğu ve fazla etkileşime girmediği için... karanlık madde çekim kuvvetiyle bir araya geldi. Zamanla yavaş yavaş... normal maddenin... galaksilere dönüşmesi için tohumları atmış oldu.
So ifyou could imagine, you know... a classroom populated by chairs... and those chairs are slowly getting further apart... from one another within a classroom... because if all the chairs are being stretched apart... like in the expanding universe... no matterwhich chair you sit on... you will find all chairs are moving away from you.
Mesela şöyle düşünün... sandalyeler olan bir sınıf var... ve o sandalyeler sınıfın içinde yavaşça... birbirinden ayrılıyor... ve eğer tüm sandalyeler birbirinden ayrılıyorsa... genişleyen evrende olduğu gibi... hangi sandalyede oturursanız oturun... diğer sandalyelerin sizden uzaklaştığını görürsünüz.
And watch the coma grow and the tail form... and watch the Sun, first slowly, but then rapidly... get larger and larger and larger... and you swing around the backside and come out. It's got to be the most fun tour of the solar system... you can come up with.
Güneş'in ilk başta yavaş ve daha sonra hızlı bir şekilde genişlemesini giderek daha da büyük bir hale gelmesini izlemek, güneş sisteminde tanık olabileceğiniz en eğlenceli şey olabilir.
I'm sorry, can you say that more slowly and just enunciate a little more clearly?
Afedersin, biraz daha yavaş konuşup biraz daha düzgün telaffuz edebilir misin?
I got up, and I walked to the bus stop, very slowly... backwards, actually, just to slow myself down.
O yüzden kalktim ve otobüs duragina dogru çok yavasça yürümeye basladim. Hatta geri geri yürüdüm. Sadece kendimi yavaslatmak için yani.
Inhale slowly and deeply.
Yavaş ve derin nefes alın.
"Slowly paced, incompetently spoken, badly edited this Anthony and Cleopatra -"
"Yavaş tempo, yeteneksiz konuşmalar, kötü düzenleme had safhada bu Anthonius ve Cleopatra'da."
Slowly I begin to realize where I am and I am afraid of what will happen next.
Yavaş yavaş nerede olduğumu fark ettim ve olacaklardan korkmaya başladım.
They're slowly increasing the diameter, and keeping it just ahead of their troops.
Kalkanın çapını yavaşça büyütüp askerlerin önünde tutuyorlar.
But speak slowly, because people talk too fast on these things, and I can never understand it.
Ama yavaş konuşun, çünkü insanlar bu şeylerde hızlı konuşuyor. Hiç bir şey anlayamıyorum.
Slowly and deliberately the snake dismembers the crab.
Yavaşça ve dikkatlice, yılan yengecin bacaklarını koparıyor.
It's been a slowly percolating relationship between Laura and Adama.
Laura ve Adama arasında yavaşça süzülen bir ilişki vardı.
he strangled them slowly, Inflicting maximum Suffering and terror, and in the process, Turned the blue ride parkway Into his own private Killing fields.
Onları yavaşça boğdu, azami acı ve dehşet vererek, ve bu işte Blue Ridge Parkını kendi özel cinayet alanına çevirdi.
Slowly, the rope strangles him... and he ends up choking himself.
Yavaşça halat adamı boğuyor. En sonunda adam kendini boğmuş oluyor.
Signals that convey dull, throbbing pain operate so slowly that we sense the delay between an injury happening and the pain it triggers.
Acıyı ve ağrıları ileten sinyaller o kadar yavaş ilerler ki sakatlığın gerçekleşmesiyle acıyı hissetmemiz arasındaki gecikmeyi fark ederiz.
And I need you to shift slowly, very slowly one inch to your left, so I can get to the pin.
Şimdi çok yavaşça yana git iki santim yana, ki pime ulaşayım.
Above the water table ancient caverns abandoned by the river slowly fill up with stalactites and stalagmites
Su yatağının üzerinde nehrin boşalttığı mağaralar yavaşça sarkıt ve dikitlerle dolmuş.
Feel Marlon penetrating slowly and gently into Adoratrice...
Marlon'nun yavaş ve nazikçe Adoratrice'nin içine girdiğini hisset.
Come on, Marlon... Five times slowly and... go deep.
Haydi, Marlon... 5 kez yavaş ve. derin.
So I slowly lift my head and I see a light that seems to be coming out of the ground.
Kafamı yavaşça kaldırıyorum Ve sanki zeminden yayılıyormuş gibi görünen bir ışık
Right, just slip it into first and pull out of the centre slowly.
Pekala, ilk vitese tak yavaşça ortadan çık.
and pass it slowly to my friend here.
Yavaşça adamıma uzat.
Calm down and speak slowly
- Bayan, ben dövüldüm.
Then open the case carefully and push it slowly across the table.
Çantayı dikkatlice açtıktan sonra masada yavaşça it.
Put that down slowly, Dr. Fisher, and step back from the table.
Onu yavaşça yere koy Dr. Fisher ve masadan uzaklaş.
And then you slowly wade in.
Ve sonra yavaşça suya girmeye başlarsınız.
But when I catch Red John, I'm gonna cut him open and watch him die slowly like he did with my wife and child.
Ama Red John'u yakaladığımda karnını deşip, yavaşça ölmesini izleyeceğim. Tıpkı karıma ve çocuğuma yaptığı gibi.
He wasn't well, and he slowly died.
İyi değildi ve yavaş yavaş öldü.
I was busy with household chores and before I knew it, I had slowly become a woman.
Ev işleri ile o kadar meşguldüm ki daha anlamadan yavaş yavaş bir kadın olup çıktım.
Slowly. And painfully.
Yavaşça ve acı vererek.
slowly 1261
slowly but surely 29
and so it begins 55
and so 1582
and soul 16
and so are you 214
and so on and so forth 34
and something else 47
and so are we 42
and so have you 26
slowly but surely 29
and so it begins 55
and so 1582
and soul 16
and so are you 214
and so on and so forth 34
and something else 47
and so are we 42
and so have you 26
and somehow 99
and see 72
and so on and so on 22
and so do you 187
and so was i 23
and so will i 38
and still 144
and so were you 23
and so it was 18
and she said yes 23
and see 72
and so on and so on 22
and so do you 187
and so was i 23
and so will i 38
and still 144
and so were you 23
and so it was 18
and she said yes 23
and so should you 49
and so i 33
and she goes 33
and so on 257
and so far 102
and sometimes 297
and so do we 31
and so do i 174
and so did i 52
and soon 235
and so i 33
and she goes 33
and so on 257
and so far 102
and sometimes 297
and so do we 31
and so do i 174
and so did i 52
and soon 235