Bear down traduction Turc
281 traduction parallèle
Now let's bear down on those resistive exercises.
Şimdi de direnç egzersizlerine geçelim.
I bear down on you, you're as open as a cry, it's so easy.
Sana yönelirim, bir çığlık kadar serbestsin, o kadar kolay ki bu.
- Bear down on it.
- Altına sokun iyice.
- He's sure gonna bear down on me.
- Beni de çok sıkıştıracak.
Bear down as hard as you can.
Mümkün olduğu kadar çaba göster.
I just have to bear down.
Güç kullanmalıyım.
Now I'm gonna grit my teeth and bear down.
Şimdi dişimi sıkacağım ve tüm gücümle vuracağım.
And mowing lawns in the dark so you wouldn't be stoking furnaces and could bear down on the books.
Geceleri de çim biçtim sen kitaplarına çalışmaktan başka bir şey yapma diye.
He'd bear down right along with her.
Anacleto da Alison'ın yanı başında ıkınıyordu.
I'm going home and really bear down.
Eve gidip gerçekten inekleyeceğim.
No, no. Show no mercy! Bear down on me!
Bana acımadan, tüm gücünüzle.
Bear down, that's what they say in the hospital.
Geriye yaslan, hastahanede de böyle söylüyorlar.
Bear down.
Dayan.
He's gonna bear down on me and soft-soap you.
Beni tehdit edecek, sana yağ çekecek.
Put that moldy, old bear down.
Koy şu küflü, ihtiyar ayıyı yere.
Bear down now.
İşte geliyor.
Chin down and bear down hard!
Ikın ve sertçe it!
Bear down on her!
Karnına bastır!
Bear down!
Dayan!
Come on, bear down!
Haydi, dayan!
When you feel a contraction, bear down.
Kasılmaları hissettiğinde, doğum başladı.
All right, bear down.
- Ve ittir!
Things just bear down on us, I suppose.
- Sanırım bazı şeyler kendiliğinden oluyor.
I can't bear to see you break down.
Mahvoluşunuzu izlemeye dayanamam.
I can't bear it! Calm down!
Sakinleş!
Stay, you that bear the corse... and set it down.
Durun, tabutu yere bırakın!
It is possible that this silly woman is not so easy to put down like a bear.
Bu aptal kadın ayı gibi kolay yıkılmayabilir.
Cruise up and down Bear Canyon.
Bear Kanyon boyunca uçun.
Because when you come right down to it I can't bear the thought of you spending the next 20 years in an Arab jail even though you are a crook.
Çünkü yapacağını söylediğinde, 20 yılını Arap hapishanelerinde geçirmen düşüncesine dayanamadım.
then the old bear come down the path, put his foot in the small trap..
sonra yaşlı ayı patikadan geldiğinde, ayağını küçük kapana sıkıştıracak..
When I get down from my warm bed, leap out, and start trashing you, bear,
Bana bak, yumru ayak! Gelirsem oraya... seni parçalarım, parçalarını da havaya saçarım.
" Stay, you that bear the corse, and set it down.
Durun, tabutu yere bırakın!
After we surfed, we'd go down to the old pier to the Bear's shop.
Sörf yaptıktan sonra, eski iskeledeki Bear'in dükkanına giderdik. Bear, sörfleri yapar, hikayeler anlatırdı.
When I believe in someone, I can't bear to let'em down.
Birine inandığım zaman, onu hayal kırıklığına uğratmaya dayanamam.
The bear looks down at the rabbit and says,
Ayı tavşana bakmış ve demiş ki...
I can't bear to look down from a height.
Yükseklerden aşağıya bakmaya dayanamam.
I just spilled some coffee and a bear claw all over my uniform... and I can't get down there to grab the other one.
Üniformamın üzerine kahve döktüm ve oraya gelip yenisini alacak durumda değilim.
Shoot it down! Lay the bear on the ground!
Oklayın ve ayıyı yere serin!
Boogie Down Productions, Rob Base, Dana Dane, Marley Marl, Olatunji, Chuck D, Ray Charles, EPMD, EU, alberta Hunter, Run DMC, Stetsasonic, Sugar Bear,
Boogio Down productions, Rob Base, Dana Dane Marley Marl, Olatunji Chuck D., Ray Charles EPMD, EU, Alberta Hunter Run DMC, Stetsasonic Sugar Bear, John Coltrane Big Daddy Kane Salt'n'Pepa, Luther Vandross McCoy Tyner, Biz Markie New Edition, Otis Redding, Anita Baker Thelonious Monk, Marcus Miller Branford Marsalis, James Brown, Wayne Shorter Tracy Chapman, Miles Davis Force MD's, Oliver Nelson Fred Wesley, Maceo Janet Jackson, Louis Armstrong Duke Ellington, JimmyJam Terry Lewis, George Clinton Count Basie, Mtume Stevie Wonder, Bobby McFerrin Dexter Gordon, Sam Cooke Parliament Funkadelic AI Jarreau, Teddy Pendergrass Joe Williams, Wynton Marsalis Phyllis Hyman, Sade Sarah Vaughn, Roland Kirk Keith Sweat, Kool Moe D Prince, Ella Fitzgerald Diana Reeves Aretha Franklin Bob Marley, Bessie Smith Whitney Houston, Dionne Warwick Steel Pulse, Little Richard Mahalia Jackson, Jackie Wilson Cannonball ve Nat Adderly Quincy Jones Marvin Gaye, Charles Mingus ve Mary Lou Williams.
Horse broke down, and a bear ate my boots, and I guess I just forgot my hat.
Atım hastalandı ve bir ayı botlarımı yedi. Şapkamı da unutmuşum.
- Put out general orders to bring down Polar Bear 1.
- "Polar Bear 1'i düşürme"... "konusundaki emirleri değiştir".
That would bear out his story he ran when he saw his father on the ground. ( unintelligible ). The father paced up and down right here.
Bu onun hikayesini destekliyor, yerde babasını görünce koşmuş Babası tempolu bir şekilde yukarı ve aşağı sağa yürümüş.
- It'll put down a bear for an hour.
- 250 kiloluk bir ayıyı bir saat uyutur.
That's why I can't bear the thought of letting Professor Xavier down.
Bu yüzden Profesör Xavier'ı başarısızlığa uğratmayı kaldıramam.
Freedom of faith down south, the right to bear arms.
Güneyde, silah bulundurma hakkı.
Is that a polar bear directing'traffic down there?
Her şey harika. Trafiği idaren eden bir kutup ayısı mı?
Just calm down, Bear. You're talkin'about life in prison, you want me to calm down?
Ömür boyu hapse gireceğiz, nasıl sakin olayım?
Stay, you that bear the corse. Set it down.
Durun cesedi taşıyanlar, indirin onu yere.
A large bearlike animal, most likely a bear... has wandered down from the hills in search of food or, perhaps, employment.
Ayı gibi bir hayvan, ayıya benziyor tepelerden şehre inmiş, belki yiyecek belki de iş için dolaşıyor.
- All right, lookin'good, Bear. - Clamp it down.
- Tamam, iyi görünüyor, Bear.
But I couldn't bear being down there.
Ama burada olmaya dayamadım.
down 3353
downtown 201
downstairs 319
downs 77
downey 56
downton abbey 33
downers 18
down the street 38
down on your knees 79
down the hall 119
downtown 201
downstairs 319
downs 77
downey 56
downton abbey 33
downers 18
down the street 38
down on your knees 79
down the hall 119
down low 42
down the stairs 50
down the road 38
down the line 26
down on the floor 28
down there 402
down the hatch 65
down below 33
down the drain 18
down you go 36
down the stairs 50
down the road 38
down the line 26
down on the floor 28
down there 402
down the hatch 65
down below 33
down the drain 18
down you go 36
down here 450
down on the ground 130
down to business 31
down now 22
down in one 23
down to 41
down in front 26
downing street 23
down on the ground 130
down to business 31
down now 22
down in one 23
down to 41
down in front 26
downing street 23