Beautiful house traduction Turc
612 traduction parallèle
Kitty wants to go see all the great big lords and ladies... in their big, beautiful house.
Kitty, o önemli lordları ve leydileri kocaman, güzel evlerinde... görmek istiyor.
It's a beautiful house.
Güzel bir ev.
For most of our story we will be in Paris, in a large and beautiful house which is the residence of the Duc and the Duchesse de Praslin.
Hikayemizde daha çok Paris'de olacağız, büyük ve güzel bir ev olan Dük ve Düşes Praslin'in konutunda.
I was in a shop once, and I saw a postcard... with a beautiful house on it, right by the sea.
Dükkânın birindeyken, bir kartpostal görmüştüm tam deniz kenarında, güzel bir ev vardı üzerinde.
A most beautiful house.
Çok muhteşem bir ev.
This is the most beautiful house I've ever seen.
Bu hayatımda gördüğüm en güzel ev.
Whenever I visited her beautiful house,
Ne zaman güzel evini ziyaret etsem,
She lives on an island in a beautiful house.
O bir adada, güzel bir evde yaşıyor.
A beautiful house. Everyone's nice to them. They drive around in brand-new cars and go dancing in fancy clubs.
... güzel evleri var, herkes onlara kibar davranıyor,..... son model arabalara binip, her gece dansa gidiyorlar.
You have a beautiful house.
Güzel bir evin var.
Soon, he bought the most beautiful house in the region and transformed it into a hospital, while he came to live humbly on the other side of the square.
Çok geçmeden bölgenin en güzel evini satın alarak hastaneye çevirdi. Kendisi de meydanın karşısındaki mütevazı evde yaşıyordu.
Jewels, a beautiful house!
Kıyafetler Edna, pahalı kıyafetler.
But you've got a beautiful house in Kahala, and a family.
Fakat Kahala'da çok güzel bir ailen var ve bir ailen.
- Beautiful house. - Yes, isn't it?
- Güzel ev. - değil mi?
A beautiful house, complete with microwave oven... intercom, station wagon, et cetera.
Güzel bir ev, mikrodalga fırından dahili telefon sistemine her şeyi tam. Steyşın araba, vesaire.
This is a beautiful house. Congratulations.
Çok güzel bir ev.
What a beautiful house.
- Bak ne güzel bir ev!
Fat job, beautiful house, understanding wife.
Bol paralı bir iş, güzel bir ev, anlayışlı, zeki bir eş.
It's a beautiful house.
Güzel bir evdir.
My teacher says it's a beautiful house up in the sky.
Öğretmenim, onun gökyüzünde güzel bir ev olduğunu söylüyor.
What a beautiful house.
Ne kadar güzel bir ev.
Your beautiful house is full of bits and pieces of balloons.
Güzelim evin altı üstü balon dolu.
You have the most beautiful house in Rome.
Roma'nın en güzel evi sizinki.
It was the most beautiful house I'd ever seen.
Hayatımda gördüğüm en güzel evdi.
The most beautiful creature ever! You see, Lady Winston, why he preferred live here and in London it has a girl in his house, the monster!
İşte Lady Winston, bu yüzden Londra yerine burada yaşıyor evinde bir kız tutuyor bu canavar!
It's the most beautiful room in the house- - the only one that looks down across the lawns to the sea.
Evdeki en güzel odadır çimenliğin üzerinden denize bakan tek oda.
She probably thinks of the mansion as still beautiful still the finest house in town.
Muhtemelen malikânenin, hâlâ şehrin en güzel evi olduğunu sanıyordur.
It was so beautiful in your house.
Senin evinde olmak güzel bir duyguydu.
Suppose we make it a new house with new things, beautiful things... for a new, beautiful life for us.
Yeni, güzel şeylerle dolu yeni bir ev hazırladığımızı düşün... yeni, güzel hayatımız için.
It'll never make House Beautiful, but I guess it's okay for one night.
"Evim güzel evim" olmaz, ama bir akşamlık idare eder.
Not my beautiful bird house.
Güzel kuş yuvam olmaz. Bu mübareğin parmaklarını kızartacağız.
I find you as your brother told me, alone in the great house silent, proud and beautiful.
- Kardeşinin söylediği gibi buldum seni, büyük bir evde yalnız sessiz, gururlu ve güzel
So you are Theresa. I find you as your brother told me I would alone in the great house, proud, silent and beautiful.
- Sen Theresa.Kardeşinin söylediği gibi buldum seni büyük bir evde yalnız, sessiz, gururlu ve güzel
You know what? We'll rent a beautiful country house
Biliyor musun, güzel bir kır evi kiralayacağız.
You've got beautiful clothes, a big house.
Senin güzel kıyafetlerin, büyük bir evin var.
They must have copied it from "House Beautiful".
"Güzel ev" den esinlenmiş olmalılar.
Live like a king, work like a dog and come home to House Beautiful.
Kral gibi yaşarsın, it gibi çalışırsın ve Güzel Ev Magazin'e geri dönersin.
Hey! Darned if it isn't House Beautiful.
Hey! "Güzel Ev Magazin" e dönmüş!
There were two beautiful birch trees right outside our house.
İki tane güzel huş ağacı vardı evimizin bahçesinde.
What? In that big beautiful new house, lonely?
O kocaman, güzel, yepyeni evimizde yalnız mısın?
I dreamt you built us the most beautiful little Wallace-designed house.
Bize Wallace dizaynlı evlerin en güzelini inşa ettiğini gördüm.
You'll think of something better while lying in a hammock at your beautiful country house.
Bu güzel kır evinde hamağında uzanırken daha iyi bir şeyler düşünürsün.
Hit him in my house, that's beautiful.
Evimde vuracağım, aman ne güzel.
You are always the most beautiful flower in the garden of this house, Mammola.
Sen burasının en.. .. güzel çiçeğisin, Mammola.
You'll see the house is beautiful.
Gördüğünüz gibi, ev çok güzel.
I would like to be able to tell you that the mob that destroyed Priestley's house in Birmingham shattered the dream of a beautiful, lovable, charming creature.
Mafyanın, Priestley'in evini yok ettiğini söyleyebilmeyi isterdim. Bu kadar güzel ve etkileyici bir canlının hayallerini yıktıklarını.
You know, this is like a page out of House Beautiful.
Bu "House Beautiful" dergisinden çıkmış bir sayfa gibi.
I've spent a lot of time amassing a fortune, acquiring a lovely house, filling it full of beautiful things.
Bir servet biriktirmek, güzel bir eve sahip olmak, evi bir sürü güzel şeylerle doldurmak için çok zaman harcadım.
That white house, isn't it beautiful?
Şu beyaz ev ne güzel değil mi, İspanyol evlerine benziyor.
I believe that the lobby of the St. Petersburg Opera House is one of the most beautiful in Europe.
Bana kalırsa, St. Petersburg Opera Binası'nın lobisi... Avrupa'nın en güzel lobilerinden bir tanesi.
My dream is to leave the House more beautiful than when I entered it.
Sarayı, girdiğimden çok daha güzel bırakmayı hayal ediyorum.
house 1583
housewife 19
houses 83
housekeeping 91
housekeeper 25
house rules 39
house counsel 18
house fire 20
beautiful 3039
beauty 248
housewife 19
houses 83
housekeeping 91
housekeeper 25
house rules 39
house counsel 18
house fire 20
beautiful 3039
beauty 248