English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ G ] / Going back

Going back traduction Turc

19,153 traduction parallèle
It's going back the way it was.
Eskisine dönecek.
You're going back to how things were... you and Otto.
Otto ile olan eski hayatına geri döneceksin.
He's going back in time, killing after killing, so if he's gonna be here at all, it'll be soon.
ÖIdüre öldüre zamanda geriye gidiyor. Bu yüzden yakında burada olacaktır.
But if it is Jesse, why would he be going back to where he disappeared?
Ama eğer Jesse ise, neden ortadan kaybolduğu yere geri dönüyor?
That's why I'm going back there tonight.
Bu yüzden bu akşam orada olacağım.
I'm taking Olivia and we're going back to Miami.
Olivia'yı alıp Miami'ye geri dönüyorum.
I'm going back to the Quai.
- Merkeze dönüyorum.
I'm not going back there.
Oraya geri dönmüyorum.
We both know that she'd be safer going back to write at the newspaper.
İkimiz de biliyoruz ki... gazetede yazarlığa dönerse... çok daha güvende olur.
I'm going back to the house.
Ben eve dönüyorum.
- What? Yeah, Annie's parents are going back to Florida tonight, and her sister can't come till tomorrow, so...
Evet, Annie'nin ailesi bu akşam Florida'ya dönüyor ve kardeşi yarına kadar gelemeyecekmiş.
There's no going back to our world.
Dünyamıza geri dönmenin bir yolu yok.
- You're going back with us.
- Bizle birlikte dönüyorsun
Back in the real world, I am going back to debt and custody battles... and... keeping my chemistry in line, and God knows what else.
Gerçek hayata dönünce, ben dertlerime... velayet davalarına... ve... sağlığımı dengede tutmaya falan, ve tanrı bilir daha ne gibi sorunlara geri döneceğim.
There's no going back now.
Athos beni gördü. Bunun geri dönüşü yok.
But you, after this there'll be no going back.
Ama sen, bundan sonrasında geri dönüş olmayacak.
This is a tranq dart that should knock "old" you out for about six hours, which lines up perfectly for when you're going back, because not much was happening until Hartley attacked the Cleveland Dam that night, so that should give you time to learn what you need and return.
Bu bir bayıltıcı iğne, oradaki seni 6 saat kadar baygın tutmaya yeter, bu tam da Hartley'in Cleveland Barajına saldıracağı zamana geliyor, o zamana kadar bir olay olmayacağından sana yeterince zaman sağlar, böylece sana öğreneceklerini öğrenmek ve geri dönmek için zaman kazandırır.
I'm going back to sleep.
Uyumaya gidiyorum.
Going back to your interview with us on July 7th - you stated,
7 Temmuz'da bizimle yaptığınız görüşmeye bakarsak demişsiniz ki
It's been really tough, but all my time's been spent going back and forth between our house and the nursing home and Sheldon's been really busy with work.
Gerçekten zor oldu, ama bütün zamanlarım harcandı... Evimiz ile huzurevi arasında ileri geri gidiyoruz... Ve Sheldon iş ile gerçekten meşguldü.
I planned on going back for her, but I never found the courage.
Ona geri dönmeyi planladım, ama cesareti hiç bulamadım.
Tomorrow I'm going back to mine.
Yarın kendi evime döneceğim.
Are you going back to your pigsty? Yeah.
Ahırına geri mi döneceksin?
Next week you're going back to your own fucking house.
Gelecek hafta, o kahrolası evine geri döneceksin.
I think I'm going back to work. Yeah?
- İşe dönmeyi düşünüyorum.
I'm going back to India.
Ben Hindistan'a geri dönüyorum.
- I'm going back up there!
- Geri çıkacağım ben!
You'll be going back through the border.
Sınırdan geri döneceksin.
No going back now.
- Artık geri dönüşü yok.
Once we open this, there's no going back.
Bunu açarsak, geri dönüşü olmayacak.
Then I'll take you back to Pineview, but we're going to talk, Norman.
Sonra Pineview'a götüreceğim ama konuşmamız gerekecek Norman.
Jackson is just back in our lives. Is something going on?
Sadece Jackson'ın hayatlarımıza bir anda geri dönmesi garip geliyor.
You're probably going to be seeing me a lot more, considering I want to move back home and commute to school next semester.
Önümüzdeki dönem eve taşınıp okula evden gidip gelmeyi düşündüğüme göre beni daha çok göreceksin nasılsa. - Gerçekten mi?
Captain, you said you wanted to get back home, and going after König ain't the shortest distance between here and there.
Yüzbaşım, eve dönmek istediğini söylemiştin ve König'in arkasından gitmek, dönüş yolumuzu kısaltmaz.
You knew that Laurel was going to die, and now you're going to take me back, and I'm going to save my sister.
Laurel'ın öleceğini biliyordun ve şimdi de beni geri götüreceksin ve ben kardeşimi kurtaracağım.
This isn't going to bring Snart back.
Bu Snart'ı geri getirmeyecek.
They're not going to just hand them back to us.
Onları öylece bize geri vermeyecekler.
We don't know what's going to happen but as long as one of us can make it back alive- - cygnus!
Neler olacağını bilmiyoruz. Ama birimiz onu canlı tuttuğumuz sürece- - cygnus!
I mean, I don't know how or when I'm going to be able to pay you back...
Sana ne zaman ve nasıl geri ödeyebilirim bilmiyorum.
I was going to bring that back brace.
Sırt desteğini getirecektim.
I'm going to give you a chance to stop right now before you piss me off enough to a point there's turning back.
Tamam, şimdi sana durdurma şansını vereceğim... Bir noktaya kadar beni sinirlendirmeden önce geri dönüyor.
I'm going to head back to Vermont after November.
Kasımdan sonra Vermont'a geri döneceğim.
You're going to put him back in the crystal.
- Tek bir yolu var. - Onu kristale geri koyacaksın.
He's not going to look back.
Arkaya dönüp bakmayacak.
If you wanna pretend nothing's going on here that's fine, I'll take you back to that home.
Burada hiçbir şey yapmayacakmış gibi davranmak istersen Bu güzel, seni o eve götürürüm.
If you wanna pretend like nothing's going on here that's fine I'll take you back to that home and you can rot there.
Eğer hiçbir şeymiş gibi davranmak istersen Burada devam edeceğim, seni alacağım güzel O eve geri dönün ve orada çürüyün.
Managed to get ten of them in at a women's refuge in Huddersfield, six have gone to a hostel in Leeds and five are at the Mission waiting for the council to sort out their flights back home and Ilinka's going to stay with...
10 tanesini Huddersfield'taki kadın barınaklarına yerleştirdim. 6 tanesi Leeds'teki pansiyonlarda. 5 tanesi de Misyon'da kurulun bu problemi çözüp onları evlerine göndermesini bekliyor.
We're going to have to go back down to the station and talk about this to the team working on the murders.
Şimdi karakola gidip, cinayet üzerinde çalışan ekibe bunu anlatmamız lazım.
They're going over there right now, they'll be there when you get back.
Şu anda oraya gidiyorlar, sen döndüğünde orada olacaklar.
I think I'm going to walk back.
Sanırım ben yürüyeceğim.
- I'm going to have to call you back.
Ben... Ben aramanı bekliyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]