English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ G ] / Going my way

Going my way traduction Turc

762 traduction parallèle
Are you going my way?
Şimdi gidiyor musun?
- Going my way?
- Beraber gidelim mi?
As we go down life's highway... you going your way... and I going my way.
Hayatımıza devam ediyoruz sen kendi yolundan ben kendi yolumdan.
Going my way?
Ayni yöne mi?
- Going my way, miss?
- Benim gittiğim yere mi, bayan?
Oh, give me a gal who's going my way
Ah, benimle gelen bir kadın isterim
- Are you going my way?
- Bu tarafa mı gidiyorsun?
You going my way?
Aynı yoldan mı gidiyoruz?
I thought you could let me ride with you, if you're going my way.
Belki gittiğim yere kadar beni bırakırsınız, yolunuzun üstündeyse.
¶ Going my way?
Yolumda gidiyorum
¶ Happiness is down the line ¶ Going my way?
Mutluluk ileride yolumda gidiyorum
¶ Oh, I hope you're ¶ Going my way
Oh, umarım sen de benim yolumdasındır
Going My Way.
Yolumda gidiyorum.
¶ Oh, I hope you're ¶ Going my way ¶ Too
Oh, umarım sen de benim yolumdasındır benimle
He said he was going my way and he could drive me home.
Benimle aynı tarafa gittiğini, beni eve bırakabileceğini söyledi.
Yes, everything is going my way.
Evet, herşey istediğim gibi gidiyor.
Going my way?
Aynı yoldan mı gidiyoruz?
If you're not going to tell me, then get out of my way.
Nerede olduğunu söylemeyeceksen yolumdan çekil.
The house that was in the way of my golf course being constructed... I remember going there with Chief Secretary Kim.
Golf sahası alanımın ortasındaki eve Sekreter Kim'le gittiğimi hatırlıyorum.
If I get a chance to crash my way out of this death trap, I'm going to do.
Bu ölüm tuzağından kurtulma fırsatım olursa, yaparım.
The radio was going and I was on my way to play bridge with my three maiden aunts.
Radyo açıktı ve ben üç halamla briç oynamaya gidiyordum.
I'm going to have my way at least once with you.
En azından bir kez, iyi bir şey yapacağım.
I'm doing this my way. I'm going alone.
Ben işi kendi usulümce yapacağım.
But if I have my way, we're going after the Angel's Roost contract.
Melek'in Roost sözleşmesinin peşinden gidiyoruz.
No one is going to get in my way now.
Şimdi kimse benim yolumu tıkayamaz.
I was going to tell you about this, but I wanted to do it in my own way, so that you'd understand.
Sana söyleyecektim ama kendi usulümce, bu yüzden beni anla.
You might scold me, but I'm going my own way.
Kızabilirsin, ama kendi yolumda ilerlemek istedim.
As a matter of fact, we just saw a woman going that way. - Didn't we, my dear?
Aslını sorarsanız, şu tarafa doğru giden bir kadın gördük, değil mi hayatım?
Where are you going? - Get out of my way. Listen, Fausto.
- Neyi bekleyeceğim.
Well, I can see we ain't going to do no business, so if you'll lower that gun, I'll get on my way.
Anlaşılan sizinle iş yapamayacağız silahı indirirseniz ben de yoluma giderim.
I'm going to fix things my way.
Bunu kendi usulümce halledeceğim.
The way my luck's going, I'd even lose at hopscotch.
Gün geçtikçe şansımı yitiriyorum. Son zamanlarda hep kaybeder oldum.
First squad from my platoon, they're going all the way.
Taburumdan Birinci Manga saldırıya geçecek.
- You wouldn't catch me going for my gun the way he did.
Onu silahına davranırken gördüler.
My business is people in trouble... and I'm going to find a way to help you.
Benim işim, başı sıkışık olan insanlardır ve sana yardım etmenin bir yolunu bulacağım.
Oh, I see my old clock-watcher going this a-way.
Kadim süre takipçimin, şöyle yaptığını görüyorum.
It was the only way to keep my place going.
Barımı işletmenin tek yolu buydu.
By the way, I'm going to open my own bar.
Bu arada, ben de kendi yerimi açıyorum.
I'll be going on my way now.
Artık yoluma gidiyorum.
Relax, this time I'm going to win it my way.
Sakin ol, bu sefer kendi yolumla kazanacağım.
This is my dress and I like it and I think Mr Shahbandar is going to like it and the way I've done my hair whether you like it or not.
Bu benim kıyafetim ve hoşuma gidiyor. Ayrıca saçımı yaptığım şekil de Bay Shahbandar'ın da hoşuna gidecektir beğen ya da beğenme.
and we are going to take Valerno my way.
... ancak, komuta bende olduğu için, Valerno'yu benim yolumla alacağız.
Why would such an easy girl waste time going after me in such a roundabout way, when my rashness had left her a direct route?
Böylesine basit bir kız benim aceleci tavrım ona doğrudan bir yol açmasına rağmen niçin böylesine dolambaçlı bir yol izliyordu?
Since it seems to be the only way I can save my crew and my ship, I'm going to end it for you. One way or another.
Gemimi ve ekibimi kurtarmanın tek yolu gibi göründüğü için, senin için buna bir şekilde ben son vereceğim.
On my way to school, I bumped into a teacher and it put me off going to school
Okula giderken bir öğretmene rastladım okula gidemeyecek kadar utanç içindeydim.
I'm just going to get some coal, out of my way.
Biraz kömür almaya gidiyordum.
Listen... you're going to Cuba for research, I'm going to San Francisco for my art opening... and the Azores are on our way.
Dinle sen araştırma için Küba'ya gidiyorsun ben sergi açılışım için San Francisco'ya gidiyorum Azor Adaları yolumuzun üzerinde.
SO FROM NOW ON, WE'RE GOING TO DO THINGS MY WAY.
Bundan böyle işleri benim istediğim gibi yapacağız.
I'm going out of my way to cheer him up.
Onu neşelendirebilmek için ne yapacağımı bilmiyorum.
"Then I'm going to say that I'll know my way."
"Then I'm going to say that I'll know my way."
See, I think I was going to my company... and I had to pass Service Club Number 1 on the way.
Galiba birliğime doğru gidiyordum. Orduevinin önünden geçiyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]