But in my heart traduction Turc
555 traduction parallèle
But in my heart there may have been another reason
Fakat yüreğimde farklı bir sebep olabilirdi.
Then it disappears. But in my heart the sun never sets.
Benim kalbimde güneş hiç batmaz.
I will, but in my heart.
Yapacağım, fakat kalbim...
I know people think I'm just an old man behind the aspirin counter but in my heart I'm as young as I ever was, maybe younger.
Aspirin satan yaşlı bir adam olduğumu düşünüyorlar ama gönlüm çok genç, belki de hiç olmadığı kadar genç.
♪ Whoa-whoa ♪ But in my heart there'll always be
# Yine de yüreğimde her daim #
♪ But in my heart there'll always be
# Ama kalbimde sıcak ve değerli #
But I know in my heart I wouldn't do that.
Ama içimde bunu yapamayacağımı biliyorum.
But my name will forever remain in his heart as his curse. Cha Hee Joo.
Ama kalbinde lanet olarak kalacak olan isim benimki, Cha Hee Joo.
It's not that I've got hatred in my heart, but that I'm the law out here, that's all.
Bunu sadece onlardan nefret ettiğim için yapmıyorum.. ... burada kanunu ben temsil ediyorum, hepsi bu.
But my heart hasn't been in it.
Ama kalbimle değil.
I'll do it, but my heart won't be in it.
Yapacağım ama kalpten bir şey olmayacak.
No, but something about the way you ride puts my heart in my mouth.
Hayır, ama, sürüş şekliniz yüreğimi ağzıma getirdi.
Of course, I'll say a grace if somebody sets out the food but my heart ain't in it.
Elbette, birisi yemeği ikram edince dua okurum. Ama kalbim buna inanmaz.
I knew I'd never have it, but there was no envy in my heart.
Asla sahip olamayacağımı biliyordum ama içimde bir imrenme yoktu.
I'm not sure, but I think I'd know in my heart.
Emin değilim ama kalbimden hissediyorum sanki.
And a word, a yes, a no, to fight, or write, but never to make a line I have not heard in my own heart.
Tek bir kelime uğruna ya kılıca ya kaleme sarılmak ve yalnızca yüreğindekileri duya duya yazmak.
I feel in my heart that you're a pompous ass, but that doesn't make it so.
Ben de yüreğimde ukala olduğunu hissediyorum. Ama öyle biri değilsin.
It's none of my business, Norah, but why stay in night after night eating your heart out for some guy who... - He isn't "some guy who...".
Bana laf düşmez ama neden her gece her gece kendini paralıyorsun böylesi alelade bir adam için...
Countrymen, my heart doth joy that yet, in all my life, I found no man but he was true to me.
Kardeşler ne mutlu bana ki bütün ömrümce dostlarım hep hakikatli çıktı.
But this picture is only in my heart.
Ama bu resim kalbimde kaldı.
There has been nothing but vengeance in my heart.
Kalbimde intikamdan başka bir şey yok.
I was raised here in the North, but my heart remains loyal to my birthplace, Virginia.
Ben kuzeyde büyüdüm. Ama kalbim her zaman vatanım Virginia için çarpar.
But out there, the fire burned away my doubts and I saw the truth crystal clear in my mind and in my heart.
Ama orada, ateş tüm kuşkularımı yakıp kül etti ve bana gerçekleri, aklım ve yüreğimde kristal berraklığında gösterdi.
I have nothing but pity in my heart... for the chief witness for the State.
Devletin baş tanığına karşı... sadece acıma hissi duyuyorum.
It's often been my duty in the course of my career in court to ask for the extreme penalty of death, but duty plays no role in this affair, I feel I must give way to my conscience, my heart, not duty.
Avukatlık mesleğim boyunca sık sık ölüm cezası istemek başlıca görevim olmuştur ama görevin bu olayda bir rolü yok. Göreve değil de vicdanıma yüreğime teslim olmak zorunda olduğumu hissediyorum.
Please don't take this the wrong way... but when my fiancée left 10 years ago, I felt the same twinge in my heart.
Lütfen bu söylediğimi yanlış anlamayın ama nişanlım da 10 yıl önce çekip gittiğinde kalbimde aynı sızıyı hissetmiştim.
No, I am in fact very weak, but I've chosen to be a monk because my heart believes in it.
Hayır, aslına bakarsan çok güçsüz biriyim ama keşiş olmayı seçtim. Çünkü buna yürekten inanıyorum.
But I have never had peace in my heart
Ama benim de bir kalbim var!
But I had a rose in my desert heart unexceptably.
- Ayrılmak. Artık yoruldum. Bugüne kadar hep arkadaşlarım için yaşadım.
But You know my heart's in the right place.
Ama kalbim doğru tarafta.
There's a tear in my eye and a hurt in my heart at the very thought of it but it's that very same gentleness that the creature will thrive on.
Benim de gözlerim doluyor ve kalbim parçalanıyor ama orada da aynı sevgiyi görecek.
Princess, I am desperate in my love for you but your heart is of iron!
- Umutsuzum. Kalbin demir gibi.
But in my mind, in my heart. There is an indelible record of each transaction :
Ama aklımda.. kalbimde her işlemin silinmez bir kaydı var.
But the storm in my heart will never calm down.
Ama kalbimdeki fırtına daha çok gürleyme başladı.
But recently a girl has lit a lamp of love in my heart.
Sizinle düşmanlık değil akrabalık kurmak istiyorum.
But you can never attain a place in my heart.
Ama asla kalbimde yer bulmazsın kendine
But in my folly I've broken the heart of the man who took me for a son
Ama benim aptallığım, beni oğlu yerine koyan adamın kalbini kırmakla oldu.
I am in love with a young girl who returns my affection and who receives kindly the offer of my heart but my father takes it into his head to disturb our love by asking her in marriage.
Genç bir kıza aşık oldum, o da beni seviyor, ona evlenme teklif ettim. Ama babam da bu kıza evlenme teklif edip aşkımızı bozmaya çalışıyor.
Far from perfect, But I know in my heart, I'm a nice person.
Belki mükemmel değilim ama şunu bütün kalbimle biliyorum ki ; iyi bir insanım.
It is true there is a certain.... I have a certain trembling in my arm and my legs... but I can assure you, good friends... the trembling has not reached my head or my heart. No.
Kolumda ve bacaklarımda titremeler olduğu doğrudur ama sizleri, dostlarımı temin ederim ki titremeler zihnime ya da kalbime katiyen ulaşabilmiş değildir.
But I just couldn't find the right words, so finally I took my hand... I put it on a piece of paper, I outlined it with a pen... and I wrote in the center something like, "Your heart is in my hand."
Ama bir türlü doğru sözcükleri bulamıyordum, ben de elimi kâğıdın... üzerine koydum, ve çevresini kalemle kâğıda çizdim...
"Listen, i don't have money but a treasure house in my heart."
Dinle, param yok ama kalbim zengindir.
I give food on the table to people... " "... but i will place you in my heart, and serve you forever "
İnsanlara yemek servis ediyorum ama kalbimde sana öyle bir yer yaparım ki sonsuza kadar sana hizmet ederim.
Deep in my heart I have conspired, but only with myself I conspired for peace, for amnesty respect for law and public order I conspired for happiness and justice
Kalbimin sırrını bizzat kendime karşı komploya kurban verdim. Barış için komplo kurdum ateşkes için yasalara saygı için halkın huzuru için mutluluk ve adalet için komplo kurdum.
I'm leaving you a rather melancholy picture, but in the depths of my heart I am happy.
Size daha çok bir melankoli resmi birakiyorum ama kalbimin derinliklerinde mutluyum.
My heart told me to participate in this project, but my brain said "Oh, God, what will my father think".
Yüreğim bu projeye katılmak için can atıyordu, ama aklım.. "Oh tanrım, ya babam duyarsa" diyordu. Bilirsiniz işte.
I didn't mind the pain, but I was sick at heart for having failed in my mission.
Duyduğum acıya aldırmıyordum, fakat görevimde başarısız olduğum duygusu kalbimi hasta etmişti.
Not only financially but also in my heart.
Sadece maddi olarak değil, yürekten.
But there's one thing i know in my heart i could never do.
Ama kalpten inandığım ve hiç yapmadığım tek bir şey var.
Sir, it may cause you some personal embarrassment, but you have a spot in my heart.
Buyurun. Efendim, belki sizi biraz mahcup edebilir ama söylemem gerek, leke var kalbimde size.
You know, I was hoping in my heart that this wouldn't affect our friendship, but I can see you're not big enough to get over the fact that she dumped you.
Bu bizim arkadaşlığımızı etkilemez diye umuyordum. Ama görüyorum ki, seni terk etmesini sindirecek kadar olgun değilsin.
but in the end 317
but in order to do that 29
but in my defense 43
but instead 336
but in the meantime 283
but in a good way 48
but in time 33
but in 118
but in my experience 31
but in fact 88
but in order to do that 29
but in my defense 43
but instead 336
but in the meantime 283
but in a good way 48
but in time 33
but in 118
but in my experience 31
but in fact 88